kynodontos / dogtooth (2009)

Yönetmen: Giorgos Lanthimos
Senaryo: Giorgos Lanthimos, Efthymis Filippou
Oyuncular: Christos Stergioglou, Michele Valley, Aggeliki Papoulia
Tür: Dram
Yıl : 2009
Süre: 94 dak. 
Ülke: Yunanistan
Dil: Yunanca
Ödül: Oscar'a adaylık, 10 ödül, 5 adaylık
IMDb puanı: 7.2


Onların dilinde telefon, bir baharat çeşidi; otoban, şiddetli esen rüzgâr; deniz, deri kaplı koltuk; klavye, kadın cinsel organı; zombi, küçük sarı çiçek; amcık ise tavandan sarkan büyük lamba. Onların dünyası çitlerle çevrelenmiş, içinde balıklar var oluveren havuzu olan, çitin ardında kedi adında canavarların olduğu bir yer.
Onların ailesi, bir anne, bir baba, ikisi kız olmak üzere üç çocuktan oluşuyor. Anne isterse köpek doğurabilir, baba dış dünyaya çıkabilen tek kişi ve evin yemek ihtiyacını karşılıyor. Çocukların eğlence anlayışları fiziksel kuvvetlerini ölçebilecek oyunlar, babanın yabancı dildeki şarkıları kendi dillerine çarpıtarak çevirmesi, su altında en uzun süre kalanların yapışkanla ödüllendirilmesi, yeni kelimeler öğrenmek ve üstlerinden geçen uçağın bahçelerine düşmesiyle oyuncağa doğru koşmak, bir tür yarış.


Evin dışına çıkmanın tek yolu otomobil kullanmak; dışarıdaki canavarlardan ancak bu şekilde korunabilirsin, otomobil kullanmayı öğrenebilmek içinse köpekdişlerinin düşüp yerine yenilerinin çıkması gerekli.
Ev dışından evin içine giren tek yabancı Christina, babanın çalıştığı fabrikanın güvenlik görevlisi. Christina’nın görevi ise evin oğlunun cinsel ihtiyacını gidermek. Bunun karşılığında babadan para alıyor.
Olaylar da Christina’nın oral seks istemesi sonucu oğlanın tiksinmesi ve onu reddetmesiyle başlıyor. Christina tatmin olmak için evin büyük kızına gidip klavyesini yalaması karşılığında ona fosforlu tacını vereceğini söylüyor. Fosforlu kelimesinin karanlıkta parlayan olduğunu öğrenen büyük kız Christina’nın teklifini yerine getiriyor. İkinci gelişinde bu kez isteğini yerine getirmesi karşılığında ona saç jolesi vereceğini söyleyen Christina, büyük kız tarafından reddediliyor. Saç jolesi yerine çantada bulduğu videokaseti verirse klavyesini yalayabileceğini söyleyen büyük kızın videokasete sahip olmasıyla dış dünyaya merakı da artıyor. Tabii bu durum, babanın videokaseti büyük kızın kafasında parçalamasıyla son buluyor.
Christina’nın çocuklar için tehlike teşkil ettiğini fark eden baba artık onu eve getirmiyor. Bunun yerine enseste başvuruyor ve iki kızından birini seçmesi için onları oğlana sunuyor.
Anne her ne kadar bu yaşam tarzını kendisi seçmiş gibi görünse de aslında ev ortamındaki ataerkil düzen, söz sahibinin baba olduğunu ortaya çıkarıyor. Çünkü baba ne derse o oluyor, kimi zaman anne de cezalandırılıyor, kedi görüldüğünde nasıl havlanılması gerektiğini anne de öğreniyor, anne de eğitiliyor ve evdeki cinsel arzuların sadece erkekler için var olunacağı savunuluyor; sadece erkek çocuk için fahişe getiriliyor zira kız çocukların arzuları hiçe sayılıyor.
Filmin yönetmeni Giorgos Lanthimos; yazarlar, Giorgos Lanthimos ve Efthymis Filippou; oyuncular, Christos Stergioglou, Michele Valley ve Aggeliki Papolia. 2009 yapımı filmin türü dram uzunluğu ise 94 dakika. Film Oscar’a aday gösterilmiş, 10 ödül ve 5 adaylık sahibi. Filmin IMDb puanı 7.2/10, metascore’u ise 73/100.
Michael Haneke’nin rahatsız ediciliğini, Lars von Trier’in psikopatlığını hissettiğimiz Kynodontas’ta aslında sosyal yaşamdan kopuk bireylerin nasıl bir canlıya dönüştükleri, burjuva ailelerin eğitimde çocuklarını dış dünyadan soyutladıklarında, onların ne tür bir hal alacakları, ‘dil’ denen kavramın nasıl da çarpıtılabileceği ve aslında dünyanın nasıl da tekdüze normlarla başkalarınca oluşturulduğu dolayısıyla aslında yaşantımızın nasıl da bizden öncekilerin tekrarı olduğu en açık, sert ve sinir edici haliyle yüzümüze vurula vurula anlatılıyor.
Cinsel olgulara dokundurulmadan da geçilmiyor filmde. Ensest bir problem olabilecekken, filmdeki dünyada romantizme bile dönüşebiliyor. Filmdeki aile çoğu zaman psikopat, hastalıklı olarak görülse de aslında bizim dünyamızdaki bazı korumacı ailelerin abartılı dışa vurumu hatta aynadaki akisleridir.
Filmden idrak edilecek sonuç ise yine seyirciye bırakılmış, ‘neden?’lerin tamamının cevabı yok çünkü filmde, seyircinin biraz üzerinde düşünüp taşınması gerektiği görülüyor.
Ki şunu asla söyleyemeyiz: Onlar evde mutsuzlar. Asla, aksine şakalaşırken, eğitilirken, babanın şarkı sözlerini kendi dillerine çevirdiklerinde yüzlerinde beliren gülümsemeden mutlu olduklarını çıkarabiliriz. Ve eğer Christina’nın o eve en baştan hiç sokulmaması durumunda bu yaşantının ne kadar daha süreceğini hep merak edeceğiz.
Haneke benzetmelerine gelecek olursak da aslında diyebiliriz ki kendi başına çok da sağlam bir şekilde ayakları üzerinde durabilir. Hatta filmdeki abartmalardan örnek alabilirsek, Haneke’nin köpek dişlerini kırıp, otomobilin bagajına onu hapsedebilir.
Film için soft porno yorumları üzerine ise söyleyebiliriz ki film çok izlenmesi için bir açıklık ihtiva etmiyor. Aksine filmdeki açık sahneler ne çok ne de az, tam olması gerektiği kadar.
Tümüyle özgün bir yapım olan Kynodontos(Dogtooth), herkesin izleyemeyeceği bir film olsa da bu türü sevenlerden tam not alacak bir yapıt.
Giorgos Lanthimos, huzursuz seyirler diler…

paylaş:

0 YORUM:

Yorum Gönder