Nasreddin Hoca, Hamam Böceği ve Fil

 
Günlerden bir gün nasreddin hoca gölün kenarında oturmuş yoğurt yiyormuş. Hamam böceği hocanın yanına gelmiş, " nasreddin hoca nasreddin hoca napıyon? " demiş. Hoca elindeki yoğurt kasesiyle böceği ezecekken fil bağırmış " nasreddin hoca napıyon ne biçim hocasın sen allahın yarattığı mahlukatı ezmeye nasıl cüret edersin " nasreddin  hoca " haklısın fil " demiş. Hamam böceği file teşekkür etmek için yanına gitmiş, fil böceği görmemiş ve ezmiş.
   Böcek nere gitti diye sormuş nasreddin hocaya. Hoca da bilmem göle maya çalıyodum ben fil demiş. Fil de " hoca hoca göl hiç maya tutar mı ne adamsın ya " diyip hocaya gülmüş. Sonra gidip arkadaşlarına anlatmış yarıla yarıla gülmüş filler. Filler arasında alay konusu olduğunu düşünen nasreddin hoca fillerin yanına gidip " oğlum yanlış anladınız ben yoğurt yiyordum size şaka yaptım " demiş. Filler " bırak hoca kıvırma, gölün kenarında niye yoğurt yer bir insan manyak mısın sen basbaya maya çalmaya uğraşıyordun " diyip dalga geçmişler. Bunun üzerine hoca görürsünüz siz diyip bir alicengiz oyunu düşünmüş
   " Fil kardeşler hayatınızı heba etmeyin, orda burda ağaç yiyorsunuz böyle hayat olmaz, huzur kamuda, timurun ordusuna katılın istediğiniz kadar yiyin, için " demiş. " Adam doğru söylüyo beyler " diyen filler de takılmışlar hocanın peşine. Hoca timurun karşısına arkasında fillerle gitmiş, " Timurlenk naber kenk? " demiş. Espriye çok sinirlenen Timur, hocanın kellesini vurdurmuş. Filleri de zorla ordusuna katmış.
paylaş:

Müziğin efsaneleri ve kıyafetleri

    Müzik tarihinin kilometre taşlarından sayılan çoğu ismin kendine özgü kıyafetleri vardır. Brezilya’lı sanatçı Frederico Birchal, işte tam da bahsettiğimiz konu üzerine yoğunlaşmış ve müziğin efsanevi sanatçılarının kendilerine özgü kıyafetleri üzerine bir çalışma hazırlamış.













paylaş:

nymphomaniac karakter posterleri

   Lars von Trier’in merakla beklenen filmi nymphomaniac’in karakter afişleri yayınlandı. 25 Aralık da Danimarka’da vizyona girecek olan filmin Türkiye’de beyaz perdede izleme şansımız çok düşük. Festivaller aracılığıyla minik de olsa seyirciyle buluşma ihtimali olan filmin karakterlerine bakıp bakıp iç geçirmek şuan yapabileceğimiz en iyi şey olsa gerek. Nymphomaniac filminin karakterleri,

















paylaş:

Marvel'da yeni dönem: Ant-Man


  Temmuz 2015’de vizyona girecek olan ve Marvel’da yeni bir dönemi başlatacak olan Ant-Man, yönetmen koltuğunda Shaun of the Dead filmiyle tanıdığımız Edgar Wright bulunmakta. Filmin başrol oyuncusu henüz açıklanmamış olsa da,  Simon Pegg isminin başrol için bir adım daha önde olduğunu düşünüyoruz.


paylaş:

The Hobbit: The Desolation of Smaug'dan yeni bir fragman


   The Hobbit: The Desolation of Smaug’dan yep yeni bir fragman daha geldi. 13 Aralık tarihinde vizyonda olacak olan film, seyirci kitlesini daha şimdiden heyecanlandırmış vaziyette.
            
                  
paylaş:

nymphomaniac bölüm 4


Lars Von Trier’in merakla beklenen yeni filmi Nymphomaniac için 8 bölüm oluşturulmuş.The Compleat Angler, Jerôme, Mrs. H, Delirium, The Little Organ School, The Eastern and the Western Church (The Silent Duck), The Mirror, The Gun bu bölümlerin isimleri.

CHAPTER FOUR
Delirium
Confusion. Delusion. Hallucination.
The nymphomaniac's father dies.


paylaş:

Ölümle Ölümden Sonraki Hayat Arasında Kısım 1 : Araf

   
   Öldüm. Kesin öldüm şu an bence. Çok kere rüyamda ölmüştüm ama bu sefer gerçek, eminim. Kapkaranlık burası.Tabutun içinde miyim yoksa ondan mı böyle? Yok ya ruhumun hemen çıkması lazım tabut sonraki iş. 
   E ölünce zaman ve mekan kavramı olmayacağına göre tabutumu felan göremem sanırım. Görmeyim zaten ya annemi ağlarken görürsem naparım? Ya babam? Güçlü durmaya çalışır ama içine ağladığını farkedersem çatlarım ruhumu yırtasım gelir nasıl olacaksa?
   Hep savunmuşumdur " beyaz renktir, siyah değildir " diye. Renklerin atası olan şey nasıl renk olmuyor da renksizlik ışıksızlık anlamına gelen siyah renk oluyor?    Ulan Beyaz ışık kırılıp renkleri oluşturmuyor mu? Biri de çıkıp demiyor ki aga bu nedir? Keşke arkadaşlarım görse de şurayı bozsam onları. Onlar da üzülmüş müdür acaba? Üzüldüler bence ama çok sürmez ölene kadar üzülecek halleri yok ya. Ben üzüldüm ama burda nerde bulacağım bir daha onları.
   Bu ne lan yeter içim kıyıldı. Nerden öğreniyoruz nereye gideceğimizi yol gösterici felan yok mu buralarda sonsuz kadar gezinip düşünecek miyim böyle? Öyleyse kötü valla.
   Tanrı varsa ve dinler doğruyu söylüyorsa ben sıçtım. Cehenneme giderim direkt. Yoksa da böyle mal mal dolanacak mıyım burda? Ama Tanrı olmasaydı ruhum olmazdı sanırım o zaman var ama nerde?
   Dur bakam uçayım biraz. Anlamıyorum ki uçuyor muyum yer yok gök yok bi bok yok gökyüzü olmadan uçtuğumun ne zevki kaldı ya?
   Aha ışık. Kesin Tanrı o. Tanrı değilse de melek felandır yoksa normal insana vermezler öyle nuru. 
   Oh be geldim sonunda ışığa bu sefer de her yer beyaz oldu gene bi şey yok. Ya arkadaşım bi şey olsun bu ne böyle?      Nerde diğer insanlar? Dayım nerde? Dedem nerde? Herkes 20li yaşlarında olacaksa dayımı tanırım da dedemi nası tanıyacam? 
   Üşüyorum, deli gibi. Çatlayacam üşümekten. İnsanın ruhu nasıl üşür ki? Hiç ısınmamışsa demek ki. Ankara soğuğundan beter bu soğuk valla. Kesti her yanımı. 
   Ölmedim değil mi? Rüyadayım şu an ve saat 6 felan sabah soğuğunu yiyorum. Atlet de giymedim. Bir an gerçekten öldüm sanmıştım.
   Ee hani uyanmadım kaç saat oldu?
   Tanrım lütfen çok üşüdüm cehennem sıcaktır şimdi oraya gideyim bari. Tövbe tövbe ya. Yapılacak iş mi bu Mert? 
   Ben sana iyi bir kul olmadım tanrım biliyorum. Ama iyi bir insan oldum. Koskoca Tanrısın senin ne kadar büyük olduğunu biliyorum bir de sana söyleme ihtiyacı hissetmedim. Var olduğundan da şüphe ettim doğrusu hala da ediyorum. Hayır nasıl emin olmamı bekliyorsun onu da anlamadım ki. Aklı verip sınırlayan sensin, mantığı koyan da sensin. Hiç görmediğim, varlığına dair tek bir kanıta rastlamadığım, kısacası var olduğunu bizim bu sınırlı aklımıza ve mantığımıza kabul ettiremediğim bir varlığın olduğuna nasıl yürekten inanmamı beklersin? İman önemli evet. Ama ne kadar iman edersem edeyim somut bir kanıt göstermezsen ben senin varlığına nasıl %100 inanayım? Aklım almıyor  gerçekten. Dua ettim o kadar. Eğer birini bile kabul etseydin sana inanırdım ve bir daha sorgulamazdım. Ama bir tanesi bile kabul olmadı. Halbuki piyangoyu kazanmak felan da istememiştim.
    Ama sonuçta senin yarattığın kullarız. İstersen hayat verdiğin gibi hayatımı da alabilirsin ama acı çektirmek niye? Onu anlamıyorum. Madem kötü bir adam olacağım büyüyünce, hiç yaratmasaydın. E yarattın kötü adam oldum niye beni cezalandırıyorsun tanrım?
   Neyse hikmetinden sual olunmaz tabi.
   Ve Tanrının sesini duydum. Ses demek doğru olmaz. Sanki tüm benliğim haykırıyormuş gibi hissetim. " Sen benim bir parçamsın, ne seni ne de başka bir kulumu  cezalandıracağım merak etme. Dünyadaki kötülüklerin de sebebi ben değilim. Ben kullarıma seçim hakkı ve akıl verdim ve en önemlisi güç ve cesaret verdim. Kötülükleri durdurabilirdiniz ama korktunuz. Korkalığınızın sorumlusu ben değilim. Bu dünya bir sınav ve kısacık ömrü var ölünce hiç bir şey kalmayacağına göre yapılan kötülükler de bir kabustan ibaret. Gördüğün kabus için uyandıktan sonra kendine kızıyor musun ya da kabustakileri cezalandırıyor musun? Onlar hiç yaşanmadı ve geçip gitti. Çekilen acılar gerçekten var olmadı bir hayaldi hepsi merak etme. 
   Dualarını kabul ettim ama sen fark etmedin. Varlığım kanıtlamaz. Kanıtlamaz bir varlığı kanıtlamaya çalışmak aptallık ve ben seni aptal ol diye yaratmadım Mert. Dünya üzerinde %100 inanabileceğin bir şey var mı da bana inanmak için %100 iman istiyorsun? Varlığını kanıtlayamadığın şey yoktur diye düşünmeyi sana yakıştıramadım. Varlığını kanıtlayamadığın şey ya yoktur, ya da sadece varlığını kanıtlayamamışsındır. Gördüğün üzere yokluğuma da %100 inanamazsın. O zaman neden benden kanıt istiyorsun ki? Bana inanmamayı seçebilirsin ki bu daha zor bir yoldur. Ama inanmamanı matematiksel verilerle doğru göstermeye çalışman ikiyüzlülük olur ve bilirsin ben ikiyüzlüleri sevmem.

