Hani bazı kitaplar vardır, adında bir şeyler vardır, daha okumayı sökmeden babanın kitaplığında gördüklerin gibi, çok merak edersin ama uzanamazsın. Sonra okumayı öğrenince, okumayı dener, anlamaz sıkılır bırakırsın. Yüzüklerin Efendisi’ni ilkokulda okumaya çalışmak gibi aynen… Ağır gelir, okunmaz....
ağlamak
Anılarımızın ücra köşelerinden kendimize en sivrilerini seçtiğimiz o unutulmaz dakikaları hatırladığımızda, göz pınarlarımız coşar da umutsuzluğumuzun elinde mahkûm duruma düşeriz, yalnızlığımıza dem vurup dizlerimizi karnımıza çekip, geçmiş günlerin bitmişliğini unutup, yaşadıklarımızı şeritler halinde...
uzak
yazan: odysseia
tarih: 4/22/2010 11:08:00 ÖÖ
etiket: ben biraz da kendimim, yazılar
yorum:
Hiç yorum yok
Siyahın matemine büründüğüm gecelerde yalnızlığı arkadaş edinen kelimelerde sensizliği arıyordum. Tutunamıyordum… En soluk mavi bile uçarı kalıyordu flu hayatıma. Tanımlarım takılıyordu bir yazarın aslında demek istediklerine. Ve benim kelimelerime katık oluyordu sonra o dile gelişler... Yani demem...
Alive
yazan: Adsız
tarih: 4/20/2010 05:12:00 ÖS
etiket: aydınlığa adanmış yazılar, baharın vücudumuza etkileri, benim umudum var, yazılar
yorum:
Hiç yorum yok
Geceyi aydınlatacak ilk ışık huzmesi güneşten ayrıldıktan 8 dakika sonra ulaşır yeryüzüne. İşte o 8 dakika, ışığın 8 dakikalık o yolu gecenin en karanlık zamanıdır. Ay batar, yıldızlar görünmez olur, gökyüzü ışıktan olabildiğince yoksun uzayın en karanlık tarafına bakar. Şafaktan önceki son saniye...
yeraltına tırmanmacalar
yazan: Adsız
tarih: 4/18/2010 05:38:00 ÖS
etiket: adult, ağzı bozuk yazılar, yazılar, yeraltında
yorum:
2 yorum
Kusmuk bulamacında yüzüyorum, çek elini üzerimden. Organsal vitesi üçten dörde değiştirirken bastığım debriyaj kadar bir yerim yok dünya kavanozunda ve bir de kulaklarda çınlayan resepsiyon zilleri. Mürekkep desen, balıklarından püsküren malum sıvısal fışkırma. Hey, çek elini üzerimden.
Değiştirdim...
yerçekimli zamanlarda
Acılara gülerdik bir zamanlar, uzun uzun yollara koyulan ayaklarımız vardı başımızın derdini çeken. Oturmuş bir balkon köşesine gelen geçene bakıp vakti tüketiyorduk ve bir de sigara içiyorduk durup durup, dudaklarımız acı mı acı. Şekersizdi çayımız belki de bundandır acılarımız.
Teyzeler vardı bir...
yanılsamalar
Ve tanrı hayal kahvesinden çıkma bir günü suratlarımıza sıvamış, biz yarabbi şükür demişken, susup da konuştuklarımıza sardığımız yumakları kedilerin patileri arasına vermiş, kaçan farenin peynirini tuzlayıp beyinlerimize katık edip yemişken, bizler, o sıfat yakıştırılamayan insanlar, çamurlayıp vücutlarımızı...
tanrısal sinekler
Tek
derdimiz uyumaktı aslında, olmasaydı sivrisinekler. Avucunu açıp patlatınca
duvara kanımız yapışıyordu elimize ve katil oluveriyorduk bilmeden.
Tek
derdimiz okumaktı aslında, olmasaydı sivrisinekler. İki elimizle kitap kapağını
tutup kapattığımızda fışkırıveriyordu sayfalara bağırsakları,...
Hoşça-kal
yazan: Adsız
tarih: 4/12/2010 05:01:00 ÖÖ
etiket: aydınlığa adanmış yazılar, yazılar
yorum:
Hiç yorum yok
Bu kadar az alkolle hiç bu kadar başım dönmemişti daha önce. Gece çok soğuktu, çok üşüyordum, yürüyorduk hatta bazen koluma dokunuyordu kolun, ellerimiz ceplerimizde, ben konuşuyordum, sen susuyordun. Gece kendini bırak diyordu, zaten soğuk, kal olduğun yerde, Medusa’nın gözleriyle karşılaşmış titanlar...
vişnenin felsefesi
yazan: Adsız
tarih: 4/11/2010 04:02:00 ÖS
etiket: sensizliğe adanmış yazılar, yaşam çarpıntısı, yazılar
yorum:
7 yorum
Hani kızınca başını çevirir de hızlanıp saçların savrulur, o gözüne kurban olduğum yeller saçını okşayıp taşır ya kokunu, hani ben son kibritle sigaramı yakmışımdır, içerim içerim de senin de canın çeker, kibritimiz bitmiştir, başkasından ateş istemek yerine, kıvrım kıvrım süzülen, boşlukta dumanları,...
rahibeler ve fahişeler
yazan: Adsız
tarih: 4/10/2010 05:24:00 ÖS
etiket: aydınlığa adanmış yazılar, yazılar
yorum:
Hiç yorum yok
Apış arasından çıkan çığlıkları susturmanın yolu nedir fahişe hanım? Üzerine lapalar mı basmak lazım? Hey o gözlerinin içine şeytanlar düşmüş, pelerinli hanım, söyle bana kalbindeki karaların çaresizliği kimdendir? Kimler geçmiştir bacaklarından, hangileri girmiştir kapı aralarına ve kimler soluklanmıştır...
Araf
yazan: Adsız
tarih: 4/10/2010 01:06:00 ÖÖ
etiket: hayatımız şiir, sensizliğe adanmış yazılar, yazılar
yorum:
5 yorum
Ona ithaf edip yüklediklerinle berabersesi daha net duyabilmek için kafanı da biraz sağa çevirdikten sonrabirkaç arka sıradanonun sesini dinlemek.İçinde başkalarına ait olmayansadece senin bildiğin sıcaklığı görmeksesindeki rengi hissetmek bir de.Metrelerce uzakta yaşanmışve metrelerce uzakta yaşanacak,...
Stiletto
Topuklu ayakkabı. Tık, tık, tık, tık… Tek bir çizgi üstünde, catwalk yaparcasına yürüyor kadın. Her baş dönüyor onun geçişine. Kadının yüzü yok, her bakan sadece onları görüyor, kırmızı bir çift stiletto. Önce biri, tık, ardından diğeri, tık ve tekrar diğeri tık, tık tık! Kadının yüzü yok,...
muhabbetlerde ayrılık
Elenore:Yarım kalanları söylemenin zamanı… Söyleyeceklerim mi yarım kalmıştı, yoksa ben miydim yarım kalan? Söyleyebilir miydim yarım kaldığımı? “senden önce başladım, sensiz yarım kaldım” diyebilir miydim? Olan tam da buydu oysa, senden önce başlamıştım işte. Şairin dediği gibi “önce aşk vardı, sen...
Şehzade
yazan: Adsız
tarih: 3/31/2010 05:16:00 ÖS
etiket: hayatımız şiir, sensizliğe adanmış yazılar, yazılar
yorum:
3 yorum
Evet, sesini duymak hala bir işkenceevet, yüzünü görmek hala katlanılmazve evet, hala seviyorum seni...Üstelik ne zaman merdiven çıksamçıkarken ne zaman Yann Tiersen dinlesemseni görürdüm karşımdaevvel zaman içindesen bir tellal, ben de berber iken.İşte bu yüzden,kalbur samana düştüğünden beri yürüyen...
cinsel bir obje olarak kadın vücudu
Flüoresan
ışığı altında bedeni, tüm kıvrımlarını odaya dolduruyor; ten kokusu adeta
zevkleri alt üst etmek için çaba sarf ediyor; ölüymüşçesine vücudu, soğuk
parkenin üzerinde kımıldamadan sonunun gelmesini bekliyor; tüm estetiğin
arasında halatlar, salıncakları oluşturmak için düğümlenmeyi bekliyor.
Korku,
kapı...
önce düşmek vardı sonra uçmak
yazan: Adsız
tarih: 3/26/2010 08:48:00 ÖS
etiket: sensizliğe adanmış yazılar, yazılar
yorum:
Hiç yorum yok
Meymenetsiz suratları, sudukları, kırık dişlerinin arasından sarkıttıkları dilleri, çatlamış dudaklarına sürttükleri armonikalarla hiç olmadıkları kadar mutlu ve hüzünlü görünüyordu melekler ve ellerinde olmadan gelişigüzel çaldıkları senfoniye ayak uydururcasına salınıyorlardı gökte, suyun tutunması...
Ağlamak veya Regl Olmak
yazan: Adsız
tarih: 3/25/2010 11:29:00 ÖÖ
etiket: içimi dolduran boşluklar, sensizliğe adanmış yazılar, yazılar
yorum:
Hiç yorum yok
Ağlamak neden hep olumsuz çağrışımlar yaratır? Neden insanlar ağlamaktan korkar, birileri ağladığını görünce utanır, gözyaşlarını saklamaya çalışır, boğazındaki düğümü bastırır, yıllardır ağlamadığını ya da ölüm hariç hiçbir şeye ağlamayacağını gururla söyler, kadınlar ağlayan erkekleri (genelde) itici...
yine evvel zaman içinde
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal, pireler de berber iken bir de biz dedemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken, seninle az gitmişiz uz gitmişiz, dönüp de baktığımızda görmüşüz ki bir arpa boyu yol gitmişiz.O arpa boyu yolda biz ne kadarlık yaşamışız orası ise bu zamanın en tartışılır...
Üçü Bir Arada - Beklemek Korkmak ve İstemek
yazan: Adsız
tarih: 3/21/2010 03:20:00 ÖS
etiket: içimi dolduran boşluklar, sensizliğe adanmış yazılar, yazılar
yorum:
Hiç yorum yok
“Dudaklarımın gerisin geriye çekildiği; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim.” diye küçük iskender yazmasaydı da ben yazabilseydim keşke. Çünkü hem delicesine...