“Öyle
bir gün geliyor ki, insan olması gerektiği yerde olmak istiyor. Ama kimi kez
yaşamak için, intihar etmekten daha çok cesaret gerekiyor.”
Söz
konusu Albert Camus olunca her cümlesi ayrı ayrı düşünülüp saatlerce üzerinde
kafa yorulacak kitaplar ortaya çıkıyor. Bir defa okumak yetmeyip aynı zamanda
kitaplığın en güzel bölümünde yer alan oluyor.
Mutlu
Ölüm yazarın Yabancı’sından önce bitirdiği söylenen bir romanı lakin
yayımlanması için yazarın ölmesi beklenilmiş. Buradan da kolaylıkla
çıkarılabilir ki Camus ölümle öyle cilveleşiyor, onu öyle betimliyor ki,
romanındaki karakterin yerine hemen kendimizi koyuyoruz.
Mutlu
ölüm, Yabancı’da olduğu gibi yine varoluşçuluk üzerine dayalı ve bu düşünceleri
karakterin ağzından aktaran, sürükleyici ve etkileyici bir roman.
İlk
bölüm ahlaki bir soruna parmak basmakla başlıyor. Para için sakat birini
öldüren Mersault’a göre mutluluk için para gereklidir. İnsan mutlu olmak için
yaşamını sürdür ona göre ve mutluluk parayla satın alınabilir. Parası olan
insan para kazanmak için zamanını harcamaz, zamanını mutlu olmaya ayırır. Dolaylı
da olsa para mutluluk için gereklidir.
Üstelik
ölmek isteyen bir sakata onu öldürerek yardım etmiş, onun mutlu olmasını
sağlamış olur ve bir nevi kendi mutluluğunu satın alır.