“Bence
insanların çoğu, odaklanacak şarkı sözüyle karşılaşmamaya alışık değiller. Şarkı
sözleri bazı insanları gerçekten rahatlatıyor. Bana kalırsa bu kimseler şarkıya
eşlik etmeyi seviyorlar ve bu işi bizim şarkılarımızla yapamayınca da biraz
canları sıkılıyor” diyerek müzik olgusunun kendilerine göre nasıl olması
gerektiğini alttan alta dinleyiciye söylemeye çalışan Stuart Braithwaite,
Glasgow İskoçya’da kurulmuş, enstrümanların derin tınılarının içe işlediği
müzik türü Post-Rock’ın en tanınmış ve bu türü en iyi işleyen müzik grubu
Mogwai’nin kurucularından biri, diğeri ise Dominic Aitchison.
2011
yılında piyasaya sürülen ve düşündüğüm kadarıyla en iyi albüm isimleri
listesinde üst sıralarda olması kaçınılmaz olan bir isme sahip olan albüm grubun
7. albümü.
Üzerinde
çok konuşulması gereken bir albüm niteliği taşımakta, mevzu bahis post-rock
olunca -ki yanlış hatırlamıyorsam röportajın birinde kendilerinin post-rock
etiketi altında görmediklerini belirten cümleler kullanmışlar, çok okuyup çok
dinlemek mi gerekli, üzerinde beyin fırtınaları mı koparmak lazım yoksa bilgi
sahibi olmak/eleştirmek adına işin ehli mi olmak gerekli pek bilemiyorum, işin
aslı Mogwai eleştirisi yapmak ya da konuyu daha da genişletirsek post-rock
eleştirisi yapmak işin “iyi” anlamak lazım. Yerinde kullanılacak sözcüklerin
seçimi bile zorken albüm eleştirisi hele hele böyle bir grubun eleştirisini
yapmak zor geliyor. Ama kısaca diyebiliriz ki Mogwai’nin belki de en iyi
albümü, söylemek çok kolay olmuyor takdir edersiniz, en azından diğer
albümlerine kıyasla en farklı albümü olduğunu rahatlıkla vurgulayabiliriz.
Albümde
yer alan parçaları dinlerken şayet düz mantıkla şarkı kendi içine dinleyici
çekebiliyorsa -ki bu albümdeki tüm parçalar bu özelliğe sahip, parçaların
iyiliğinden söz etmek kolay oluyor. Bir defa gitar tonlamalarını hissetmek
insana hiç bu kadar mutluluk getirmemişti. Bahsi geçen mutluluk yamacında hüznü
de barındırmıyor değil, demek istediğim anlaşılmıştır umuyorum.
Yerinde
sekmediğin bir kez daha gösteren Mogwai, dinlemekten bıkılmayan bir grup, hem
neden bıkılsın ki?
Bir
süre önce grup adına bir top 10 listesi hazırlamıştık, uğrayıp bakabiliriniz. Albümün
last.fm sayfasına da buradan ulaşabilirsiniz. Aşağıda albümde bulunan parçalar
mevcut, belki defalarca San Pedro’yu dinledik durduk, facebook sayfamızda
paylaştık. Bu kez ise albümden farklı bir parçayı paylaşmaktan mutluluk
duyuyoruz. İyi dinlemeler.
1.
White Noise
2.
Mexican Grand Prix
3.
Rano Pano
4.
Death Rays
5.
San Pedro
6.
Letters To The Metro
7.
George Square Thatcher Death Party
8.
How To Be A Werewolf
9.
Too Raging To Cheers
10.
You’re Lionel Richie
0 YORUM:
Yorum Gönder