Şehzade

Evet, sesini duymak hala bir işkenceevet, yüzünü görmek hala katlanılmazve evet, hala seviyorum seni...Üstelik ne zaman merdiven çıksamçıkarken ne zaman Yann Tiersen dinlesemseni görürdüm karşımdaevvel zaman içindesen bir tellal, ben de berber iken.İşte bu yüzden,kalbur samana düştüğünden beri yürüyen...
paylaş:

cinsel bir obje olarak kadın vücudu

Flüoresan ışığı altında bedeni, tüm kıvrımlarını odaya dolduruyor; ten kokusu adeta zevkleri alt üst etmek için çaba sarf ediyor; ölüymüşçesine vücudu, soğuk parkenin üzerinde kımıldamadan sonunun gelmesini bekliyor; tüm estetiğin arasında halatlar, salıncakları oluşturmak için düğümlenmeyi bekliyor. Korku, kapı...
paylaş:

önce düşmek vardı sonra uçmak

Meymenetsiz suratları, sudukları, kırık dişlerinin arasından sarkıttıkları dilleri, çatlamış dudaklarına sürttükleri armonikalarla hiç olmadıkları kadar mutlu ve hüzünlü görünüyordu melekler ve ellerinde olmadan gelişigüzel çaldıkları senfoniye ayak uydururcasına salınıyorlardı gökte, suyun tutunması...
paylaş:

Ağlamak veya Regl Olmak

Ağlamak neden hep olumsuz çağrışımlar yaratır? Neden insanlar ağlamaktan korkar, birileri ağladığını görünce utanır, gözyaşlarını saklamaya çalışır, boğazındaki düğümü bastırır, yıllardır ağlamadığını ya da ölüm hariç hiçbir şeye ağlamayacağını gururla söyler, kadınlar ağlayan erkekleri (genelde) itici...
paylaş:

yine evvel zaman içinde

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal, pireler de berber iken bir de biz dedemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken, seninle az gitmişiz uz gitmişiz, dönüp de baktığımızda görmüşüz ki bir arpa boyu yol gitmişiz.O arpa boyu yolda biz ne kadarlık yaşamışız orası ise bu zamanın en tartışılır...
paylaş:

Üçü Bir Arada - Beklemek Korkmak ve İstemek

“Dudaklarımın gerisin geriye çekildiği; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim.” diye küçük iskender yazmasaydı da ben yazabilseydim keşke. Çünkü hem delicesine...
paylaş:

Üç

Altı harftir aşk!Senin için üç harf, benim için üç harf.Senin altı harfin ve iki hecen,benim altı harfim ve üç hecem,bir de üçer harfimiz ve teker hecemiz.Sence on sekiz harf ve yedi hece mi ederizyoksa sadece üç harften mi ibaretiz?...
paylaş:

gökyüzü şemsiyelerini açmadan

Esen yelleri izlerken ellerinde, gözlerin kirpiklerine tutsak olduğunu fark eder ve düşeriz beraber görünenin içine görünmeyenler olarak, uzun uzun süzülürüz boşlularda ve ellerimiz çarpar birbirine, kuru dallar gibi kırılır ve ardından gözyaşlarımızda yüzeriz, arkamızdakilere çoktan elveda demişken,...
paylaş:

ikili oyun

zor bir metin kelimeler seçilmiyor, şurada yazan yaşam mı yoksa yaşım mı? yaşam mı uzaklaştı benden yoksa yaşım mı... off seçemiyorum. sonrası belli belirsiz kelimeler zaten ilk cümlesinden yanılgıya düştüğüm metnin sesli sessiz harfler tuzağı... bir akşam, bir yaşam ve okunaksız bir metin. ya da okunaksız...
paylaş:

kondom bitti

‘ozonu da deldik dibine geldik’ gibi felsefik ve sosyal mesaj içeren sözleriyle bize dersler veren Tuğba Ekinci ablamızın bahsi geçen ‘kondom’ adlı şarkısını bilmeyen yoktur sanırım. Amma velakin bu dobra ablamıza üzücü bir haberim var: kondom bitti!!! Olay daha doğrusu beni yerlere yatırıp gülerken...
paylaş:

satanist diyeti

korkumun sarp kayalarına kaçan septik bir puma mı ne düşer tanrısal postu delindi mi hep kuşkumun dibine ben ki ayırmak için kuşkuyla korkuyu üç öğün puma yiyen biriyim alabildiğine melanistik bir panter şimdi yıkanmadadır keyifle yitik atalarının kutsal kanını alüvyonuna...
paylaş:

ugg mı ag mı öyle bi şe

Zamanın bilmem kaçıncı sayfasından denizden mi, kutuptan mı geldiği bilinmeyen lakin elinizi sağa doğru –sola doğru da olabilir- kaldırdığınız surette bir çiftini giyenine çarpacağınız, çizenini, şeklini henüz çözemediğim r.t.e’nın teğetinden bile garip duran, yazın sıcakta serin, kışın soğukta sıcak,...
paylaş:

gözler

Ah bakışlarımı çevirmez olsaydım ya da sadece bakmamış. Derinliklerine çekiliverdim hemen, dibi kuyu misali bitmek bilmez, kara… Tırnaklarım parçalandı duvarlarında çırpınırken, bedenim, olamadı istediğim gibi, güçsüz olduğumu o an daha iyi hissettim. Çizgiler birer ok gibiydi atılmayı bekleyen, yaralanmış...
paylaş:

beş metre aşağısı

Kusmuğun içinden çıkan irin benzeri bir yer Black Paradise. Duman altı dudaklarımızın tarihinde gelecek benzeri bir gök gürlemesi, kıçımızın bilmem kaçıncı boku, bilmem kaçıncı orospusu. Black Paradise. Karizma çakması… Nüfus: -235. Yerin derinliklerinde, ölüme doğan bedenler. Her yeri delik deşik,...
paylaş:

yalnız kalmak

Her yerdeler. Kalabalık. İnsanlar. Trafik. Yeşilden sarıya, sarıdan kırmızıya döne ışıklar. Kuyruk oluşturanlar. İlerliyorum. Kendimi bile kaybedebilirim bunların içinde. Bulamıyorum. Aradığımın ne olduğunu bilmeden, onu bulamayacağıma eminim. Aklımın ucundan yere düşen düşüncüler, zıplamaz oldular. Çığlık...
paylaş:

gitmek

Gitmek dedikleri şey nedir ki? Üzerine oturarak anca topladığın valizini çekiştirip, siyah beyaz karede, yağmurun altında olduğunun farkına varmadan, puslu atlası delip geçen, metal kokusuna bulanmış tirenin gelmesini mi beklemek? Yoksa sonu gelmeyen boşluklara doğru yol alıp, yukarılara inmek mi?...
paylaş:

ben ve kendim biraz da şeytan

Şeytan diye bir şey yok. Bunu biliyorum çünkü doğduğumdan beri onunla yaşıyorum. İçimde büyüttüm onu, günlerce besledim, o hep açtı ben ise susuz. Kanımı verdim ona, kana kana içti, yetmedi. Onun için kan döktüm bir kere şükür demedi.Kendime karşı savaş açtım, sırf o istediği için, ben kazandım sonunda,...
paylaş:

komadan sonraki soluk

Var olduğu savunulan iki dünya arasında sıkışmış bedenim, uzak da olsa ışığı görebilmeye muhtaç halde; aklım, yattığım yatakta kaç insanın can verdiğini düşünmeden, nerede olduğumu anlamaya çalışıyor; pınarları kurumuş gözlerimde kirpikler, susuzluktan şikâyetçi birbirlerine yapışmış durumda, gözlerim,...
paylaş:

gossip boy'dan kutsal zopa hikayesi

Herkesin ‘salak la bunlar’ diye düşündüğü biz, güzelim grubumuz adına, herkese hakaret ederek başlamak istedim, naçizane yazıma. Hiç kusura bakmayın ama en birinci salak sizsiniz. Salak olanlar anladı.Evet. Takvimde yerimiz 22 Ekim 09 Perşembe. En boktan günlerden birisi, çünkü aralıksız dört saat ders var ki bunlar tam da öğlen vaktini içine alanlar. İlk iki ders maykrobayoloji ve ikincisi analitik...
paylaş:

yol, kamyon ve çocuklar

Yürüdüğüm yol değil. Hatırladım olmadığını, yol dediğin upuzun olur, yürü yürü bitmez. Göremezsin sonunu, caddelerde insanlar. Çakıl taşlarından kaldırımlar yaparsın kendine, durup bir saat alırsın köşe başındaki seyyar satıcıdan, parayı verirken elin titrer. Bakarsın zamanda nerdeyiz? Elinde pamuk...
paylaş:

kuzgun

Kalbi o kadar ağırdı ki doğar doğmaz annesinin canını almıştı, cinsel organdan çıkmak yerine karnı deşip geçerken. Bir canavarın dünyaya geldiğini düşünen baba sigarası sönmeden diğerini yakarken kanlı sıcak su dökülüverdi ebe kadının elinden, iki parmak arasındaki sigaraya tutunamayan küllerin üzerine....
paylaş:

aynanın karşısındaki

Gülümseyen sineler arasında o anlam taşımayan suratıyla boşluğa bakıyordu ya da diğerlerine boşluğa bakıyor gibi görünüyordu. Çünkü solmuş göz renkleriyle ışık ona hiç gülmemişti bu yaşamda hiç merceğinden girmemiş, hiç kırılıp renk vermemişti hayatına. O hiç görmemişti bankta öpüşen sevgilileri, hiç...
paylaş:

düşler

Tutsaklığın içinden yalnızlığa doğru yol alır düşler, sinesi yapış yapış, elleri tutmaz titrer hep. Her adımında geriye bakar, bıraktıklarına, pişman olur azcık, üzülür belki, dili acır, ağzında buruşukluk. Kalır bir başına çıktığı macerada, etrafında insan sürüsü, görmez gözleri, hissetmez teni. Okşamaz...
paylaş:

orospunun namusu

Kurumuş döl kokularını bastırmak için sıkılmış ağır parfüm kokusu var karanlık ama bir o kadar da renkli ışıklarla aydınlatılmış küçük odanın içinde. Komodin ve bir yatak oldum olası, iki ayrılmaz arkadaş gibi yan yana hep, kimse ayırmamış onları Allah’a şükür! Aşıklar birbirlerine sanki, komodin...
paylaş:

gemide

Güneş ay doğduğunda, deniz vuruverdi kıyıya. Yolcular, ellerinde şarap bardaklarıyla limanları gözler, gözleri geceyi içer adeta, gece onları içer. Gemi, denizin canını acıttığını bilmeden, kayıverir gökyüzünde, gökyüzü deniz olur, deniz ayna tutar gökyüzüne. Dudaklarda yaşlanan sözler, ölümü bekler....
paylaş:

güçsüzüz

Bakışlarımız esrik, ruhlarımız mayhoş. Dilimizde muşmulamsı bir tat bırakan soğuk mu soğuk bir katı. Parmak ucumuzla siliyoruz karşımızdaki sevgilimizi. Hiç düşünmeden yokluğunu, basit hayatımızda elimizin tersiyle itiyoruz gözlerimizin içtiğini. Varlığında mutlu muyuz ki yokluğunda üzülelim düşüncesiyle...
paylaş: