Trainspotting ve Porno gibi eserlerin yaratıcısı Irvine
Welsh’in kült romanı Filth, Jon S Baird yönetmenliğinde Ekim başlarında
sinemalarda olacak. James McAvoy, Jamie Bell, Imogen Poots kordonun önde
gelenleri.
james mcavoy etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
james mcavoy etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
filth için yeni fragman
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/10/2013 02:26:00 ÖS
etiket: filth, fragman, haber, irvine welsh, james mcavoy
yorum:
Hiç yorum yok
Trainspotting ve Porno’nun yazarı Irvine Welsh’in aynı
isimli kitabından uyarlanan Filth için geçtiğimiz günlerde yayınlanan tanıtımafişinden sonra yeni bir fragman yayınlandı.
Filmin başrol oyuncusu en son Trance’da gördüğümüz James
McAvoy muhteşem bir oyunculuk sergileyecek gibi. Film Eylül sonu Ekim başı
sinemalarda gösterilmeye başlayacak.
Filth için tanıtım afişi
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/08/2013 08:27:00 ÖS
etiket: filth, haber, irvine welsh, james mcavoy, jon s. baird
yorum:
Hiç yorum yok
Filth, James McAvoy'un şimdiye dek görülmemiş yönünü
ortaya çıkarıyor. Kendisini en son Trainspotting'in yönetmeni olan DannyBoyle'un yeni filmi Trance'da görmüştük. Filth de Trainspotting'in yazarı
Irvine Welsh'in bir kitabı. Aynı isimle sinemaya uyarlanan Filth'in yönetmen
koltuğunda Jon S. Baird var.
Tartışılmaz yılın en çok konuşulan filmlerinden biri
olacak film 27 Eylülde İngilterede görücüye çıkıyor.
trance (2013)
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 7/03/2013 11:45:00 ÖS
etiket: danny boyle, film, james mcavoy, rosario dawson, trance, vincent cassel
yorum:
Hiç yorum yok
Senaryo:
Joe Ahearne, John Hodge
Oyuncular:
James McAvoy, Vincent Cassel, Rosario Dawson
Tür:
Suç | Drama | Gizem | Gerilim
Yıl:
2013
Süre:
101 dakika
Ülke:
Birleşik Krallık
Dil:
İngilizce, Fransızca
Ünlü bir müzayedede görevli olan Simon, olası bir soygun durumunda en doğru şekilde nasıl davranılacağının eğitimini iyi almış bir görevlidir. Milyon dolarlık tablolar, antika vazolar ve değerli eşyalar açık artırma yolu ile satışa sunulur ve müzayededen sorumlu kişiler yılların verdiği deneyimle gerekli tedbiri alırlar. Ona göre eleman yetiştirirler, değişen teknolojiyi kullanılar. Bununla birlikte aynı gribal enfeksiyonda virüslerin savunma mekanizmasına karşın evrimleşmesi gibi soygunu gerçekleştirenler de evrilerek her yeni olayda farklı bir yöntem geliştirirler. Bunlardan birinde önemli bir tablonun kaçırılması planlanır, her şey olması gerektiği gibi işlerken iyi eğitim almış görevliler olması gerektiği gibi kargaşa halinde tabloyu hızlı bir şekilde ortamdan uzaklaştırma çabasındadırlar. Lakin durum hiç de tahmin edilen gibi süregelmez ve soyguncular tabloyu ele geçirirler. Aldıkları eğitimde hiçbir eşya ne kadar değerli olursa olsun insan hayatından daha değerli olamaz mottosunu beyinlerine kazıyan Simon, bu düşünceden bir an sapar ve tabloyu korumak ister. Başına aldığı darbeyle de yaptığının pek de mantıklı bir eylem olmadığını görürüz. Ve sonunda tablo, o muhteşem savuma sisteminin bulunduğu mekanın göbeğinden kötü adamların eline geçmiştir. Bu böyle zannedilir, ta ki çantanın içine bakılıncaya dek. Simon o durumda tabloyu çerçevesinden kesip çıkarmış ve bir yere saklamıştır ama başına aldığı darbenin etkisiyle hiçbir şey hatırlamaz. Bu hafıza olayını çözmek için de eski bir usul olan hipno-terapi devreye girer. Film çoktan başlamış ve biz Danny Boyle’un dünyasına geçiş yapmış oluruz.
Yılın merakla beklenen yapımlarından biri olan Trance şayet bundan bir on yıl önce çekilip beyazperdede izlenme imkanı bulsaydı şu anki başarısından fazlaca konuşulacak ve şu anda olduğundan daha fazla sevilecekti. Fakat yönetmenin istediği pek de gerçekleşmedi ve izleyiciler ikiye bölündü. Bir tarafta yalın anlatımı ve anlatımında kamera oyunlarındansa kendi imajını sinemaya yansıtmış bir yönetmenin filmini sevenler diğer yanda günümüze gelene kadar hipnoz olayı ile ilgili filmlerin zaten çoktan çekildiği haliyle şu anda hipnoz ile pek de bir bağıntı oluşturamayan az da olsa Danny Boyle’dan fazlasını bekleyen izleyici var.
Olayı yer ve benzerliklere yorup İngilizlerin Inception’ı
olarak tasvir edenler bile var. Inception kadar iyi mi bilemiyoruz ama çok da
günümüze uymasa da izlenmesi gereken bir film olduğunu rahatlıkla
söyleyebiliriz. Hem Vincent Cassel’i ihtiva ediyor.