Elenore:Yarım kalanları söylemenin zamanı… Söyleyeceklerim mi yarım kalmıştı, yoksa ben miydim yarım kalan? Söyleyebilir miydim yarım kaldığımı? “senden önce başladım, sensiz yarım kaldım” diyebilir miydim? Olan tam da buydu oysa, senden önce başlamıştım işte. Şairin dediği gibi “önce aşk vardı, sen...
tadı başka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tadı başka etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gökyüzü şemsiyelerini açmadan
yazan: Adsız
tarih: 3/04/2010 09:02:00 ÖS
etiket: hayaller, tadı başka, yazılar
yorum:
Hiç yorum yok
Esen yelleri izlerken ellerinde, gözlerin kirpiklerine tutsak olduğunu fark eder ve düşeriz beraber görünenin içine görünmeyenler olarak, uzun uzun süzülürüz boşlularda ve ellerimiz çarpar birbirine, kuru dallar gibi kırılır ve ardından gözyaşlarımızda yüzeriz, arkamızdakilere çoktan elveda demişken,...
kuzgun
yazan: Adsız
tarih: 10/04/2009 06:59:00 ÖS
etiket: içimi dolduran boşluklar, tadı başka, yazılar
yorum:
Hiç yorum yok
Kalbi o kadar ağırdı ki doğar doğmaz annesinin canını almıştı, cinsel organdan çıkmak yerine karnı deşip geçerken. Bir canavarın dünyaya geldiğini düşünen baba sigarası sönmeden diğerini yakarken kanlı sıcak su dökülüverdi ebe kadının elinden, iki parmak arasındaki sigaraya tutunamayan küllerin üzerine....
dişinin senfonisi
Yeteneği sönen şairimiz bu gün de bir yaprak solutmuştu benliğinden. Gitgide tükenen ilhamı için dilek dilemekten başka çaresi kalmamıştı perilerden.
Sesler gelirken köpüren sulardan, kulaklarını tıkar oldu şairimiz, acıdı kendine bilmeden, kendi artık o değildi.
Sesler sanki keman gibiydi, her teline...
öcünün son istekleri
Yıldızlar yağsın semadan bana doğru, içime işlesin. Gözlerim sizi görmesin asla, yüzünüze iğne işlemeli toprak rengi bir bez bağlayın. Bırakın benim yüzüm açık kalsın, herkes görsün ışıyan gözlerimi onlara doğru.
Bir de gökkuşağı çıksın, aksın yüzünüze geceleyin, altında bir küp altın. Küp kerpiçten...
yüksel caddesinde hayatı boşlamak
Metronun Yüksel Caddesi çıkışından kendini sokağın olağan akışına bırakanlar, burunlarına gelen limon, baharat, sarımsak ve mısırın buharıyla adeta sarhoş olarak insan kalabalığına doğru yürüdüklerinde, hayat hikâyeleri birbirinden farklı yüzlerce insana çarpmamaya dikkat ederek, usul usul aralarından...
çalınan renkler
Her yerdeler. Arkamda, sağımda, solumda, bu ne?
Ellerindeki de ne öyle sanki gitar ama daha büyük çello desem onun kadar da değil. Neden beni takip ediyor bunlar neden? Ben size ne yaptım? Yeter!
Uzun tırnaklarının içleri pislik içinde. Sanki toprak kazımışlar gibi kimisi de kırık ama hepsi morumsu...
dün
Bugün günlerden ne? Hatırlayamıyorum. Ama dün perşembeydi...
Perşembe günlerin en güzeli, perşembe günlerin en çirkini, perşembe adını hatırlayamadığım günlerin en asili. Her şey dün gerçekleşti hayatımda, her şey dün yaşandı ve bitti benim için. Ben dün doğdum, ben dün öldüm.
Acıdım kendime dün, kızdım,...
yıllar kadar
"Banliyö trenlerinin Sirkeci Garı'na yaklaştığı ayakaltlarındaki kıpırtıdan belli olduğu sırada yüreklerimiz rayların dışa bakan tarafları kadar paslanmıştı yağan yağmurdan.Bir kadın o anda elini kaldırıp güvercinlere yem atarken yine güneş ışığını mahrum bıraktı sağ gözünden.Ellri yıllar kadar çizik,tırnakları...