the cabin in the woods (2011)


Yönetmen: Drew Goddard
Senaryo: Drew Goddard, Joss Whedon
Oyuncular: Kristen Connolly, Chris Hemsworth, Anna Hutchison, Fran Kranz, Jesse Williams
Tür: Korku | Gerilim
Yıl: 2011
Süre: 95 dakika
Ülke: ABD
Dil: İngilizce

Bildiğimiz teen-slasher filmlerindeki karakterlere benzeyen beş genç, bildiğimiz korku filmlerindeki gibi karanlık bir ormanın içindeki kulübede birkaç gününü geçirmek için yola çıkar, yolda bildiğimiz ve klişeleşmiş bir terk edilmiş ya da kapanmış bir benzin istasyonundan benzin almak için durduklarında ansızın ortaya çıkan kendini bilmez ama bizim çok iyi bildiğimiz korkunç suratlı bir adam öleceklerine dair kötü laflar, gittikleri yer hakkında da amansız hikâyeler anlatır ve ardından kulübeye ulaşan gençlerimiz bildiğimiz korku-gerilim filmlerindeki başlangıç olan müzik eşliğinde kopuş hareketleriyle sevişmeye başlarlar. İlk yarım saatinde derinliklere inmektense klasikleşmiş tekdüze korku-gerilim filmlerindeki atmosferi sonuna kadar yakalayan film, iyi bir dalga geçme yöntemiyle kendi çizgisini oluşturup izleyicinin beklentisini filmin sonu için minimum düzeye indirirken, alışılagelmiş “herkes ölecek” mantığıyla çok güzel beyinleri sıvıyor ve devamında da araya serpiştirilen mizah sözcükleriyle kişilerin atmosfere daha farklı bakmasına neden oluyor.
Film, diğer filmlere nazaran çarpık bir konuyu da içinde barındırmasıyla, ilerleyen dakikalarda minimum düzeye inmiş beklentinin ani bir patlamayla kendisine hayran bırakacak yapısını gümüş tepsiyle servis ediyor.

Ta filmin en başından beri klişelerle hafiften dalga geçmesi, muhabbetlerin sıradanlığı, yan konunun ortaya çıkmasıyla bir anda başka yöne seyretmemize sebep oluyor. Asıl komedinin başlaması da kılık kıyafetiyle bu ateşli gençlerden biraz daha resmi duran ve ölümlerine dakikalar kalan gençlerimiz kendi cellâtlarını seçerken bunun için bahis oynayıp kafa dağıtan ve tüm bu olanların altyapısını hazırlayan bir ekiple karşı karşıya kalıyoruz. Bildiğimiz korku-gerilim filmlerindeki neredeyse tüm kötülüklerin bir filmde toplandığını düşünsenize; zombiler, vampirler, kurt adamlar, hayaletler, yavaş hareketleriyle korkutan küçük kızlar, dehşet saçan balerinler, güldürmeyip süründüren palyaçolar, dev yılanlar, dev yarasa benzeri yaratıklar, uzaylılar, deniz canavarları, tek boynuzlu atlar, cadılar ve özel adlarını bilmediğimiz onlarcası daha.
Kulübenin dışına da taşan yapısıyla aslında geniş çevreden bakmamız gerektiği de ortada. Dünyadaki kötülükleri kontrol altına alan ve eski tanrıların köpürüp dünyayı yok etmemeleri için onlara oyuncak sunan bu düzgün giyimli insanlar tekilalarını gösteri başladıktan sonra yudumlayadursun çok da belli bir sıraya göre ölmeyen gençlerimiz çırpınarak seçtikleri ölümcül yaratıkların ellerinden kurtulmaya çalışırlar.

Ezber bozan yapı da aslında filmin son yirmi dakikasında ortaya çıkmış oluyor. Tüm geçilen dalgalar, bir ortama bağlı kalmalar vs. tamamının farklılaşmasıyla ortaya dört dörtlük bir film çıkmış oluyor. Belirli bir süre belli başlı sebepler yüzünden birkaç yıl gösterime giremeyen, her geçen gün ilginin artmasıyla izleyici kitlesinin oluşması ve bu kitleyle doğan hayranlık, daha film gösterilmeden zaten sevenlerinin oluşmuş olmasıyla da sosyal ortamlarda ve IMDb gibi oylama yapılabilen sitelerde filmin korku-gerilim kategorisine göre oldukça yüksek bir puan almasına sebep oluyor. Artık izleyenlerin “sağlam” bir korku-gerilim filmine hasret kalışlarını yerinde mizah anlayışı, yerinde gerilim ve korku öğeleriyle The Cabin in the Woods yeteri kadardan biraz daha fazla karşılıyor.
Aslında yüzeysel bakıldığında çoğu izleyicinin saçma bile bulacağı bir yapısı olsa da günümüz filmlerinden kült bir filmin doğuşunu seyretmek, hele hele korku-gerilim kategorisinde bunu görebilmek, insanı mutlu etmiyor değil.
Karakterlerin değil de dünyanın her ne olursa olsun eninde sonunda belirli yöntemlerle zor da olsa kurtulduğu bir film bekliyorsanız bu film hiç size göre değil, son olarak da bunu söyleyelim.
İyi seyirler.

paylaş:

4 yorum:

  1. Dediğin gibi yüzeysel bakanlar saçma buluyor sanırım. Sinemadan çıkarken arkamdaki hatunlardan biri "off ne saçma ya izlediğimiz filme bak" diye diye bitirdi filmi. Ama biz grup olarak acayip keyif aldık. Beklediğimden de iyi çıktı diyebilirim hatta. Hatta ve hatta dayanamayıp dün izledikten sonra ben de bugün bloga bir şeyler karaladıydım...

    http://cineshoot.blogspot.com/2012/05/siddetle-tavsiye-cabin-in-woods-2011.html

    YanıtlaSil
  2. ben de iki arkadaşımla gittim dün akşam, ikisi de beğenmediler filmi, üzerine ben de gerildim ya nasıl ya, ne anlarsınız siz falan demeye başladım, üzerime çok geldiler anlayacağın, susmakla yetindim, burada yazmazsam olmazdı zaten. her ne kadar onlara imdb'de 7 veririm ben bu filme desem de 8i bastım :)
    bugün CineShoot'taki yazıyı okudum, hatta nerede bulduysam okudum, genel görüş, beğenildi yönünde de bakalım neler olur bundan sonra.

    YanıtlaSil
  3. Bence en yakın zamanda bu tarz birkaç film izleriz. Giriş ve gelişmenin büyük bir kısmı sıradan olsa da gelişmenin kalan az kısmı ve sonuç tamamen özgün olduktan sonra ben varım yani. :)

    YanıtlaSil
  4. bu tuttuğuna göre ardından bende buna benzer yapımların geleceğini düşünüyorum. ayrıca kült olur mu tam olarak bilemiyorum belki çok iddialı bir yaklaşım ama belli bir kesimi hayran bıraktı bile, bu böyle sürüp gider :)

    YanıtlaSil