en iyi 50 gitar solosu



Guitar World, rock and roll tarihindeki en iyi gitar sololarını puanlamış ve ortaya aşağıdaki sıralama çıkmış. Tabii her ne kadar belirli bir kritere göre puanlasalar da kişisel görüş belirtmek, bu performans diğerinden daha mı iyi benzeri yorum yapmak da istiyor insan. Neticede kıyaslama yapmak, hele hele performans kıyaslaması yapmak zor ve zahmetli bir iş olsa gerek ve öznel yaklaşımlardan kaçınılamaz.

50) "Shock Me" (Ace Frehley) - Kiss Alive II, 1977

49) "Europa" (Carlos Santana) - Carlos Santana Amigos, 1976

48) "Sympathy for the Devil" (Keith Richards) - Rolling Stones Beggars Banquet, 1968

47) "Jessica" (Dickey Betts) - Allman Brothers Band Brothers and Sisters, 1974

46) "Hot For Teacher" (Edward Van Halen) - Van Halen 1984, 1984

45) "Light My Fire" (Robby Krieger) - The Doors The Doors, 1967

44) "Alive" (Mike McCready) - Pearl Jam Ten, 1991

43) "Sharp Dressed Man" (Billy Gibbons) - ZZ Top Eliminator, 1983

42) "While My Guitar Gently Weeps" (Eric Clapton) - The Beatles The Beatles (White Album), 1968

41) "Brighton Rock" (Brian May) - Queen Sheer Heart Attack, 1974

40) "Reelin' in the Years" (Elliot Randall) - Steely Dan Can't Buy a Thrill, 1972

39) "Cortez the Killer" (Neil Young) - Neil Young and Crazy Horse Zuma, 1975

38) "Whole Lotta Love" (Jimmy Page) - Led Zeppelin Led Zeppelin II, 1967

37) "Sweet Child O' Mine" (Slash) - Guns N' Roses Appetite for Destruction, 1987

36) "Black Star" (Yngwie Malmsteen) - Yngwie Malmsteen Rising Force, 1984

35) "Cemetery Gates" (Dimebag Darrell) - Pantera Cowboys from Hell, 1990

34) "Paranoid Android" (Johnny Greenwood) - Radiohead OK Computer, 1997

33) "The Thrill is Gone" (B.B. King) - B.B. King Completely Well, 1969

32) "Machine Gun" (Jimi Hendrix) - Jimi Hendrix Band of Gypsys, 1970

31) "Stranglehold" (Ted Nugent) - Ted Nugent Ted Nugent, 1975

30) "Surfing with the Alien" (Joe Satriani) - Joe Satriani Surfing with the Alien, 1987

29) "For the Love of God" (Steve Vai) - Steve Vai Passion and Warfare, 1991

28) "Mr. Crowley" (Randy Rhoads) - Ozzy Osbourne Blizzard of Ozz, 1981

27) "Pride and Joy" (Stevie Ray Vaughan) - Stevie Ray Vaughan Texas Flood, 1983

26) "Smells Like Teen Spirit" (Kurt Cobain) - Nirvana Nevermind, 1991

25) "Aqualung" (Martin Barre) - Jethro Tull Aqualung, 1979

24) "Fade to Black" (Kirk Hammett) - Metallica Ride the Lightning, 1984

23) "Bulls on Parade" (Tom Morello) - Rage Against the Machine Evil Empire, 1996

22) "Sultans of Swing" (Mark Knopfler) - Dire Straits Dire Straits, 1978

21) "Time" (David Gilmour) - Pink Floyd Dark Side of the Moon, 1973

20) "Bohemian Rhapsody" (Brian May) - Queen Night at the Opera, 1975

19) "Floods" (Dimebag Darrell) - Pantera The Great Southern Trendkill, 1996

18) "Little Wing" (Jimi Hendrix) - The Jimi Hendrix Experience Axis: Bold as Love, 1968

17) "Cliffs of Dover" (Eric Johnson) - Eric Johnson Ah Via Musicom, 1990

16) "Heartbreaker" (Jimmy Page) - Led Zeppelin Led Zeppelin II, 1967

15) "Highway Star" (Ritchie Blackmore) - Deep Purple Machine Head, 1972

14) "Layla" (Eric Clapton, Duane Allman) - Derek and the Dominos Layla and Other Assorted Love Songs, 1970

13) "Texas Flood" (Stevie Ray Vaughan) - Stevie Ray Vaughan Texas Flood, 1983

12) "Johnny B. Goode" (Chuck Berry) - Chuck Berry His Best, Volume One, 1997

11) "Voodoo Child (Slight Return)" (Jimi Hendrix) - Jimi Hendrix Experience Electric Ladyland, 1968

10) "Crossroads" (Eric Clapton) - Cream Wheels of Fire, 1968

9) "Crazy Train" (Randy Rhoads) - Ozzy Osbourne Blizzard of Ozz, 1981

8) "Hotel California" (Don Felder, Joe Walsh) - The Eagles Hotel California, 1976

7) "One" (Kirk Hammett) - Metallica ...And Justice for All, 1988

6) "November Rain" (Slash) - Guns N' Roses Use Your Illusion I, 1991

5) "All Along the Watchtower" (Jimi Hendrix) - The Jimi Hendrix Experience Electric Ladyland, 1968

4) "Comfortably Numb" (David Gilmour) - Pink Floyd The Wall, 1979

3) "Free Bird" (Allen Collins, Gary Rossington) - Lynyrd Skynyrd, 1973

2) "Eruption" (Eddie Van Halen) - Van Halen Van Halen, 1978

1) "Stairway to Heaven" (Jimmy Page) - Led Zeppelin Led Zeppelin IV, 1971
paylaş:

Y tu mamá también (2001)


Yönetmen: Alfonso Cuarón
Senaryo: Alfonso Cuarón, Carlos Cuarón
Oyuncular: Maribel Verdú, Gael García Bernal, Ana López Mercado
Tür: Dram
Yıl: 2001
Süre: 106 dak.
Ülke: Meksika
Dil: İspanyolca

Tam da ergenlik çağında vücudun işlevselliğini keşfedip karşı cinse ilginin arttığı vakitlerde hayatı, kimliği, insanları anlamanın ne olduğunu yalın bir şekilde aktaran güzel bir film. Alfonso Cuaron’un yönettiği Y tu mama tambien (Ananı da) aslında başlı başına bir yol filmi. Arka planda da ülkedeki siyasi çalkalanışı besliyor.
Tenoch ve Julio yakın arkadaş, kendi içlerinde manifestolar belirleyip kendi koydukları kurallara sadık kalmaya ant içmiş kişiler. İkisinin de sevgili var, ikisi de sevgilisini İtalya dolaylarına uğurluyor. Düğün merasimi benzeri bir oluşumda gördükleri evli bir kadın, Ana, ile karşılaştıklarında ise hayatlarının bundan böyle hiç de eskisi gibi olmayacağını bilmeden serüvene atılmaya hazırlanıyorlar. Cennet Ağzı diye uydurdukları mekana gideceklerinden bahsedip Ana’nın da onlara katılmasını istiyorlar. Kocasının içkiliyken onu aldattığını telefonda söylemesi üzerine gençlerin turuna katılmaya karar veren Ana, beyinleri bellerinin altında olan gençlerin hayatlarını tümden değiştirmek üzere zamanda yolculuğa çıkıyor.

Her durulan durakta farklı soluklar alsalar da aslında herkes her şeyin farkında. Ana, yolculuğa çağırılma amacının gerçekte ergen gençlerin cinsel arzularından kaynaklığının farkında, üzerine bir de aslında ilk olmayan aldatılışlar süregelirken ufak kaçamakların doğmasına izin veriyor. Gençler de Ana hiç söylemese de kocasının onu aldattığının farkındalar.
Tenoch ile olan münasebetin Julio tarafından görülmesi ise iki arkadaşın arasında bazı bağların kopmasına neden oluyor. Sevişme sonrası havuz başında otururken her zamanki yarışmalarına başladıktan sonra söylenen “kız arkadaşınla yattım” cümlesi, şimdiye kadar kendi manifesto kurallarını tamamıyla alt-üst ettiğinin bir göstergesi. Bu tartışma sonucu ortaya çıkan gerginliğin asıl nedeninin Ana’ya söylenmemesi ise Ana tarafından farklı bir şekilde buna kendisinin neden olduğu düşüncesinin algılanmasına neden oluyor. Bunun ardından yolda giderken Ana’nın Julio ile sevişmeye başlamasıyla benzer bir olay yaşanıyor. Her kırılışta sanki sırf kızgınlığını gösterme aracı olarak edilen itiraflar bu kez Tenoch tarafından ifade ediliyor. Tenoch’un da Julio’ya olan “ben de” itirafı sonucu işler iyice karışıyor. Birbirlerinin sevgilileriyle yattıklarının ortaya çıkmasıyla aslında aynı çirkinliğin her iki tarafça yapıldığı unutulmuş gibi durdurulan otomobile atılan tekmelerin, havada uçuşan küfürlerin haddi hesabı ölçülemeyecek konuma gelince Ana artık pes ediyor ve aslında tüm erkeklere ithaf edilen sözleri iki dosta saydırıyor.

