Lars von Trier’in merakla beklenen filmi nymphomaniac’in karakter afişleri yayınlandı. 25 Aralık da Danimarka’da vizyona girecek olan
filmin Türkiye’de beyaz perdede izleme şansımız çok düşük. Festivaller
aracılığıyla minik de olsa seyirciyle buluşma ihtimali olan filmin
karakterlerine bakıp bakıp iç geçirmek şuan yapabileceğimiz en iyi şey olsa
gerek. Nymphomaniac filminin karakterleri,
stellan skarsgård etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
stellan skarsgård etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
lars von trier'den yeni film: nymphomaniac
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 2/24/2013 04:08:00 ÖÖ
etiket: charlotte gainsbourg, Christian Slater, Connie Nielsen, haber, Jamie Bell, lars von trier, nymphomaniac, Shia LaBeouf, stellan skarsgård, uma thurman, Willem Dafoe
yorum:
Hiç yorum yok
Cannes
Film Festivalindeki sansasyonel açıklamalarından sonra “persona non grata” yani
istenmeyen kişi ilan edilip festivalden çıkartılan Lars von Trier’in
Nymphomaniac adlı filmi kuşkusuz 2013 yılının en merak edilenleri arasında
yerini almış durumda.
Oyuncuları
arasında Shia LaBeouf, Jamie Bell, Christian Slater, Connie Nielsen, Willem
Dafoe, Uma Thurman, Charlotte Gainsbourg, Stellan Skarsgård gibi isimlerin yer
alması bu heyecanı arttıran bir etken.
Yönetmenin
birkaç filminde boy gösteren Charlotte Gainsbourg ise bu filmde erotik
sahnelerle çok konuşulacağa benziyor. Yönetmenin düzene attığı ağır tokatların
yanında bu film ne kadar tartışılır bilemeyiz ama bizim merak ettiğimiz Cannes
Film Festivaline yönetmenin tekrar çağırılıp çağırılmayacağı. Şayet çağırılmasa
bile filmin festivalde yer alacağını düşünmekteyiz.
Filmden
bir kare ise şu şekilde:
the girl with the dragon tattoo (2011)
Yönetmen:
David Fincher
Senaryo:
Steven Zaillian, Stieg Larsson (roman)
Oyuncular:
Daniel Craig, Rooney Mara, Christopher Plummer, Stellan Skarsgård
Tür:
Suç | Dram | Gizem | Gerilim
Yıl:
2011
Süre:
158 dak.
Ülke:
ABD, İsveç, Birleşik Krallık, Almanya
Dil:
İngilizce
Ödül:
1 Oscar, 7 ödül, 28 adaylık
Stieg
Larsson’ın tüm dünyada ilgi çekmiş ve milyonlar satmış Millenium üçlemesinin
ilk kitabı olan Ejderha Dövmeli Kız, 2009 yılında Niels Arden Oplev tarafından
sinemaya uyarlanmış, kimi çevrelerce beğenilmemesine rağmen genel anlamda
kitabı yansıttığı için büyük beğeni toplamış, katıldığı festivallerden de
ödüller kazanmış.
Bu
kitabını ve ilk versiyonunu izlemediğim için değinebileceğim genel bir görüş. Bahsedeceğim
film, zamanında Zodiac, Se7en, The Curious Case of Benjamin Button, The Social
Network, Fight Club gibi önemli filmlerin altında imzası olan David Fincher’in
muhtemelen daha iyisi çekilebilirdi düşüncesiyle 2011 yılında yeniden çektiği
versiyonu. En baştan söylemeliyim ki film çok iyi.
Sonuçta
halihazırda çekilmiş bir filmin yeniden çekilmesinden bahsediyoruz. Özellikle kitap
uyarlaması olduğundan zaten onca ağır eleştiri alacağı şüphesiz bir gerçek,
çoğu kitabı okumuş kitle kitabı iyi yansıtamadığı doğrultusunda onca sosyal
medyada laf salatası yapacak ki muhtemelen de ilk versiyonu için bu durum söz
konusu olmuştur. Bunun üzerine ilk filmi beğenenlerin de bu yıkıcı yorumlara
bir yenisini daha katacağını düşündüğümüzde, filmin yeniden çekileceği haberi
aslında bir başka kitlenin de oluşmasını sağlamıştır, ilk filmi beğenmeyip daha
iyisinin çekilebilecek olduğunu düşünenler. Hal böyle olunca, yönetmen
koltuğunda da daha öncesinde başarı sağladığı yapımlarla yaşayan iyi
yönetmenler arasına adını yazdırmış bir isim gördüğümüzde ister istemez
beklenti yüksek tutulabiliyor. Ama rahatlıkla söylenmelidir ki Fincher bu yükün
altından da kalkmış.
İlk
versiyona dahir herhangi bir bilgim olmadığı için onun hakkında herhangi bir
eleştiride bulunmak çok da mantıklı gelmiyor. Zira filmi klasik olarak gören
izleyiciler de mevcut, yerden yere vuranlar da. Kalınca bir kitabı beyaz
perdeye uyarlamaya çalışıp iki buçuk saat gibi bir zaman dilimine sığdırabilmek
zor bir iş olsa gerek, açıkta kalan kapılar ve havada bir konu içermesi ister
istemez oluşabilecek negatif etkiyi körükleyen maddeler.
Oyuncular
açısından özenli bir iş gerçekleştirildiği açıkça görülüyor film izlenirken, bu
konu hakkında okuduğum eleştiriler de ilk filme oranla daha iyi bir izlenim
oluştuğu yönünde. Başrollerde Daniel Craig var ki performansını tartışmak pek
yersiz geliyor ve Ejderha Dövmeli Kız rolünde ise tüm cool tavırları, yaktığı
her sigarada gösterdiği karizma, hissettirdiği olaylara hissiz kalışı ve
soğukluğu ile Rooney Mara ki kendisi Oscar’a da bu performansıyla aday gösterildi,
alışılagelmiş bir oyunculuk sergileyerek karakterini ne ölçüde yansıttığını da
izleyiciyi kendisine aşık ederek gösteriyor.
Oyuncu
kadrosu geniş bir yelpazeden oluşuyor filmin, güzel aksanlarıyla Avrupalı
oyuncular da filmi süsleyen ve kalitesini yükselten detaylar. Müzikler konusunda
ise söylenecek pek söz yok.
Filmin
kısaca konusu ise, gazeteci Mikael Blomkvist, İsveç’in en zengin ve köklü
ailelerinden birinin geçmişi hakkında çözülememiş bir sırrını gün ışığına
çıkarması için görevlendirilir. Ardından yanına görüntüsü, zekası, daha doğrusu
her konuda aykırılığı ile dikkat çeken ve zamanında gerçekleştirdiği bazı
eylemlerle devlet gözetimi altında bulunan Lisbeth Salander’ı alır. Öykü bir
süre sonra şekillenerek kadın düşmanlığına kadar ilerler. Bol aksiyon ve gerilim
bir an olsun düşmeyerek film devam eder.
Film,
2011 yılının en iyi mahsulleri arasında üst sıralarda yerini rahatlıkla
garantileyen bir yapıda. Karmaşık bir dram konusunun yanına ölçülü derecede
aksiyon ve gerilimi de katınca tahmin ne kadar güzel bir yapım çıkabiliyor
ortaya.
Filmin
giriş bölümü ise şimdiye kadar çekilmiş filmler arasında belki de en iyi
sahneleri içeriyor denebilir, ağzınız açık, içinizde bir şeyler kımıldanıyor
hissi veriyor adeta.
Kaçırılmaması
ve kesinlikle izlenmesi gereken filmler arasında sayılabilir. Özellikle aksiyon,
gerilim tarzı seven seyirciler için iyi bir yapım.
İyi
seyirler.
Filmin
introsu şöyle,
melancholia (2011)
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 12/03/2011 08:00:00 ÖS
etiket: alexander skarsgård, charlotte gainsbourg, film, kiefer sutherland, kristen dunst, lars von trier, melancholia, stellan skarsgård, udo kier
yorum:
Hiç yorum yok
Yönetmen:
Lars von Trier
Senaryo:
Lars von Trier
Oyuncular:
Kristen Dunst, Charlotte Gainsbourg, Kiefer Sutherland, Alexander Skarsgård,
Stellan Skarsgård, Udo Kier
Tür:
Dram | Bilim-kurgu
Yıl:
2011
Süre:
136 dak.
Ülke:
Danimarka, İsveç, Fransa, Almanya
Dil:
İngilizce
Ödül:
2 ödül, 6 adaylık
IMDb
puanı: 7.5/10
Metascore:
82/100
Melancholia
bir Amerikan filmi olsaydı muhakkak dünyaya çarpacak olan gezegeni patlatma
planları kurulurdu ama bu bir Lars von Trier filmi ve işler hiç de düşünüldüğü
gibi gitmiyor, herkes sadece hayale sığınıyor ve bekliyor. Üstelik Melancholia’yı
bir felaket filmi olarak görmek de ne kadar doğrudur bilinmez, sonrasında böyle
sığ düşüncelere kapılanlardan yer çekimi kanunu, kütle kanunu gibi kurallara
uyulmadığı fikri çıkabiliyor ve bu da komikliğe sebebiyet verebiliyor.