ugg mı ag mı öyle bi şe

Zamanın bilmem kaçıncı sayfasından denizden mi, kutuptan mı geldiği bilinmeyen lakin elinizi sağa doğru –sola doğru da olabilir- kaldırdığınız surette bir çiftini giyenine çarpacağınız, çizenini, şeklini henüz çözemediğim r.t.e’nın teğetinden bile garip duran, yazın sıcakta serin, kışın soğukta sıcak,...
paylaş:

gözler

Ah bakışlarımı çevirmez olsaydım ya da sadece bakmamış. Derinliklerine çekiliverdim hemen, dibi kuyu misali bitmek bilmez, kara… Tırnaklarım parçalandı duvarlarında çırpınırken, bedenim, olamadı istediğim gibi, güçsüz olduğumu o an daha iyi hissettim. Çizgiler birer ok gibiydi atılmayı bekleyen, yaralanmış...
paylaş:

beş metre aşağısı

Kusmuğun içinden çıkan irin benzeri bir yer Black Paradise. Duman altı dudaklarımızın tarihinde gelecek benzeri bir gök gürlemesi, kıçımızın bilmem kaçıncı boku, bilmem kaçıncı orospusu. Black Paradise. Karizma çakması… Nüfus: -235. Yerin derinliklerinde, ölüme doğan bedenler. Her yeri delik deşik,...
paylaş:

yalnız kalmak

Her yerdeler. Kalabalık. İnsanlar. Trafik. Yeşilden sarıya, sarıdan kırmızıya döne ışıklar. Kuyruk oluşturanlar. İlerliyorum. Kendimi bile kaybedebilirim bunların içinde. Bulamıyorum. Aradığımın ne olduğunu bilmeden, onu bulamayacağıma eminim. Aklımın ucundan yere düşen düşüncüler, zıplamaz oldular. Çığlık...
paylaş:

gitmek

Gitmek dedikleri şey nedir ki? Üzerine oturarak anca topladığın valizini çekiştirip, siyah beyaz karede, yağmurun altında olduğunun farkına varmadan, puslu atlası delip geçen, metal kokusuna bulanmış tirenin gelmesini mi beklemek? Yoksa sonu gelmeyen boşluklara doğru yol alıp, yukarılara inmek mi?...
paylaş: