Yılın sonu yaklaştıkça dergilerde, bloglarda yılın
enleri yavaş yavaş paylaşılmaya başlandı. Flaworwire’da yayınlanan liste de tam
paylaşmalık olmuş. yılın en çok abartılmış albümleri karşınızda, -itiraf edin
abarttık-
Gözlerim Doluyor Bazen Soğuktan Olsa Gerek
yazan: vakamijin
tarih: 12/09/2013 01:52:00 ÖÖ
etiket: soğuk, sokak çocukları, vakamijin, yazılar
yorum:
Hiç yorum yok
2 sene önceydi sanırım. Eskişehirde çarşıda tramvaydan indim arkadaşlarımı bekliyordum. Hava kaban giymeyi gerektirecek kadar soğuktu. Karşıda bir giyim mağzasının önünde bir çocuk gördüm. Üstünde yeşil eski yırtık bi hırka vardı. En fazla 10 yaşındaydı. Çoraplarını pijamasının içine soktuğu pantolonun altındaki kabarıklıktan belliydi. Önünde eski bir baskül vardı. İnsanlara " tartıyım mı abi? " diyordu. Soğuktan ya da utançtan olsa gerek sesi çıkmıyordu doğru düzgün.
Gidip sıcak bi çorba alayım çocuğa dedim. Bardakta çorba satan bi yer yoktu, restorana girip çorba paket ettirecek kadar da vaktim yoktu. Yetişecek işlerim vardı çünkü dünyayı kurtaracaktım(!)
Dükkanın birine girdim neyi sevdiğini bilmiyordum ama her çocuk çikolata sever diyip bir tane ülker çikolatalı gofret aldım, çocuğun yanına gittim. Bir şey demeden uzattım gofreti. O da bir şey demeden aldı. Arkadaşlarımı beklediğim yere döndüm. Çocuk çikolatayı cebine sıkıştırıyordu. Yemedi.
Kardeşine mi götürecekti yoksa birileri izliyordur diye mi düşündü bilmiyorum. Sonra çikolatayla eve gittiğinde ne diyeceklerini düşündüm.
" Nerden aldın lan bunu? Parayı bunlara mı harcıyorsun lan sen? "
" Yok vallahi baba abinin biri aldı yemin ederim "
" Yalan söyleme lan abi niye çikolata alsın sana manyak mı bu adam? "
ağlıyordu çocuk.
İyilik yapayım derken kötülük mü yapmıştım çocuğa? Katıksız bir mal mıydım yoksa? Gözlerim yaşardı, soğuktanmış gibi davrandım.
Arkadaşlarım geldi sonra. Çocuğa bakmadım tekrar. Yine gözlerim yaşarır diye. O da bana bakmıyordu eminim. Yürüdük.
Ne kadar zaman önceydi hatırlamıyorum. Yıldız durağının ordaki bi esnaf lokantasına gittik arkadaşımla. Yemeğimizi yerken bir tane yaşlı dede girdi. En az 65 yaşında vardı. Ellerinde tesbih vardı. Tesbih satıyordu herhalde. Neyse oturdu, az çorba, az pilav söyledi. Yemeğini yedi hızlıca, kasaya gitti, parayı ödeyecekti. Kasadaki adam almadı parasını. Gençler ödedi yemeğini bey amca dedi. Adam " allah razı olsun onlardan, sağol evladım hayırlı işler " diyerek dükkandan mutlu mesut ayrıldı.
Ama yemeğinin parasını ödeyen kimse yoktu. Dükkan sahibi, adam karşısında mahçup olmasın diye böyle bir şey uydurmuştu. Ağlayacaktım utanmasam, utandım.
Gidip sıcak bi çorba alayım çocuğa dedim. Bardakta çorba satan bi yer yoktu, restorana girip çorba paket ettirecek kadar da vaktim yoktu. Yetişecek işlerim vardı çünkü dünyayı kurtaracaktım(!)
Dükkanın birine girdim neyi sevdiğini bilmiyordum ama her çocuk çikolata sever diyip bir tane ülker çikolatalı gofret aldım, çocuğun yanına gittim. Bir şey demeden uzattım gofreti. O da bir şey demeden aldı. Arkadaşlarımı beklediğim yere döndüm. Çocuk çikolatayı cebine sıkıştırıyordu. Yemedi.
Kardeşine mi götürecekti yoksa birileri izliyordur diye mi düşündü bilmiyorum. Sonra çikolatayla eve gittiğinde ne diyeceklerini düşündüm.
" Nerden aldın lan bunu? Parayı bunlara mı harcıyorsun lan sen? "
" Yok vallahi baba abinin biri aldı yemin ederim "
" Yalan söyleme lan abi niye çikolata alsın sana manyak mı bu adam? "
ağlıyordu çocuk.
İyilik yapayım derken kötülük mü yapmıştım çocuğa? Katıksız bir mal mıydım yoksa? Gözlerim yaşardı, soğuktanmış gibi davrandım.
Arkadaşlarım geldi sonra. Çocuğa bakmadım tekrar. Yine gözlerim yaşarır diye. O da bana bakmıyordu eminim. Yürüdük.
Ne kadar zaman önceydi hatırlamıyorum. Yıldız durağının ordaki bi esnaf lokantasına gittik arkadaşımla. Yemeğimizi yerken bir tane yaşlı dede girdi. En az 65 yaşında vardı. Ellerinde tesbih vardı. Tesbih satıyordu herhalde. Neyse oturdu, az çorba, az pilav söyledi. Yemeğini yedi hızlıca, kasaya gitti, parayı ödeyecekti. Kasadaki adam almadı parasını. Gençler ödedi yemeğini bey amca dedi. Adam " allah razı olsun onlardan, sağol evladım hayırlı işler " diyerek dükkandan mutlu mesut ayrıldı.
Ama yemeğinin parasını ödeyen kimse yoktu. Dükkan sahibi, adam karşısında mahçup olmasın diye böyle bir şey uydurmuştu. Ağlayacaktım utanmasam, utandım.
tropico | lana del rey
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 12/08/2013 09:11:00 ÖS
etiket: kısa film, lana del rey, tropico
yorum:
Hiç yorum yok
Geçtiğimiz günlerde Lana Del Rey’in, Tropico isimli
kısa filmi yayınlandı. 27 dakika uzunluğundaki film Body Electric, Gods and
Monsters ve Bel Air adlı parçalarının da harmanlandığı, Lana Del Rey’i
gönlümüzde iyice büyüten bir yapım.
“Elvis is my daddy, Marilyn’s my mother, Jesus is my
bestest friend.” Sözlerinden de anlaşılacağı gibi videoda bir adet Elvis, bir
adet Marilyn, bir adet de İsa mevcut ve çok daha fazlası.
kate moss yahut playboy 60. yıl özel sayısı
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 12/08/2013 08:44:00 ÖS
etiket: 60. yıl, adult, kate moss, özel sayı, playboy
yorum:
Hiç yorum yok
Mert Alaş ve Marcus Piggott’in objektifinden gönül
gözümüzü fal taşına döndüren bukle bukle Kate Moss fotoğrafları, Playboy’un 60.
yıl özel sayısından internetin orasına burasına savrulmuş durumda. Paylaşmadan
geçmeyelim dedik.
Bu kadın gerçek ve bu yüzden dünyanın var olduğuna bir
kanıt!
upstream color (2013)
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 12/08/2013 06:45:00 ÖS
etiket: Amy Seimetz, film, Frank Mosley, Shane Carruth, upstream color
yorum:
2 yorum
Senaryo:
Shane Carruth
Oyuncular:
Shane Carruth, Amy Seimetz, Frank Mosley
Tür:
Drama | Bilim-kurgu
Yıl:
2013
Süre:
96 dakika
Ülke:
ABD
Dil:
İngilizce
Upstream Color, bilim-kurgunun özelliklerini bünyesine
katıp farklı türlerle harmanlayan ve Primer’da düşüncelerimize patikalar açan
halimizi artık tümüyle kabullenmemizi sağlayan sessiz film ile modern çağın
filmleri arasında adeta sıkışıp kalmış lakin kendi ayakları üzerinde sağlam bir
şekilde duran, rahatsız edici, müthiş, belki de yılın en iyi filmi.
Dolaylı anlatımının foyasında basit bir konu işleniyor
aslında, olayın akışı ve anlatılış biçimi filmi zorlaştıran yanı. Kurgu öyle
bir tepside ikram ediliyor ki, içtiğimiz şeyin ne olduğunu anlamak için
ağzımızda defalarca döndürmek zorunda kalıyoruz.
Bir solucan, hipnoz olayı ve bir hırsız… Olayın özünde
yer alan üçgenin köşeleri, kişi yuttuğu solucanın etkisiyle gerçek dünyadan
biraz uzaklaştığında artık çoktan manipüle edilmiş olur. Hırsızın kontrolünden
çıktıklarında kişiler, solucanı korumak için kendilerinden bir domuza nakil
işlemi gerçekleştirmek için örnekleyici denilen başka birine götürülür. Ardından
kişiler, şaftı kaymış hayatlarına geri yollanır.
Olay örgüsünün bu şekilde gelişimi izleyicide kafa
karışıklığına neden oluyor fakat bu anlatış biçimine konu olan olay, geride
vuku bulan derin duygusal keşfin dikkat dağıtıcısı, susturucusu.
Filmin güzel yanlarından biri, solucan devrinden sonra
kurbanlar arasında yaşanan duygusal bağın oluşumu.
Hayatının mevcut durumundan iyiden iyiye kafası
karışmış bir kadını ikna edici bir şekilde canlandırmak son derece etkileyici
olsa da, asıl haz verici nokta, Seimetz’in oyunculuğu ile Carruth’un
yönetiminin bir çeşit grotesk sinematik birleşmeyle ortaya çıkmasıyla meydana
geliyor. Solucan Kris’in bedeninde büyüyor, Kris yatağın etrafında sürünüyor,
uzuvlarını kontrol edemez hale geliyor ve insanlığını, içindeki o şey nedeniyle
yitirmeye başlıyor. Vücudunu işgal eden şeye karşı cesaretini topluyor ve ondan
kurtulmanın tek yolunun bir bıçak olduğuna kanaat getiriyor. İşte bu imgeler,
Kris’i tanımamıza vesile oluyor. Bu tarzda o kadar çok sahne mevcut ki Carruth’un
bunları hasbelkader kontrol edebildiği hissine kapılıyoruz. Bu imgeler öyle bir
şekilde birikiyor ki katlanılmaz derecede istenmedik bir sona doğru yol alıyor.
Yine de film, ana hikâyeden sapmaları ve çıkmazlarıyla o denli kendine has ve
eşsiz ki bunca rahatsız ediciliğe değer nitelikte.
2013 yılının en yüksek oyunu alan 50 albüm
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 12/03/2013 10:02:00 ÖS
etiket: 2013 yılının en iyi albümleri, albüm listesi, am, arctic monkeys, daft punk, liste, nme
yorum:
Hiç yorum yok
Yılın sonuna doğru yaklaşırken listeler de patır kütür
gelmeye başladı. Her ne kadar yılın en iyiler listesi olmasa da ona yol
gösterecek olan bir liste yayınlandı NME tarafından. Yılın en yüksek oylarını
alan 50 albüm:
1. Arctic Monkeys - AM
2. Daft Punk - Random Access Memories
3. The Julie Ruin - Run Fast
4. Julia Holter - Loud City Song
5. Speedy Ortiz - Major Arcana
6. Kanye West - Yeezus
7. Jagwar Ma - Howlin
8. Queens of the Stone Age - ...Like Clockwork
9. Laura Marling - Once I Was an Eagle
10. The Child of Lov - The Child of Lov
11. Peace - In Love
12. Merchandise - Totale Nite
13. Iceage - You're Nothing
14. Nick Cave & The Bad Seeds - Push the Sky Away
15. Foals - Holy Fire
16. Night Beds - Country Sleep
17. Torres - Torres
18. Toy - Join the Dots
19. Various Artists - Purple Snow: Forecasting the
Minneapolis Sound
20. Destroyer - Five Spanish Songs
21. Logos - Cold Mission
22. Josephine Foster - I'm A Dreamer
23. Cate Le Bon - Mug Museum
24. M.I.A. - Matangi
25. Swearin' - Surfing Strange
26. Empty Pools - Saturn Reruns
27. Young Knives - Sick Octave
28. Los Campesinos! - No Blues
29. Arcade Fire - Reflektor
30. Diane Coffee - My Friend Fish
31. White Denim - Corsicana Lemonade
32. Gesaffelstein - Aleph
33. Omar Souleyman - Wenu Wenu
34. DJ Rashad - Double Cup
35. Ryan Hemsworth - Guilt Trips
36. Future of the Left - How To Stop Your Brain In An
Accident
37. Euros Childs - Situation Comedy
38. MØ - Bikini Daze
39. Cults - Static
40. Tim Hecker - Virgins
41. Courtney Barnett - The Double EP: The Sea of Split
Peas
42. Fanfarlo - The Sea
43. Luke Temple - Good Mood Fool
44. Danny Brown - OLD
45. Pusha T - My Name Is My Name
46. Anna Calvi - One Breath
47. Daniel Avery - Drone Logic
48. Parquet Courts - Tally All the Things That You
Broke
49. Various Artists - Red Hot + Fela
50. Glasser - Interiors
çok katlı sanat
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 12/01/2013 03:46:00 ÖS
etiket: rone, sanat, sokak sanatı
yorum:
Hiç yorum yok
erkekler vs kediler
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 12/01/2013 02:37:00 ÖS
etiket: erkek, kedi, sanat
yorum:
Hiç yorum yok
Des Hommes et des Chatons (erkekler ve kediler, evet
aşırı zekiyiz) adlı Tumblr sayfasında seksi erkeklere karşı seksi kediler boy
gösteriyor, bir bakın deriz.
nike vs rönesans
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 12/01/2013 02:17:00 ÖS
etiket: davide bedoni, nike, rönesans, sanat
yorum:
Hiç yorum yok
Davide Bedoni yapmış, sıkıldığında Nike logosu ile Rönesans’a
ait ünlü tabloları kaynaştırmış ve ortaya ilginç ürünler çıkmış.