I
Stand Alone.
Yönetmen:
Gaspar Noé
Senaryo:
Gaspar Noé
Oyuncular:
Philippe Nahon, Blandine Lenoir, Frankie Pain
Tür:
Suç | Dram
Yıl:
1998
Süre:
93 dk.
Ülke:
Fransa
Dil:
Fransızca
Ödül:
5 ödül, 5 adaylık
IMDb
Puanı: 7.4/10
Annesi
tarafından terk edilmiş, babası ise öldürülmüş yalnız bir kasap, kendi başına
bir dükkân işletir. Sonrasında bir kadınla evlenir ve bir kızı olur. Ne var ki
kızı bir akıl hastası. Karısının onu terk etmesiyle kızıyla beraber yaşamaya
başlayan kasap, kızının ilk regl oluşunda kızının telaşla onun yanına
gelmesiyle telaşa kapılır ve kızının tecavüze uğradığını düşünür ve eline
aldığı bıçağıyla bir işçinin suratını doğrar. Kız yetiştirme yurduna
gönderilirken kasap da hapishaneyi boylar. Hapisten çıkınca artık yeni bir hayata
başlamaya karar veren kasap başka bir kadın bulur. Kadın hamile kalıyor. Aslında
bu kadını sevmeyen kasabın bu kadınla yaşamasının tek sebebi, kadının parasının
olması ve ona yeni bir dükkân açma sözü vermesi. Lakin kadının yeni bir dükkân
alma gibi bir niyeti yok. Her gece yapılan dırdırlar ve kavgalar sonucunda
kasap cinnet geçirecek konuma geliyor ve kadını hırpalıyor ve muhtemelen bebeği
de öldürüyor.
Bu
kısma kadar anlatılanlar filmin daha henüz birkaç dakikasını oluşturuyor. Zaten
bahsedilenler monolog halinde fotoğraflar eşliğinde anlatılıyor.
Sonrasında
akli dengesinin pek de yerinde olmadığını söyleyebileceğimiz bir adamın
yalnızlığında ki konuşmalarına şahit oluyoruz.
Sanki
bunalım içinde ne yapacağını bilmeyen bir karakterin aslında kendinden emin
hareketlerini ve kararlarını gözlüyoruz. Umulmadık anda neler yapabileceğine
şahit oluyoruz.
Araya
sıkıştırılan “bam” sesleriyle de ne olduğunun farkına varmaya çalışırken sinir
oluyor, geriliyor ve rahatsızlığımız artıyor.
Adamın
bundan sonra yapmak istediği yeni bir iş bulmak lakin her iş başvurusundan
sonra geri çevrilmeler yaşıyor ve adamlar hakkında üzerinde oynamak istediği
planları dinliyoruz. Derin bir küfür bilgisi ve psikolojik, siyasal ve ekonomik
düşünceler eşliğinde kurgumuz yavaş yavaş ilerliyor. Bara oturup parasının
yeteri kadar çıkmadığında insanların ona bakış şekilleri zengin ile fakir
arasındaki yaşam mücadelesiyle farkları anlamamıza da bir gönderme yapıyor
gibi.
Sonrasında
gelen öldürme ve ölüm fikri, beynini kasıp kavururken derin düşüncelere doğru
yol alıyor.
Kızını
bulduktan sonra küçük bir gezintiye çıkaracağını söyleyerek yetiştirme
yurdundan alıyor ve Paris’in karmaşık metrolarından geçerek serüven başlıyor.
Parasını
ödeyemediği pansiyona geldiğinde ki bu oda yıllar önce kızının anne rahmine
düştüğü oda, olacakları izliyoruz. Ve bu esnada yönetmen bize bir uyarıda
bulunuyor. Sahne bölünüyor ve filmden uzaklaşmak için 30 saniyemizin kaldığını
söylüyor ve saniyeler geriye doğru saymaya başlıyor. O esnada kasabın
kafasındakileri de duymaya devam ediyoruz.
Üç
kurşunu aslında başkaları için saklamış olsa da ilk kurşunu kızının boğazına
sıkıyor. Dakikalar geçtikçe akan kanın sarhoşluğunda gözlerimiz kırmızıya
dönüyor. Fakat kız ölmekte biraz gecikiyor. Ve en sonunda karasız kalışlar
yaşansa da bir kurşun kızın beyninin bulamaç halinde halının üzerine
yapışmasına sebep oluyor. Ve sona kalan tek kurşun, kasap için. Yatağa yatıyor,
konuşuyor, düşünüyor, saçmalıyor, yeniden doğup Fransa’ya başbakan olacağını
bile söylüyor. Ve beynini uçuruyor.
Sonrasında
filmde bi Michael Haneke esintisi izliyoruz. Görüntü geri sarıyor fakat Haneke’de
olduğu gibi kötüyü yüceltmek için değil bu kez durumun gerçekleşmediğini
göstermek için. Aslında bu gördüklerimizin tümü kasabın kafasında
tasarladıklarıymış. Sonrasında adamakıllı bir dram sahnesi izliyoruz. Yıllardır
kızını görmemiş bir babanın kızına nasıl bir duyguyla sarıldığını çözüyoruz. Ağlamaklı
oluyoruz.
Sonrasında
filmin bitişine yaklaşırken babanın kızına kendince en güzel hediyeyi
vereceğini öğreniyoruz. Kızını bir kadın yapacağını duyuyoruz. Ve film
böylelikle sonlanıyor.
Gaspar
Noé’nin nasıl bir yönetmen olacağı ve vahşeti nasıl kullanarak bizleri
gereceğinin ta o zamanlardan bir kanıtı gibi bu film. Irriversible ve Enter the Void’e kıyasla belki de en dengesizi.
Keyifli
gerilmeler.
0 YORUM:
Yorum Gönder