Ana’nın gel-gitlerine şahit oluyoruz ara ara. Kocasına duyduğu aşk aslında yıllar önce yaşadığı aşktan çok başka, anlatırken bile fark ediliyor. Bunun yanında güçlü kadını oynamaya çalışması, aslında aklında çocukluğundan beri özgürce gezme hayalini gerçeğe dökmeye çalışması fakat hiç de o cesaretin onda olmayışı, tüm bunlar Ana’nın karakterini kafamızda canlandırmamızı sağlıyor. Gelen ihanetler üzerine yolunu çizmeye çalışsa da ilk olarak pes ediyor, her şeyin yoluna koyulacağından şüphelense de en azın bir çaba sarf edeceğinin farkına varıyoruz tabii her akla gelen ihanetle ona karşı olan siniri bir nevi ergen gençlere karşı yönelmesine neden oluyor ve telefonu açıp çok da kolay bir şekilde kocasına veda edebilme cesaretini kendinde buluyor.
Filmin başından beri aslında bir eşcinsellik konusunun alttan alta beyne yerleştirilmeye çalışılması ya da sırf bu düşüncelerin yazılıp çizilmesi için çekilen havuz başı mastürbasyon sahnesi yönetmenin filmin sonlarına doğru kendisi tarafından eleştirilere yer vermeyecek şekilde tamamlanıyor. Tabii o duygular ve şartlar içerisinde olunduğunda insan tepkisi ne ölçüde karalar verebilir bu da yönetmenin gözünden bir sahne diyelim.

İşte bundan sonra tamamıyla ayrılan yollarda zaman bilmem kaç gün geçtikten sonra iki eski dostun karşılaşması, Ana’nın aslında yakın bir zamanda öleceğini bildiği halde bunu kimseye söylemeyip küçüklüğünden beri ya da şöyle diyelim, çözdüğü testin birindeki soruya verdiği cevabı, yani dün ve yarındansa bugünü tercih ettiğini, bunu yapabildiğini görüyoruz. Tabii iki arkadaşın yaşanan o geceden sonra görüşmemesi olaydaki üzücü gerçek. Karşılaştıktan sonra da sanki “normal” hayatlarına devam edeceklermiş gibi usulca ayrılıp gidiyorlar. Tabii film da olması gerektiği bitmiş oluyor.
İzlerken bambaşka duyguların keşfedilmesini sağlayan, özünde yollarda geçen bir film. Adındaki espri ise İtalya’da on kişiyle yattığı düşünülen sevgililer ile dalga geçerken masaya vurulan tekila bardaklarıyla ağızdan dökülüyor. 
paylaş:

yossi and jagger (2002)


Yönetmen: Eytan Fox
Senaryo: Avner Bernheimer
Oyuncular: Ohad Knoller, Yehuda Levi, Aya Steinovitz
Tür: Dram | Romantik | Savaş
Yıl: 2002
Süre: 65 dk.
Ülke: İsrail
Dil: İbranice

Eytan Fox’un yönetmen koltuğunda oturduğu 2002 yapımı olan film İsrail’de bir askeriye birliğindeki alt-üst aşk hikayesini anlatıyor. Jagger –asıl adı Lio olmasına rağmen rock yıldızına benzediği için diğer askerler tarafından bu isimle çağrılıyor- ve onun üstü Yossi arasında geçen eşcinsel aşk hikayesinin arka planında ise Yaeli –kadın asker- nin Jagger için beslediği platonik aşkı yer alıyor.
Hikaye ise herhangi bir zamanda sıradan bir günde başlıyor. Emir üzerine karla kaplı tepelerde kontrole çıkan iki askerin bir anda kartopu oynayarak ön sevişmesine şahit oluyoruz ki bu sahne muhtemelen çoğu izleyen tarafından filmin en etkili sahnesi seçilebilir. Bunun haricinde yeterince yüzeysel ilerleyen bir aşk hikayesinin yanında Jagger’a duyulan platonik aşk ise iyice sönük kalıyor. Hepsinin yanına Yaeli için diğer askerin hissettikleri ise film içerisinde pek de önem taşımayan sahneler.

65 dakika uzunluğundaki filmde anlatılan hikaye, gece çatışmasıyla bir an hareketleniyor. Tabii çatışma görüntülerinin filmin en berbat görüntüleri olması nedeniyle filmi çok da ileriye götüremiyor.
Genel itibari ile her ne kadar filmin kurgusu, çekim kalitesi ve şekli pek de iyi olmasa da filmin yine de kendini sevdiren bir yapısı var. Aslında alt-üst arasındaki eşcinsel aşk hikayesi derinlemesine işlenirken aralarındaki ilişkinin boyutu hakkında daha çok şey söylenip, geri plandaki platonik aşk hikayesi üzerinde daha çok durulabilir ve ortaya olduğundan daha güzel bir iş çıkabilirdi. Neticede yaşanılan yahut anlatılmaya çalışılan konunun çok yüzeysek kaldığını söylememek aşırı iyimser bir yaklaşım olur.
Filmin sonunda yaşanan duygu hali ise yeterince iyi anlatılmış.
paylaş: