Çiğnenmiş bir sakız, köpek tasması, yerdeki çatlak,
trafik lambası vs. bunların hepsi birbirine bağlantılı olabilir ya da
olmayabilir de. İyi seyirler.
filth için yeni fragman
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/10/2013 02:26:00 ÖS
etiket: filth, fragman, haber, irvine welsh, james mcavoy
yorum:
Hiç yorum yok
Trainspotting ve Porno’nun yazarı Irvine Welsh’in aynı
isimli kitabından uyarlanan Filth için geçtiğimiz günlerde yayınlanan tanıtımafişinden sonra yeni bir fragman yayınlandı.
Filmin başrol oyuncusu en son Trance’da gördüğümüz James
McAvoy muhteşem bir oyunculuk sergileyecek gibi. Film Eylül sonu Ekim başı
sinemalarda gösterilmeye başlayacak.
oldboy için yeni afiş
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/09/2013 01:01:00 ÖS
etiket: afiş, haber, josh brolin, oldboy, spike lee
yorum:
Hiç yorum yok
Güney Kore sinemasının kült yapımı Oldeuboi’nin
yeniden çekimi olan Oldboy, yılın en çok beklenen ve merak edilen filmi
şüphesiz. Ekim ayının sonlarına doğru ABD’de gösterime girecek olan filmin
yönetmen koltuğunda Spike Lee oturuyor.
Filmin afişi Neil Kellerhouse tarafından tasarlanmış ve
başlık kısmı filmde babanın kızına yazdığı mektuplardaki karakterlerden
esinlenilerek oluşturulmuş, aynı zamanda Josh Brolin’in gerçek el yazısı.
Oldboy etkileyici aynı zamanda tahrik edici bir film. Filmde
Josh Brolin reklam müdürünü canlandırıyor ve kendisi amansız bir şekilde ortada
hiçbir şey yokken kaçırılıp 20 yıl boyunca hücre hapsinde tutuluyor. Açıklama
yapılmadan serbest bırakıldığında saplantılı bir şekilde ona bu akla gelmeyen
tuhaf cezayı kim verdiğini bulmak için çabalar.
Filth için tanıtım afişi
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/08/2013 08:27:00 ÖS
etiket: filth, haber, irvine welsh, james mcavoy, jon s. baird
yorum:
Hiç yorum yok
Filth, James McAvoy'un şimdiye dek görülmemiş yönünü
ortaya çıkarıyor. Kendisini en son Trainspotting'in yönetmeni olan DannyBoyle'un yeni filmi Trance'da görmüştük. Filth de Trainspotting'in yazarı
Irvine Welsh'in bir kitabı. Aynı isimle sinemaya uyarlanan Filth'in yönetmen
koltuğunda Jon S. Baird var.
Tartışılmaz yılın en çok konuşulan filmlerinden biri
olacak film 27 Eylülde İngilterede görücüye çıkıyor.
silent house (2011)
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/08/2013 01:37:00 ÖS
etiket: Adam Trese, Chris Kentis, Elizabeth Olsen, Eric Sheffer Stevens, film, Laura Lau, sessiz ev, silent house
yorum:
Hiç yorum yok
Senaryo:
Gustavo Hernández (La casa muda), Laura Lau
Oyuncular:
Elizabeth Olsen, Adam Trese, Eric Sheffer Stevens
Tür:
Drama | Korku | Gerilim
Yıl:
2011
Süre:
86 dakika
Ülke:
ABD
Dil:
İngilizce | Fransızca
Amerikalıların yeniden çekim korku filmlerine alıştık
artık. Yeni ürün ortaya koyamamalarını, kendilerine benzer yüzleri göremeyince
rağbet edilmemesinden dolayı kara dönüştüren yapımcılar yine farklı bir
çalışmayla beyazperdede. 2010 Uruguay yapımı La Casa Muda adlı filmin yeniden
çekimi olan film, aslında orijinalinde de olduğu gibi klişelerle dolu korku
sinemasına yeni bir heyecan getirebilme çalışmasının bir meyvesi.
Artık alışılagelmiş korku öğelerinden farklı bir yöntem
geliştirmeyi deneyen yapımcılar seyirci karşısında tutunabilme çabası
güdüyorlar. Ses efektleri ve oradan buradan fırlayan korkunç karakterle
izleyiciyi korkutmanın yanında denenmemiş öğeleri kullanarak farkını ortaya
koymaya çalışan bir ürün aynı zamanda bu film.
Ne var ki oyuncu sayısı az da olsa, başrol oyuncusu
görevini iyi bir şekilde sırtlansa da diğer karakterlerin saçma sapan
oyunculukları filmi aşağılara doğru sürüklüyor.
Filmin kendini kendi içine hapsetmesi de mekan
sınırlamasından dolayı geçirilen sürede oradan oraya gereksiz bir keşfi
izlememize neden oluyor. Bu da doğal olarak bir sıkılma duygusunun oluşmasını
meydana getiriyor.
Konumuz ise basit. Okuluna bir süre ara vermiş bir kız
ve babası, yanlarına amcayı da alıp, evlerini restore etmek ve devamında evi
satmak için yolculuğa çıkarlar. Bir süre sonra evde tuhaf ve merak edilen biri
ya da bir şey çıkarak ev halkını terörize eder.
Tabii konu bu şekilde kalsaydı film iyice işin içinden
çıkılmayan bir hal alabilirdi, neyse ki bir anda yön değiştiren konu her ne
kadar sonu tahmin edilen bir yapıya bürünse de filmi daha izlenir kılıyor. Öyle,
şok olmayı da beklemeyin.
fast & furious 6 (2013)
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/08/2013 12:43:00 ÖS
etiket: Chris Morgan, Dwayne Johnson, fast & furious, fast & furious 6, film, Gary Scott Thompson, hızlı ve öfkeli, Justin Lin, Paul Walker, Vin Diesel
yorum:
Hiç yorum yok
Senaryo:
Chris Morgan, Gary Scott Thompson
Oyuncular:
Vin Diesel, Paul Walker, Dwayne Johnson
Tür:
Aksiyon | Suç | Gerilim
Yıl:
2013
Süre:
130 dakika
Ülke:
ABD
Dil:
İngilizce | Rusça
İçinde aksiyon olan neredeyse her şeyi seven insan ırkı
sinemada da bunu gösterip hızlı ve aksiyon dolu filmlere harcadığı paralar
sayesinde biraz da başarılı olan filmlerin devamlarının çekilmesini sağlıyor.
Fast and Furious da bunlardan biri. Kanunsuz olan da insana heyecan
verdiğinden, biraz da görsel şölen ile keyifli dakikalar geçirmek için yerinde
bir tercih. Kimsenin zaten sanat açısından bir beklentisi de yok bu filmden. Basit
mantık hataları yapmasın yeter, herkes fizik kurallarını hiçe sayıp şansa
bırakmış olan biteni neticede.
Filmin 6.sı eski oyuncularını bir araya getirmesiyle de
izleyici kesimini memnun ediyor, film de bu konuyla açılıyor aslında. Hepsi birer
suçlu, bolca da paraya sahipler, huzuru bulan da var, parasını çatır çatır
harcayan da. Tabii kanun önünde de defteri temiz bir insan olabilmek var işin
ucunda ve daha da önemlisi, eski bir dost/sevgili.
Hobbs teklifini sunuyor, bizimkilerin yapacakları iş
ise Owen adındaki vatandaşın yakalanmasında yardımcılık etmek.
Filmin kendine has bir karizması mevcut. Oyuncuların
kostümleri, tavırları, mekanlar filmin içeriğiyle örtüşüyor. Zaten oyunculuk aramamak
lazım ve diyebiliriz ki yeterince başarılılar her ne kadar P. Walker’ın
ruhsuzluğu hissedilse bile.
Müzikler konusunda da pek bir şey söylemeye gerek yok,
aksiyon dolu bir filmde kalp atışlarını hızlandıracak müziklerle, vakit
geçirmek için gidilen bir film için yeterince başarılı seçimler yapılmış.direniş oyunu: turkish riot
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/08/2013 11:13:00 ÖÖ
etiket: oyun, turkish riot
yorum:
Hiç yorum yok
Roundgames.com adlı oyun sitesindeki bir oyun Turkish
Riot. Direniş’e özel olarak hazırlanmış ve basit bir yapısı var. Online olarak
oynanıyor ve kural çok basit. Siz bir direnişçisiniz ve olaylardan insanları
haberdar etmek için Twitter’dan tweet atmalısınız. Bu yüzden belirli bir
süreniz var, birkaç saniye kadar, bu süre içerisinden size karşı olan polisler
mevcut ve sizi yakalayıp sopalamak istiyorlar. Aynı anda kaçmak da
zorundasınız. Kaçarken tweet atamadığınız için o belirli süreyi durarak
geçirmelisiniz. Her tweet sayılıyor ve puan olarak ekleniyor. Bir süre sonra
polisler de fazlalaşıyor.
Oynamak için buraya tıklayın.
erken kaybedenler | emrah serbes
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/07/2013 12:33:00 ÖS
etiket: emrah serbes, erken kaybedenler, iletişim yayınevi, kitap
yorum:
Hiç yorum yok
Bir zamanlar biz de çocuktuk, ölümün ne demek olduğunu
evcil hayvanımız ya da çok sevdiğimiz bir yakınımız öldüğünde anlıyorduk. Bir de
ölmeyen yaşlı babaannelerimiz/anneannelerimiz vardı, çok da zekiydik,
paçalarımızdan zeka akıyordu.
Küçük yaşımızda büyük işlere kalkışıyor ve bu işlerin
ucu hep aşka dokunuyordu. Acılarımız o küçük bedenimize birkaç beden büyük
gelse de çocuktuk, söz verilince konuşmaya mahkum beklerdik, ilgi çekmek için
ağlardık belki ama hep büyük olmak için uğraşırdık. Netice de biz büyüdüğümüzde
dünyanın daha kolay yaşanılabilir bir yer olduğunu sanırdık.
Ağabeyimizin kız arkadaşına da aşık olurduk,
sokağımızın delikanlısının kız kardeşine de. Kimi zaman dayak yerdik kimi zaman
gerçekler vurulursa tokat gibi suratımıza. Bazen de kuvvetlenirdi aile
ilişkileri, biz erkek olmanın ne demek olduğunu örnek aldığımız o ağabeylerden
öğrenirdik.
Futbol bizim için vazgeçilmezdi. Mahalle aralarında
yaptığımız maçlarda kan ter içinde kalırdık. Keşke bi’ sevdiğimiz kız olsaydı
da terimizi silip içtiğimiz soğuk suyun çok zararlı olduğunu söyleseydi. Hava atardık,
kimimiz gol atardı, kimimiz gol yerdi. Ayar vermeye çalıştığımız o kızlar
gönlümüze girdiğinde halimiz duman olurdu.
Yaşadığımız ülkede devlet büyüklerini pek sevmezdik,
bize göre halimizden hiç anlamıyorlardı. Korkaktık mesela ve bizim soyadımızın
Korkmaz olmasına izin veriyorlardı. Saçmaydı bu işler. Elimize imkan verseler
terörist bile olurduk.
Komşularımız vardı mesela, üst katta ne işler
çevirdiklerin bir haber ortamlarına girerdik. Küçük olduğumuz için bizi
severlerdi. Tatlıydık çünkü. Her işe burnumuzu sokar ortamı şenlendirirdik. Boyumuzdan
büyük işlerdi bunlar. Yoksa üst komşumuz cidden terörist miydi, neydi?
Haliyle derslerimiz de çok iyi olmazdı. Tatil güzeldi
ama yılın dokuz ayı okulda geçerdi. Çok bilmiş anne-babamız özel ders alırdı
çalışkan olalım diye. İnadına özel dersi veren ablamız çok güzel olurdu. Zekiydik
aslında dedik ya, öğrettiklerini başarsak bir daha onu nasıl görürdük.