   İnansaydın her şey daha kolay olacaktı ama sen mantığının ve diğer insanların seni aldatmasına göz yumdun, kendini gerçek sandığın şeylerle kandırdın. Sen benim olmadığıma inanmıyor değilsin sadece dualarını kabul etmediğimi düşündüğün için kızgınsın. Ve hissettiğin gibi varım. 
   Ben kullarım beni hissettikleri kadar varım " dedi. 
   Bi şey diyemedim, ne diyebilirdim ki? 
   Ve tekrar aynı his; " Cevabını istediğin soruların bunlar olduğunu sanmıyorum. Samimi ol ve cevabını gerçekten bilmek istediğin soruyu sor "dedi
paylaş:

danger planet


Bir robotsunuz, özel mekiğiniz ile salına salına bilmem hangi gezegende dolaşıyorsunuz, birden yanınıza aynı ırktan karşı cins bir robot geliveriyor. Aşk ne güzel bir şey. Derken kötülük ortaya çıkıp ortalığı karıştırmak zorunda kalıyor, sevenleri birbirinden ayırmaya çalışan hep bir engel olmak zorunda çünkü. Dünyaymış uzaydaki başka gezegenmiş fark etmiyor. Mutlu sona ulaşabilecekler mi, onu videoyu izleyince görüyoruz.

paylaş:

hipnotik dans portreleri

Nir Arieli, New York’s School of Visual Arts’tan iyi bir dereceyle mezun olmadan önce kariyerine İsrail’deki bir dergi için ordu fotoğrafçılığı yapmış olan bir sanatçı. Çalışmaları portreler ile dans arasında gidip geliyor. Tension adını verdiği bir işi de bunun güzel bir örneği.












paylaş: