Yönetmen:
Zeki Demirkubuz
Senaryo:
Zeki Demirkubuz, Dostoyevski (kitap)
Oyuncular:
Engin Günaydın, Nihal Yalçın, Serhat Tutumluer, Nergis Öztürk
Tür:
Dram
Yıl:
2012
Süre:
107 dak.
Ülke:
Türkiye
Dil:
Türkçe
Dostoyevski’nin
Yeraltından Notlar adlı kitabının uyarlanması değil, kitaptan esinlenilerek
çekilmiş, yine de bir “uyarlama” sözcüğü kullanmak gerekliyse “serbest uyarlama”
diyebileceğimiz bir film Yeraltı. Yazılanlardan okuduğum kadarıyla ilk olarak
Ankara Sıkıntısı olarak düşünülmüş ama Yeraltı’nda karar kılınmış. Ankara Sıkıntısı
demişken Nuri Bilge Ceylan ile ilgili söylentilerden hiç bahsetmeyeceğim bu
yazıda, onu da baştan belirteyim zira saçma sapan işler olduğunu düşünüyorum,
eğer gerçekse diyeceğim ise şudur. Kimse kusura bakmasın ama bir Nuri Bilge
Ceylan filmi değil.
Kızışmalı
söylemlerden sonra asıl konuya dönecek olursam, Yeraltı Demirkubuz’un şimdilik
son filmi. Tam filme girmeden şunu da belirtmek isterim, bu film gösterime
girdiği kaç gün oldu hâlâ çoğu şehirde sinemalarda değil, sinema salonlarının
nasıl bir anlayışı vardır bilemiyorum ama sinemalardaki filmleri düşündüğümüzde
işin çoktan ticaret kafasına döküldüğü belli oluyor, neyse.
Daha
önce hiç Zeki Demirkubuz filmi seyretmemiş biri olarak Yeraltı için fazla
söyleyeceğim bir şey yok aslında. Bu film çoğu kişi tarafından sevilebilir,
benim de sevmemi sağlayan noktaları var. Özellikle Ankara’da geçmesi bile
sempati duymama sebep olabilir, onun haricinde Engin Günaydın’ın oyunculuğu her
yönüyle takdir edilesi, durağan sahnelerin işleyişi örneğin, çoğu zaman bunu
içeren filmler için genel görüş filmin sıkıcılığı yönünde olsa da bu tip
filmler daha çekici gelmiştir, öte yandan filmin görüntü yönetmeninin filme
kattıkları, Güvenpark’ın orada karşıdan karşıya geçen insanların yola yansıyan
gölgelerinden tutun da, filmin en ilgi uyandırıcı, oda sahnelerinde kullanılan
gölge oyunlarına kadar her şey ama her şey güzel. Lakin bunların hiçbiri
okuduğum yorumlardaki gibi Türk sinemasını oradan oraya fırlatan özellikler
değil, bunlar zaten kullanılıyordu. Demek istediğim saydıklarımın filmde yer
alması filmi “sağlam” bir film yapabilir fakat sinemada fark yaratacak işler
değil.
Hakkının
yenmemesi gereken sahnelerden biri ise yemek masasında kozların paylaşıldığı
dakikalar. Her ne kadar yan oyuncular hafif de olsa kopukluk yaşasalar da
geçişin tutturulup olmuş gibi göstermek kimin aklından çıkmışsa elini öpmek
gerekli, tadından yenmiyor adeta.
Filmde
olmasaydı çok daha iyi olurdu dediğim yerler/davranışlar ise belli başlı, spor
salonu sahnesi, ne alaka demek geliyor içimden, o sahnenin filme konmasının ne
gibi bir getirisi oldu ya da nasıl düşünüldü bilemiyorum fakat hiç olmamasını
dilerdim, diğer taraftan düzgün Türkçe kullanmaya özen gösterme çabasını yersiz
buldum. Engin Günaydın için söylemiyorum bunu, diğer yan karakterler için,
sanki elindeki kâğıttan noktasına virgülüne dikkat eden bireyin bir şeyler
okuması gibiydi, itici geldi, kulak tırmalıyor demek daha doğru olur kanımca. Diğer
konu ise “yaşlı/bunak/öküz” olarak bahsedilen adamın diafondan gelen sesini
keşke “yaşlı/bunak/öküz” sıfatlarına uyan bir adamın sesiymiş gibi
gösterilseydi zira duyduğum hiç de bu sıfatlara uygun bir ses değildi.
Bir
de filmi izledikten sonra kişilerin nesnelere anlamlar yükleme olayı gerçekten
yersiz, sahnelerde var olan patatesin bana göre herhangi bir anlamı yok, hatta
eminim Demirkubuz da o patatese bir anlam yüklemeye çalışmadı, öyle bir amacı
varsa bilemiyorum ama izleyicilerin bunlara fazlaca takmış olması garip
geliyor. Eğer gerçekten takılacak bir nesne varsa bence bu yumurta olmalı zira
patatesten daha çok adı, sanı ve görüntüsü kullanılmış. Kahvaltıdan tutun da
cam kırmakta beceriksiz bir nesne olarak lanse edilmesine kadar patatesten daha
önemli bir görevi üstleniyor bence.
Görülmesi/izlenilmesi
gereken bir film olduğunu düşünüyorum Yeraltı için, muhteşem bir yapım demek
büyük bir yalan olacağından film hakkında “iyi” demekle yetiniyorum.
Öncesinde
hiç Demirkubuz filmi izlemediğimi belirtmiştim ve filme yapılan yorumlara karşı
bu filmin yönetmenin en iyi filmi olduğunu düşünmüyorum, öyle olmadığını
umuyorum. Bunu diğer filmlerini izledikten sonra göreceğim.
yorumunuzdan sonra filme olan merakım da arttı, objektif yorumunuz için teşekkürler:)
YanıtlaSil