Erkektik biz, kızlar çok güzeldi. Kendilerine aşık
ediyorlardı bizi, çok sevsek de onları ne acı çektirdiler bizlere,
affetmeyeceğiz onları. Onlar ne kadar iddia etseler de onları anlamadığımızı,
onlar bizi hiç anlamazlardı.
Ve aradan yıllar ve bir sürü hayat geçtikten sonra
büyüdük. Elimizde bir kitap tutuyoruz. Okudukça hüzünleniyor bir o kadar da
gülüyoruz. Kendimizi buluyoruz her çevrilen sayfada. Adam ne yazmış be diyoruz.
Død snø (2009)
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/07/2013 11:06:00 ÖÖ
etiket: Charlotte Frogner, dead snow, Død snø, film, Jeppe Beck Laursen, Stig Frode Henriksen, Tommy Wirkola, Vegar Hoel
yorum:
Hiç yorum yok
Yönetmen:
Tommy Wirkola
Senaryo:
Tommy Wirkola, Stig Frode Henriksen
Oyuncular:
Vegar Hoel, Charlotte Frogner, Jeppe Beck Laursen
Tür:
Komedi | Korku
Yıl:
2009
Süre:
91 dakika
Ülke:
Norveç
Dil:
Norveççe
Bir grup tıp öğrencisi paskalya tatillerini geçirmek
için Sara adındaki kızımızın dağ evine doğru yola çıkarlar. O sırada dağlarda
kayak yapan kızımız gruba sonradan dahil olmayı planlar. İlk gecede gore/teen
slasher türünün vazgeçilmez adamı gelip bulunulan ortamın hiç de tekin yerler
olmadığını acilen buradan ayrılmaları gerektiğini öğütler. Dediğine göre o
bölge Rusya ve İngiltere arasındaki bağlantıyı kesmek için Nazilerin bulunduğu
ve sivil halka terör estirdikleri bir yer. Yerli halkın altınlarını yürüten bu
Naziler sonrasında halkın dayanışmasını karşısında görürler ve canlarına
okunur.
Amcamız içkisini içip ortamı yeterince gerdikten sonra
oradan uzaklaşır ve stresi bir yana bırakıp hayatı yaşamaya can atan
gençlerimiz eski eğlenceli hallerine geri dönerler. Bu esnada Sara hala
ortalıkta yoktur. Bir süre sonra onu aramaya karar verirler. Tabii iş göründüğü
gibi eğlenceli gitmez ve buldukları bir kutunun mutlak etkisiyle hayatları kan
ve et parçalarına doğru sürüklenmeye başlar.
Klasikleşmiş bir sahne olan ilk sevişen çiftin nalları
ilk dikmesi yaşanadursun Nazi zombiler ortalığın tozunu attırırlar.
Korku-komedi etkilerinin sürdüğü film için tam bir şey
söylemek de mümkün değil. O kadar vahşetin önünde komik gibi duran sahneler
bile insanı güldüremeyebiliyor. Basit konusunun yanında zevkli işleyişiyle
adından söz ettirmeyi başarıyor.
Hollywood’un eski ürünleri yeniden elden geçirme döneminin
sıkıcılığında yeterince başarılı sayılabilecek yapısıyla türü sevenler için
izlenmesi gereken bir film.
Ayrıca ikinci filmin de geleceğinin haberini vermiş
olalım.
sigmund freud: lay lay lom galiba sana göre sevmeler
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/07/2013 12:05:00 ÖÖ
etiket: alzheimer, arşimet, brütüs, galilei, graham bell, hipokrat, meryem ana, newton, nietzsche, piri reis, sanat, sigmund freud, uğur saraç
yorum:
2 yorum
Uğur Saraç grafik tasarımcısı, projelerini ve
ürünlerini buradan görmek mümkün. The Best of Celebrities adını verdiği bir
projesinde Türk Pop’unun dile dolanan sözlerini ünlü düşünürlerin/kişilerin
yaşam/görüş tarzlarıyla bütünleştirmiş. Ortaya şu ürünler çıkmış. (Koltukname
aracılığı ile)
1. gazdanadam festivali
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/06/2013 11:07:00 ÖS
etiket: etkinlik, gazdanadam festivali
yorum:
Hiç yorum yok
7 Temmuz günü Kadıköy'de düzenlenecek olan 1.
Gazdanadam Festivali'nin ayrıntıları belli oldu. Festivalde çok sayıda sanatçı
ve aydın sahne alacak, medyanın ortak manifestosu okunacak.
1. Gazdanadam Festivali'nin dün yapılan düzenleme
komitesi toplantısıyla beraber içeriği de netleşmiş oldu. Gazdanadam Festivali
için Kadıköy Rıhtım’da çok geniş bir sahne kurulacak. Saat 17.30’dan itibaren
başlayacak etkinlikler, hem alanda kurulan dev ekranlarla yansıtılacak, hem de
Cem TV, Halk TV ve Ulusal Kanal’dan canlı olarak yayınlanacak. TOMA ve büyük
gaz kapsülü maketlerinin bulunacağı alanda, çeşitli yayınevlerinin, öğrenci
kulüplerinin, basın kuruluşlarının standları açılacak. Alana üç koldan büyük
yürüyüş kollarıyla girilmesi bekleniyor. Festivalin düzenleyicilerinden soL
gazetesinin okurları da saat 17.00’den itibaren Bahariye Caddesi ve Boğa
heykelinin bulunduğu Kadıköy Altıyol civarında buluşma çağrısı yaptı. Bu
bölgede küçük bir sahne kurularak alana doğru yürüyüş başlamadan önce
şiir-müzik dinletileri ve çeşitli sanatsal etkinlikler yapılacak.
soL, Yurt, Birgün, Aydınlık ve Cumhuriyet gazeteleri ile
Odatv, Ulusal Kanal, Cem TV, Halk Tv, Cem Radyo ve Yön Radyo’nün girişimiyle
yapılan festivalde Bulutsuzluk Özlemi, Kurtalan Ekspres, Boğaziçi Caz Korosu,
Çapulcular Korosu, Hakan Vreskala, Güvenç Dağüstün, Renan Bilek, Cem Adrian,
Yaşar Kurt, Orhan Aydın, Gülsen Tuncer, Sattas, FÖTR Blues Band ve Eflatun
sahne alacak. Programda, Barbaros Şansal’ın hazırladığı Çapulcu Defilesi de
sergilenecek. Festival sahne programı kapsamında şair-yazar Ataol Behramoğlu,
3. Köprü Yerine Yaşam Platformu temsilcisi Prof. Dr. Zerrin Bayraktar birer
konuşma yapacak. Bu iki konuşmanın yanı sıra, bütün medya kuruluşlarının
temsilcilerinin sahne katılımcıları selamlayacağı bölümde Odatv’den gazeteci
Barış Terkoğlu direnen medya adına hazırlanan ortak deklarasyonu okuyacak.
Dün yapılan toplantıda Festivalin ortak sloganları da
belirlendi. Alanda dağıtılacak dövizlerde Hükümet İstifa, Özgür Basın Özgür
Türkiye, Bağımsızlık, Kardeşlik, Eşitlik, Özgürlük ifadeleri kullanılacak.
Alanda, “Hükümet İstifa”, “Kahrolsun AKP Diktatörlüğü”, “Bu Daha Başlangıç
Mücadeleye Devam”, “Faşizme Karşı Omuz Omuza”, “Ne ABD, Ne AB Tam Bağımsız
Türkiye”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği”, “Türk Kürt Kardeştir ABD Kalleştir”,
“Haydarpaşa Halkındır Satılamaz” gibi sloganlar atılacak.
İstanbul'un pek çok yerinde düzenlenen forumlarda 1.
Gazdanadam Festivali'ne katılım kararı alındı. Taraftar grupları da festivale
katılacak. Özellikle Beşiktaş Çarşı grubu ve Fenerbahçe taraftar gruplarının
Festival'e yoğun katılımı bekleniyor.
(soL - Haber Merkezi)
pokemonları tim burton çizseydi
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/06/2013 12:46:00 ÖS
etiket: pokemon, sanat, tim burton, vaughn pinpin
yorum:
2 yorum
CerModern Açık Hava Film Günleri
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/06/2013 09:59:00 ÖÖ
etiket: cermodern, cermodern açık hava film günleri, etkinlik
yorum:
Hiç yorum yok
8-12 Temmuz 2013 tarihleri arasında Açık Hava Film
Günleriyle sinemaseverleri ağırlamaya hazırlanan CerModern’de program şu
şekilde, Ankaralılar kaçırmasın.
8 Temmuz – Jin
9 Temmuz – Gözetleme Kulesi
10 Temmuz – Devir
11 Temmuz – Mutlu Aile Defteri
12 Temmuz – Kelebeğin Rüyası
Gösterim saati 21:00 ve etkinlik ücretsiz.
Detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
sineklerin tanrısı | sir william gerald golding
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/04/2013 11:44:00 ÖS
etiket: kitap, mina urgan, sineklerin tanrısı, sir william gerald golding, türkiye iş bankası kültür yayınları
yorum:
2 yorum
Zor denilen zamanlarda her biri on üçünü henüz geçmemiş
toplasan bir avuç çocuk, vurulan uçaklarının ıssız mı ıssız bir adaya düşmesiyle
olduğundan daha da zor zamanlar geçirmeye başlar. Her ne kadar o çok da
sevmedikleri büyükler bulundukları adada yok diye sevinseler de yaşayabilmek ve
daha bir düzen içinde hayatlarını sürdürebilmeleri için büyüklerin
becerebildiği gibi bir hayat tarzını benimsemeleri gerektiğinin farkına varırlar.
En başlarda demokratik olarak kendilerine yol
gösterecek birini lider olarak seçerler, iş bölümü yapıp karınlarını da
avlanarak doyururlar. Başlarını sokacak bir yer olsun diye barınak yaparlar, en
sevdikleri iş olan oyun oynamayı da bolca görev edinirler.
Tabii bir süre sonra liderlik için hırs doğar, hırs
beraberinde korkuyu getirir. Sorgulama yetisini kazanan çocuklar doğru ile
yanlışı ayıt eder. Bir süre sonra da ortamda ne bir demokrasi ne de
kurulu bir düzen kalır. Bir nevi kabile hayatına geçen çocuklar git gide
vahşileşir.
William Golding’in distopik diyebileceğimiz yapısıyla
modern çağın sağlıksız toplum anlayışını ustaca anlattığı kitabı iki sinema
filmiyle de beyazperdede vücut bulmuş. Mina Urgan çevirisiyle kitap Türkiye İş
Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkıyor.
Kütüphanenizin iyi bir yerinde bulunması gereken kitap, aynı zamanda ölmeden önce okunması gereken kitaplar arasında.
on departure
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/04/2013 12:26:00 ÖS
etiket: animasyon, eoin duffy, kısa film, on departure
yorum:
Hiç yorum yok
Eoin
Duffy’nin üzgün ve bir o kadar da hipnotik tasarımlı hikayesi, kullanılan
şekillerin doğru yolla düzenlenmesiyle ilişkilendirilebilir. Bu sebeple
izlenmesi gerektiğini düşündüğümüz bir animasyon.
Ortalama,
ömrünüzden 5 dakikayı çalacak.
Daha
çok kısa film izlemek için vaktiniz varsa tıklayın.
trance (2013)
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/03/2013 11:45:00 ÖS
etiket: danny boyle, film, james mcavoy, rosario dawson, trance, vincent cassel
yorum:
Hiç yorum yok
Senaryo:
Joe Ahearne, John Hodge
Oyuncular:
James McAvoy, Vincent Cassel, Rosario Dawson
Tür:
Suç | Drama | Gizem | Gerilim
Yıl:
2013
Süre:
101 dakika
Ülke:
Birleşik Krallık
Dil:
İngilizce, Fransızca
Ünlü bir müzayedede görevli olan Simon, olası bir soygun durumunda en doğru şekilde nasıl davranılacağının eğitimini iyi almış bir görevlidir. Milyon dolarlık tablolar, antika vazolar ve değerli eşyalar açık artırma yolu ile satışa sunulur ve müzayededen sorumlu kişiler yılların verdiği deneyimle gerekli tedbiri alırlar. Ona göre eleman yetiştirirler, değişen teknolojiyi kullanılar. Bununla birlikte aynı gribal enfeksiyonda virüslerin savunma mekanizmasına karşın evrimleşmesi gibi soygunu gerçekleştirenler de evrilerek her yeni olayda farklı bir yöntem geliştirirler. Bunlardan birinde önemli bir tablonun kaçırılması planlanır, her şey olması gerektiği gibi işlerken iyi eğitim almış görevliler olması gerektiği gibi kargaşa halinde tabloyu hızlı bir şekilde ortamdan uzaklaştırma çabasındadırlar. Lakin durum hiç de tahmin edilen gibi süregelmez ve soyguncular tabloyu ele geçirirler. Aldıkları eğitimde hiçbir eşya ne kadar değerli olursa olsun insan hayatından daha değerli olamaz mottosunu beyinlerine kazıyan Simon, bu düşünceden bir an sapar ve tabloyu korumak ister. Başına aldığı darbeyle de yaptığının pek de mantıklı bir eylem olmadığını görürüz. Ve sonunda tablo, o muhteşem savuma sisteminin bulunduğu mekanın göbeğinden kötü adamların eline geçmiştir. Bu böyle zannedilir, ta ki çantanın içine bakılıncaya dek. Simon o durumda tabloyu çerçevesinden kesip çıkarmış ve bir yere saklamıştır ama başına aldığı darbenin etkisiyle hiçbir şey hatırlamaz. Bu hafıza olayını çözmek için de eski bir usul olan hipno-terapi devreye girer. Film çoktan başlamış ve biz Danny Boyle’un dünyasına geçiş yapmış oluruz.
Yılın merakla beklenen yapımlarından biri olan Trance şayet bundan bir on yıl önce çekilip beyazperdede izlenme imkanı bulsaydı şu anki başarısından fazlaca konuşulacak ve şu anda olduğundan daha fazla sevilecekti. Fakat yönetmenin istediği pek de gerçekleşmedi ve izleyiciler ikiye bölündü. Bir tarafta yalın anlatımı ve anlatımında kamera oyunlarındansa kendi imajını sinemaya yansıtmış bir yönetmenin filmini sevenler diğer yanda günümüze gelene kadar hipnoz olayı ile ilgili filmlerin zaten çoktan çekildiği haliyle şu anda hipnoz ile pek de bir bağıntı oluşturamayan az da olsa Danny Boyle’dan fazlasını bekleyen izleyici var.
Olayı yer ve benzerliklere yorup İngilizlerin Inception’ı
olarak tasvir edenler bile var. Inception kadar iyi mi bilemiyoruz ama çok da
günümüze uymasa da izlenmesi gereken bir film olduğunu rahatlıkla
söyleyebiliriz. Hem Vincent Cassel’i ihtiva ediyor.
david lynch'in çektiği nine inch nails video klibi
yazan: titiemre
tarih: 7/02/2013 08:22:00 ÖS
etiket: david lynch, haber, nine ich nails
yorum:
Hiç yorum yok
Nine Inch Nails’in geri dönüş parçası Came Back Haunted, David Lynch tarafından bir video klip çekilmiş. Uyarmakta fayda var, bu single’ın videosu epilepsi nöbetine neden olabilir.
en iyi post-rock albümleri ve grupları | 2012
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/02/2013 12:32:00 ÖS
etiket: en iyi albümler, liste, post-rock
yorum:
1 yorum
Post-rock Facebook Grubu 2012 yılında piyasaya sürülmüş
229 yeni albüm ve 84 yeni grup arasından en iyileri seçmiş. Üyelerinden 11.118
kişi en iyi albüm, 10.371 kişi en yeni grup kategorisinde oylamaya katılmış. İşte
onların seçimiyle sonuçlar:
En iyi albüm:
1. Godspeed You! Black Emperor - 'Allelujah! Don't
Bend! Ascend!
2. Sigur Rós - Valtari
3. Caspian - Waking Season
4. If These Trees Could Talk - Red Forest
5. Mono - For My Parents
6. Ciènega - Viva Bocashi
7. Hammock - Departure Songs
8. Pg.lost - Key
9. O - Black Sea Of Trees
10. Colaris - Renewal
11. Leech - If We Get There One Day, Would You Please
Open The Gates
12. Mogwai - A Wrenched Virile Lore
13. WangWen - 0.7
14. Collapse Under The Empire - Fragments Of A Prayer
15. Across the Waves - War Ends, Misery Stays
16. By Million Wires - Letters to the Absent
17. Ef - Delusions of Grandeur
18. Joy Wants Eternity - The Fog Is Rising
19. This Patch Of Sky - Newly Risen, How Brightly You
Shine
20. Swans - The Seer
21. Tan Frio el Verano - Primavera
22. Powder! Go Away - We Don't Know When It Has Begun,
But We Know That It Will Never End
23. Balmorhea - Stranger
24. Frames - In Via
25. Blueneck - Epilogue
26. Lights Out Asia - Hy-Brasil
27. Pray for Sound - Monophonic
28. Lost In Kiev - Motions
29. Toe - The Future Is Now
30. Cloudkicker - Fade
31. The End of the Ocean - In Excelsis
32. Toundra - III
33. Anoice - The Black Rain
34. Ana Never - Small Years
35. Sparrow - Rainbow Mountain
36. Time Columns - Mana
37. Kepzelt Varos - Helium
38. Lowercase Noises - Passage
39. Te - 音の中の「痙攣的」な美は,観念を超え肉体に訪れる野生の戦慄
40. The Pirate Ship Quintet - Rope For No-Hopers
41. The American Dollar - Ambient Three
42. Niño Koi - La Pequeña Muerte
43. 417.3 - 2
44. The Echelon Effect - Field Recordings
45. Withyouathome - Our Lives Are All Very Forgettable
Events In The Universe
46. La Mar - La Mar
47. The Calm Blue Sea - Arrivals & Departures
48. Rest - In Returning
49. Arktika - Symmetry
50. What The Blood Revealed - Harbour Of Devils
En yeni grup:
1. Ciènega
2. Pray for Sound
3. If Anything Happens to the Cat
4. As Mountains
5. Toc. Sin
6. Lost in Kiev
7. Waves
8. Naomi
9. Slow Static
10. tide/edit
Kaynak: Post-rock
hareketli albüm kapakları
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/01/2013 01:51:00 ÖS
etiket: hareketli albüm kapakları, internet
yorum:
Hiç yorum yok
2013 yazının hit şarkısı: "biz iyi biliriz"
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/01/2013 02:48:00 ÖÖ
etiket: biz iyi biliriz, haber, müzik, rte
yorum:
Hiç yorum yok
Hiçbir şarkı değil ki bu parçayı sollayıp geçsin yanına
bile yaklaşan olamayacak. Söz yazarının emeği şarkının başarısında doğrudan rol
oynuyor. Keyifli dinlemeler.
nymphomaniac’tan bir sahne
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/01/2013 02:30:00 ÖÖ
etiket: haber, lars von trier, nymphomaniac
yorum:
Hiç yorum yok
Lars Von Trier’in merakla beklenen filmi Nymphomaniac’tan
bir dakikalık bir bölüm yayınlandı. Film aralık ayında vizyona girecek.