yaşam çarpıntısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yaşam çarpıntısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

üç zamanlı tiyatro

Tahmin edemiyorum, cennetin olmadığını, kâbus gibi geliyor, zaten melekler bizim için yas tuttuğu sürece cennetten medet ummak akıl işi değil. Günlerden bir gün, -muhtemelen perşembedir- hava serin, ben düşünceli. Üzerimde uzun bir hırka, estikçe rüzgâr dalgalanıyor etekleri, kaldırımlar üzgün,...
paylaş:

kar

Saçaklardan inen kılıç görünümlü buzlar var, her ağzımı açtığımda dileme konan kar kristalleri. Perdemi sonuna kadar açtığımda buğulanan bir cam ve flulaşan Ankara Kalesi karşımda. Her yer beyaz, her yer kendisiyle barışık. Yanakları pembeleşen çocuklar sokaklarda, caddeler soğuğa teslim,...
paylaş:

vişnenin felsefesi

Hani kızınca başını çevirir de hızlanıp saçların savrulur, o gözüne kurban olduğum yeller saçını okşayıp taşır ya kokunu, hani ben son kibritle sigaramı yakmışımdır, içerim içerim de senin de canın çeker, kibritimiz bitmiştir, başkasından ateş istemek yerine, kıvrım kıvrım süzülen, boşlukta dumanları,...
paylaş:

gözler

Ah bakışlarımı çevirmez olsaydım ya da sadece bakmamış. Derinliklerine çekiliverdim hemen, dibi kuyu misali bitmek bilmez, kara… Tırnaklarım parçalandı duvarlarında çırpınırken, bedenim, olamadı istediğim gibi, güçsüz olduğumu o an daha iyi hissettim. Çizgiler birer ok gibiydi atılmayı bekleyen, yaralanmış...
paylaş:

komadan sonraki soluk

Var olduğu savunulan iki dünya arasında sıkışmış bedenim, uzak da olsa ışığı görebilmeye muhtaç halde; aklım, yattığım yatakta kaç insanın can verdiğini düşünmeden, nerede olduğumu anlamaya çalışıyor; pınarları kurumuş gözlerimde kirpikler, susuzluktan şikâyetçi birbirlerine yapışmış durumda, gözlerim,...
paylaş: