Apış arasından çıkan çığlıkları susturmanın yolu nedir fahişe hanım? Üzerine lapalar mı basmak lazım? Hey o gözlerinin içine şeytanlar düşmüş, pelerinli hanım, söyle bana kalbindeki karaların çaresizliği kimdendir? Kimler geçmiştir bacaklarından, hangileri girmiştir kapı aralarına ve kimler soluklanmıştır...
Araf
yazan: Adsız
tarih: 4/10/2010 01:06:00 ÖÖ
etiket: hayatımız şiir, sensizliğe adanmış yazılar, yazılar
yorum:
5 yorum
Ona ithaf edip yüklediklerinle berabersesi daha net duyabilmek için kafanı da biraz sağa çevirdikten sonrabirkaç arka sıradanonun sesini dinlemek.İçinde başkalarına ait olmayansadece senin bildiğin sıcaklığı görmeksesindeki rengi hissetmek bir de.Metrelerce uzakta yaşanmışve metrelerce uzakta yaşanacak,...
Stiletto
Topuklu ayakkabı. Tık, tık, tık, tık… Tek bir çizgi üstünde, catwalk yaparcasına yürüyor kadın. Her baş dönüyor onun geçişine. Kadının yüzü yok, her bakan sadece onları görüyor, kırmızı bir çift stiletto. Önce biri, tık, ardından diğeri, tık ve tekrar diğeri tık, tık tık! Kadının yüzü yok,...
muhabbetlerde ayrılık
Elenore:Yarım kalanları söylemenin zamanı… Söyleyeceklerim mi yarım kalmıştı, yoksa ben miydim yarım kalan? Söyleyebilir miydim yarım kaldığımı? “senden önce başladım, sensiz yarım kaldım” diyebilir miydim? Olan tam da buydu oysa, senden önce başlamıştım işte. Şairin dediği gibi “önce aşk vardı, sen...
Şehzade
yazan: Adsız
tarih: 3/31/2010 05:16:00 ÖS
etiket: hayatımız şiir, sensizliğe adanmış yazılar, yazılar
yorum:
3 yorum
Evet, sesini duymak hala bir işkenceevet, yüzünü görmek hala katlanılmazve evet, hala seviyorum seni...Üstelik ne zaman merdiven çıksamçıkarken ne zaman Yann Tiersen dinlesemseni görürdüm karşımdaevvel zaman içindesen bir tellal, ben de berber iken.İşte bu yüzden,kalbur samana düştüğünden beri yürüyen...
cinsel bir obje olarak kadın vücudu
Flüoresan
ışığı altında bedeni, tüm kıvrımlarını odaya dolduruyor; ten kokusu adeta
zevkleri alt üst etmek için çaba sarf ediyor; ölüymüşçesine vücudu, soğuk
parkenin üzerinde kımıldamadan sonunun gelmesini bekliyor; tüm estetiğin
arasında halatlar, salıncakları oluşturmak için düğümlenmeyi bekliyor.
Korku,
kapı...
önce düşmek vardı sonra uçmak
yazan: Adsız
tarih: 3/26/2010 08:48:00 ÖS
etiket: sensizliğe adanmış yazılar, yazılar
yorum:
Hiç yorum yok
Meymenetsiz suratları, sudukları, kırık dişlerinin arasından sarkıttıkları dilleri, çatlamış dudaklarına sürttükleri armonikalarla hiç olmadıkları kadar mutlu ve hüzünlü görünüyordu melekler ve ellerinde olmadan gelişigüzel çaldıkları senfoniye ayak uydururcasına salınıyorlardı gökte, suyun tutunması...
Ağlamak veya Regl Olmak
yazan: Adsız
tarih: 3/25/2010 11:29:00 ÖÖ
etiket: içimi dolduran boşluklar, sensizliğe adanmış yazılar, yazılar
yorum:
Hiç yorum yok
Ağlamak neden hep olumsuz çağrışımlar yaratır? Neden insanlar ağlamaktan korkar, birileri ağladığını görünce utanır, gözyaşlarını saklamaya çalışır, boğazındaki düğümü bastırır, yıllardır ağlamadığını ya da ölüm hariç hiçbir şeye ağlamayacağını gururla söyler, kadınlar ağlayan erkekleri (genelde) itici...
yine evvel zaman içinde
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal, pireler de berber iken bir de biz dedemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken, seninle az gitmişiz uz gitmişiz, dönüp de baktığımızda görmüşüz ki bir arpa boyu yol gitmişiz.O arpa boyu yolda biz ne kadarlık yaşamışız orası ise bu zamanın en tartışılır...
Üçü Bir Arada - Beklemek Korkmak ve İstemek
yazan: Adsız
tarih: 3/21/2010 03:20:00 ÖS
etiket: içimi dolduran boşluklar, sensizliğe adanmış yazılar, yazılar
yorum:
Hiç yorum yok
“Dudaklarımın gerisin geriye çekildiği; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim.” diye küçük iskender yazmasaydı da ben yazabilseydim keşke. Çünkü hem delicesine...
Üç
Altı harftir aşk!Senin için üç harf, benim için üç harf.Senin altı harfin ve iki hecen,benim altı harfim ve üç hecem,bir de üçer harfimiz ve teker hecemiz.Sence on sekiz harf ve yedi hece mi ederizyoksa sadece üç harften mi ibaretiz?...
gökyüzü şemsiyelerini açmadan
yazan: Adsız
tarih: 3/04/2010 09:02:00 ÖS
etiket: hayaller, tadı başka, yazılar
yorum:
Hiç yorum yok
Esen yelleri izlerken ellerinde, gözlerin kirpiklerine tutsak olduğunu fark eder ve düşeriz beraber görünenin içine görünmeyenler olarak, uzun uzun süzülürüz boşlularda ve ellerimiz çarpar birbirine, kuru dallar gibi kırılır ve ardından gözyaşlarımızda yüzeriz, arkamızdakilere çoktan elveda demişken,...
ikili oyun
zor bir metin kelimeler seçilmiyor, şurada yazan yaşam mı yoksa yaşım mı? yaşam mı uzaklaştı benden yoksa yaşım mı... off seçemiyorum. sonrası belli belirsiz kelimeler zaten ilk cümlesinden yanılgıya düştüğüm metnin sesli sessiz harfler tuzağı... bir akşam, bir yaşam ve okunaksız bir metin. ya da okunaksız...
kondom bitti
yazan: Adsız
tarih: 2/05/2010 02:51:00 ÖS
etiket: bunları da mı görecektik, yazılar
yorum:
Hiç yorum yok
‘ozonu da deldik dibine geldik’ gibi felsefik ve sosyal mesaj içeren sözleriyle bize dersler veren Tuğba Ekinci ablamızın bahsi geçen ‘kondom’ adlı şarkısını bilmeyen yoktur sanırım. Amma velakin bu dobra ablamıza üzücü bir haberim var: kondom bitti!!! Olay daha doğrusu beni yerlere yatırıp gülerken...
satanist diyeti
korkumun sarp kayalarına kaçan
septik bir puma mı ne
düşer tanrısal postu delindi mi
hep kuşkumun dibine
ben ki ayırmak için kuşkuyla korkuyu
üç öğün puma yiyen biriyim
alabildiğine melanistik bir panter
şimdi yıkanmadadır keyifle
yitik atalarının kutsal kanını
alüvyonuna...
ugg mı ag mı öyle bi şe
Zamanın bilmem kaçıncı sayfasından denizden mi, kutuptan mı geldiği bilinmeyen lakin elinizi sağa doğru –sola doğru da olabilir- kaldırdığınız surette bir çiftini giyenine çarpacağınız, çizenini, şeklini henüz çözemediğim r.t.e’nın teğetinden bile garip duran, yazın sıcakta serin, kışın soğukta sıcak,...
gözler
Ah bakışlarımı çevirmez olsaydım ya da sadece bakmamış. Derinliklerine çekiliverdim hemen, dibi kuyu misali bitmek bilmez, kara… Tırnaklarım parçalandı duvarlarında çırpınırken, bedenim, olamadı istediğim gibi, güçsüz olduğumu o an daha iyi hissettim.
Çizgiler birer ok gibiydi atılmayı bekleyen, yaralanmış...
beş metre aşağısı
yazan: Adsız
tarih: 1/23/2010 12:59:00 ÖÖ
etiket: adult, ağzı bozuk yazılar, sonu gelmeyen yazılar, yazılar
yorum:
Hiç yorum yok
Kusmuğun içinden çıkan irin benzeri bir yer Black Paradise. Duman altı dudaklarımızın tarihinde gelecek benzeri bir gök gürlemesi, kıçımızın bilmem kaçıncı boku, bilmem kaçıncı orospusu. Black Paradise. Karizma çakması…
Nüfus: -235. Yerin derinliklerinde, ölüme doğan bedenler. Her yeri delik deşik,...
yalnız kalmak
yazan: Adsız
tarih: 1/22/2010 03:22:00 ÖS
etiket: sensizliğe adanmış yazılar, yazılar
yorum:
4 yorum
Her yerdeler. Kalabalık. İnsanlar. Trafik. Yeşilden sarıya, sarıdan kırmızıya döne ışıklar. Kuyruk oluşturanlar.
İlerliyorum. Kendimi bile kaybedebilirim bunların içinde. Bulamıyorum. Aradığımın ne olduğunu bilmeden, onu bulamayacağıma eminim. Aklımın ucundan yere düşen düşüncüler, zıplamaz oldular.
Çığlık...
gitmek
Gitmek dedikleri şey nedir ki? Üzerine oturarak anca topladığın valizini çekiştirip, siyah beyaz karede, yağmurun altında olduğunun farkına varmadan, puslu atlası delip geçen, metal kokusuna bulanmış tirenin gelmesini mi beklemek? Yoksa sonu gelmeyen boşluklara doğru yol alıp, yukarılara inmek mi?...
ben ve kendim biraz da şeytan
Şeytan diye bir şey yok. Bunu biliyorum çünkü doğduğumdan beri onunla yaşıyorum. İçimde büyüttüm onu, günlerce besledim, o hep açtı ben ise susuz. Kanımı verdim ona, kana kana içti, yetmedi. Onun için kan döktüm bir kere şükür demedi.Kendime karşı savaş açtım, sırf o istediği için, ben kazandım sonunda,...
komadan sonraki soluk
Var olduğu savunulan iki dünya arasında sıkışmış bedenim, uzak da olsa ışığı görebilmeye muhtaç halde; aklım, yattığım yatakta kaç insanın can verdiğini düşünmeden, nerede olduğumu anlamaya çalışıyor; pınarları kurumuş gözlerimde kirpikler, susuzluktan şikâyetçi birbirlerine yapışmış durumda, gözlerim,...
gossip boy'dan kutsal zopa hikayesi
Herkesin ‘salak la bunlar’ diye düşündüğü biz, güzelim grubumuz adına, herkese hakaret ederek başlamak istedim, naçizane yazıma. Hiç kusura bakmayın ama en birinci salak sizsiniz. Salak olanlar anladı.Evet. Takvimde yerimiz 22 Ekim 09 Perşembe. En boktan günlerden birisi, çünkü aralıksız dört saat ders var ki bunlar tam da öğlen vaktini içine alanlar. İlk iki ders maykrobayoloji ve ikincisi analitik...
yol, kamyon ve çocuklar
Yürüdüğüm yol değil. Hatırladım olmadığını, yol dediğin upuzun olur, yürü yürü bitmez. Göremezsin sonunu, caddelerde insanlar. Çakıl taşlarından kaldırımlar yaparsın kendine, durup bir saat alırsın köşe başındaki seyyar satıcıdan, parayı verirken elin titrer. Bakarsın zamanda nerdeyiz?
Elinde pamuk...
kuzgun
yazan: Adsız
tarih: 10/04/2009 06:59:00 ÖS
etiket: içimi dolduran boşluklar, tadı başka, yazılar
yorum:
Hiç yorum yok
Kalbi o kadar ağırdı ki doğar doğmaz annesinin canını almıştı, cinsel organdan çıkmak yerine karnı deşip geçerken. Bir canavarın dünyaya geldiğini düşünen baba sigarası sönmeden diğerini yakarken kanlı sıcak su dökülüverdi ebe kadının elinden, iki parmak arasındaki sigaraya tutunamayan küllerin üzerine....