aslında hayat çok da güzel olabilirdi

Yaşam köprüsünde yürüyorum, elimde dünümden kalmış yarınlarım ve ceplerimin delik olduğunu elimdekileri düşürmemek için cebime koyduğumda anlıyorum. Dost denilen kavramın farkına varmadan üzerinde gezdiğim köprüden kendimi aşağılara bırakmasaydım hala kendim olabilirdim. Ne yarınlarım düşerdi...
paylaş:

insan postuna bürünmüş baykuş

Yalnızlıklar, çöl nakışlı bir serap. Susuzluğumdan içtikçe kuruyan çene kemikleri ve elle sayılabilen kaburgalar çatlamış vücutlarda. Her bir diş görünür gülüşlerde ve her iç çekişte büzülür dudaklar. Elinden tuttukça kaçan tenler, at koşturmaca, kedi-köpek, tavşan-tazı…Tütsülenmiş yanakların elmalığından...
paylaş:

yanılgılar

Bu bir bildirgedir. Karanlıkların içinde hapsolmuş ateş böceğine gönderilmiş bir mektuptur bu. Böceğin okuma yazma bildiği kabul edilmiş ve sonuçlarından kesinlikle yazanın sorumlu tutulması gerektiği ekte bildirilmiştir. Madde-1 Fikirlerimizin ne olduğunu bilmeden devrik cümleler kurmaya...
paylaş:

papatyalar der ki

Susuzluğumuzdan ileri gelir ruhumuz. Gün ışığının sütun huzmelerinde hapsolmuş, kaçışımız ölümün elinden. Masum gülüşlerin ardında kalan bir kalp. Düşsek, kanatlarımızın açılacağına inanıyoruz saf düşüncelerimizle. Derinliklerinde gözlerin, adına basitçe aşk denilen olguyu ararken, kayboluveriyoruz...
paylaş:

rahibeler ve çıplaklık

Arzuya aç beyinlerin kapalılığında bir kavanoz ve dibi görünmez, sığlığında derinlik. Apış arasında patlayacak volkanları dilerken her gün gecelerde, pencere kenarında kendini tatmin edenlerdir onlar. Genellemelerden uzakta, kapı aralarında kendi göğüslerini avuçlayanlardır. Ayıp olanı yapma...
paylaş:

porno

Sabah ereksiyonu kıvamında, olduğu gibi masum görünmeyen dokunuşlar, sevişme ile düzüşme arasındaki o incecik çizginin bir an olsun kırılmasıyla oluşan fışkırmalar, anal ve oral kavramların lapalarla kaplanması, uçkuru düşüncelerin yavanlığında romantizm ve inişli çıkışlı bol sürtüşmeler… Edepsizce...
paylaş:

çıplak nesneselleşme

Öyle bir dünya ki burası, muz çekirdeklerinden düğmeler var insanların suratlarında, patlıcanlar süslüyor oysa kardan adamları ve bisikletlerle yüzüyoruz, zincirlerimiz atıyor boğazın orta yerinde. Cahiliye’de kız çocuklarını gömerler doğar doğmaz kumlara, burada kumlar oluyor gömdüğümüz her çocuk...
paylaş:

Çünkü Bu Ben de Seni Seviyorum Demek

Dudaklarını çekme benimkilerin üzerinden. Zamanı unutup kal öyle, bu ben de seni seviyorum demek… Hiç dinlemediğim şarkılar dinlet bana, hiç duymadığım şarkılar söyle. Parmak uçların elmacık kemiklerimin üzerinde gezinsin ve benim aklımda sadece mavi kalsın. İçinde sarı haleler olan mavilerden değil...
paylaş:

Bu Sabah

Bu sabah yine sordum bu soruyu kendime. Kalbim seni beklemekten ne zaman vazgeçecek? Kafanı her çevirdiğinde bana bakmanı beklemekten ne zaman bıkacak!? Ne zaman özgür olacak yeniden? Zamanında çok güldüğüm, türlü türlü yakıştırmalar yapıp, sahip olanları küçümsediğim şu kalp ağrısı denilen şey ne...
paylaş:

zaman torbasında çocuklar

Çocukluğumuza dönebilseydik keşke, dumanlardan uzak küçücük bir köyde evcilikler oynayabilsek, verandanın yaz sıcağında sivrisineklerle cebelleşsek, kumdan kalelerin üzerine bir kova suyu dökebilen arkadaşlarımızla laf dalaşına girip salçalı ekmek yiyebilseydik acıktığımızda, küçük aklımızla büyük...
paylaş:

aman, cıs, kaka, pis

Ağarıyor sokakları eskitmek adına güneş kaldırımlarda, gümbür gümbür şarkılar çalınıyor eksik kalmış tütün dumanlarında yalnız ve duymamak için kulaklarını, görmemek için gözlerini kapayanlar, yürüyor başları eğik. Kımıldanıyor caddelerde ta eskilerden kalma yaprak kurusu, bilmeden geçmişini...
paylaş:

kahrolası kusursuz

Tek dilenen daha fazla his, daha fazla korku… Yapabileceklerime kulak asmadan… İnadına kırmızı… Durup soluklanalım, susayalım… İçmek şarapları… Bacaklardan süzülen terler ve... Neden olmasın?Küçük bir sürtük yatağımdaki… A, yapma ama… Bunu söylemeyecektin… Bildiğini bilmiyordum…Kusursuz bir beden, kusursuz...
paylaş:

bay aklı-apış-arasında

Yaktığı iki sigaranın birini C.C.’ye verdi. ‘Böğürtlen’ dedi Chris içinden. Kaygan ve tatlı rujun dilinde bıraktığı ulaşılmaz haz, ciğerlerine doldurduğu dumanla beynine ulaştı. Kapkaranlık ortamı aydınlatan saniyede bir flaşlar; yüzlerce içkinin içinden geçerken sarhoş olan ışık huzmeleri, omuzlarda,...
paylaş:

çöp kutusuna attığımız oyuncaktır hayat

Sobanın üzerindeki kestaneleri ev bireylerine emekleyerek taşımaktan diz yapmış eşofman. Aslında sıcak olan ne soba ne de kestane. Aile denen kavram içimizi ısıtan. Dışarıda kar tanelerinin savaşı sürüyor sokak lambası meydanında. Koşturdukça hızlanıyorlar. Eve tıkılıp kalan çocuklar, bir an önce kartopu...
paylaş:

Bu kadar mı dünya?

Çok da sıradan bir gün değildi aslında. 2 yıldır göremediğim ama onu görmeyi aradığım biriydi karşımdaki. Arkadaşlığın değerini görüşmelerin sıklığı değil, görüşmelerin arası açıldıkça değişen samimiyet belirler, biz ne zaman görüşsek aynı olurdu her şey. 2 yıl ya da 2 gün ile samimiyetin değişmemesinden...
paylaş:

bir katilin ölümü

Öldürdüğüm herkes için tek tek odunlarımı sayacağım cehennemde. Her biri için bir tane atacağım ateşime ve kor oldukça bir yenisini daha. Adı ölüme bu kadar yakışan ben bile ölüm aklıma gelince korkusundan uyuyamıyorum. Üç geceden beri hissizim, kulaklarımda garip bir çınlama. Her defasında...
paylaş:

kalmak için fesleğen

Bir tür fesleğen manyaklığından öte gidemiyor hayatımız. Boşa geçirilen onca vakitten sonra elde tutulur bir şeylerin olmayışı kaderimizi seçemememizden kaynaklanıyor belki. Kimi valizini toplayıp gitmek istiyor buralardan, kimi kendine inat sıcaklarla yüzleşmek. Harcanan yarınların doygunluğunda dünden...
paylaş:

gitmek

Çok çok uzun süredir istememiştim bunu... Telefonumu bile yanıma almadan, 2 tişört, 1 şort, her ihtimale karşı yanına bir bikini, birkaç yedek iç çamaşırı bir de diş fırçamdan oluşan bir çantayı sırtıma atıp koşarak gitmek bildiğim, tanıdığım yerlerden. Daha önce hiç görmediğim sokaklar görmek, gördüğüm...
paylaş:

uçmak

Sırf bunların sebebi ben değilmişim gibi oturup bir de ağlayasım geliyor. Hiçbir zaman tuhaf olduğumu düşünmedim, kendime ucubeliği konduramadım bile. Nasıl olur da gözlerim sulanır anlam veremiyorum. Her tarafımı saran korkulukların arasında kendimi kargaya benzetiyorum. Gece olmadan güne geceyi getiren...
paylaş: