3. yıllarını kutlayan harika bir site Korkusitesi. Uzun
süreden beri takip ediyorum. Harika kritiklere sahip yazılar yazarak ilgi
uyandırıyor. Hiçbir kitabını okumama rağmen birçok film uyarlamasını izlediğim
Stephen King hakkında aşağıdaki yazıya ulaştım. Linke tıklayarak kolayca siteyi
ziyaret edebilirsiniz. Emin olun seveceğiniz bir sürü yazıyla
karşılaşacaksınız. Yazıda bol bol resim olduğu için liste bölümünden böldüm,
yüklenmesi birkaç saniye alabilir, sabırlı olun.
Tam adıyla Stephen Edwin King. William
Shakespaere’dan sonra kitapları sinemaya en fazla uyarlanan yazar. Bizim daha
çok sevdiğimiz ismiyle Korkunun Lordu’nun profesyonel yazarlık kariyeri, bir
süre yazdıktan sonra beğenmeyip çöpe attığı Carrie’nin, eşi Tabitha King
tarafından atıldığı yerden çıkarılıp yeniden yazarın önüne konmasıyla
başlayacaktı. 1974’te yayımlanan Carrie büyük ses getirecek ve daha iki
yıl geçmeden gelen aynı isimli filmle Stephen King eserleri sinemaya
uyarlanmaya başlayacaktı. King, kendisi gibi yazar olan eşinden yana oldukça
şanslı görünüyor.
Şanssız olduğu tek taraf, hem ‘Amerikalı’ hem
‘popüler’ hem de daha çok ‘korku’ türünde eser veren bir yazar olmasıydı belki.
Bu onun edebiyat çevrelerince uzun süre görmezden gelinmesine neden oldu. Ta ki
bunun mümkün olmadığı anlaşılana kadar. Elbette hak ettiği değeri görmediğini
söylemek biraz nankörlük olur; ancak geçmişe şöyle bir baktığımızda Amerikan
korku sinemasına şekil veren bir yazar görüyorsak, bu biraz da nankörlük yapmak
için elimizde iyi bir sebep olduğu anlamına gelmez mi?
Geçtiğimiz günlerde Forbes dergisinin
yayınladığı ‘Dünyanın En Çok Kazanan Yazarları’ listesinde üçüncülükte
gördüğümüz yazar aradan geçen 35 yıla rağmen ne hızından ne başarısından bir
şey kaybetti. Bu günlerde, kendisinin pek sevdiği(!) Stepheine Meyer’in
Twilight uyarlamaları oldukça gündemde olsa da, ne Meyer’in, ne bir dönem
nafile bir çabayla rakibi olarak gösterilen Dean Koontz’un, ne de kendisinin
‘korkunun geleceğini gördüm, adı Clive Barker idi’ diyerek arka çıktığı Clive
Barker’ın eserleri beyazperdede onun eserleri kadar tarz sahibi, kalıcı ve
devamlı bir etkiye sahip olabildi. Muhtemelen bu konudaki tek rakibi Richard
Bachman olabildi. Son yıllarda gelen başarılı örneklerden sonra Stephen King
uyarlamalarına yeniden göz atmanın zamanı çoktan gelmişti. Ben de naçizane, bu
film adaptelerini içeren bir Top 20 hazırlamaya çalıştım. Listedeki bazı
filmler arasında uçurum olduğunu düşünebilirsiniz. Zira elde ettikleri genel
başarı düşünüldüğünde gerçekten de farklı yerlerde duruyorlar. Lakin her
birinin korku sinemasının özgün köşelerini parsellediğini de unutmamak gerekir.
Bu listede görmenin, ya da görememenin sizi rahatsız edeceği filmler muhakkak
olacaktır. Onlar için doğrudan beni suçlayabilirsiniz. Çünkü hiçbiri unutulduğu
ya da üzerinde daha az düşünüldüğü için değil, tamamen yazarın iradesi
sebebiyle burada ya da burada değil.
Not: Bu yazı hazırlanırken Stephen King’in
yalnızca korku-gerilim türündeki eserleri dikkate alınmıştır. Green Mile’in,
Shawshank Redemption’ın, Stand By Me’nin ilk 5’e gireceğini halihazırda
bildiğimiz bir listenin ne heyecanı kalırdı ki hem!
Şimdi, bilmeniz gereken her şeyi
öğrendiğinize göre… Korkunun Kralı’nın korku tüneline girmeye hazır mısınız?
Öyleyse sıkı tutun elimi. Orada kaybolmak
istemezsiniz.