Neden Tarkovski Olamıyorum?
Size yeni başucu filmimden bahsetmek istiyorum.
Bu film 2014 yılında vizyona girdi, bir çok farklı sinema projesi ve festivalde yer aldı ama benim de param yoktu. Çok olmadı yani filmle tanışalı.
Sinema hocam bir gün şöyle birşey söyledi; “Bir filmi 1 defa izlemek bir insanla tanışmak gibidir ama o insanı tek defada tanıyamayacağın gibi filmi de ilk seferde iliklerine kadar çözmen pekte mümkün değil, o yüzden filmlerle arkadaş olun, 2, üç, 4 defa izleyin.”
Bu film, benim yeni arkadaşım.
Sinopsis’i aynen şöyle: “ Bahadır bin bir zorluklarla, iki yakası bir türlü bir araya gelmeden film yapmayı düşünen cesur sinemacılardan biri. Bir tarafta yaptığı işin ağırlığı altında ezilmemek, hayallerindeki filmi yapmak için koştururken; diğer taraftanda ailesi, yakın çevresi ve sevdikleri tarafından durmaksızın bir şeyler yapması için dürtülüyor. Peki şansları tükenmek üzere olan bu genç sinemacı ne yapacak? Hayallerine sırt çevirmek pahasına sevdiklerinin kendisini sokmaya çalıştıkları kalıbı kabul mü edecek yoksa sinemanın kendince pek de büyülü olmayan dünyasında ayakta kalmaya çalışmak için çırpınmayı mı sürdürecek? “ Alıntıdır.
Başlamak gerekirse; filmin ilk sahnesi, hemen başı size birşeyler anımsatmalı. Eğer böyle bir şey olmuyorsa lütfen bunu kimseye söylemeyin :)
Film, bizim gibi tüm körpe sinemacıların en başta karşılaştığı sıkıntıları yine filmin başlarında Bahadır’ın (Tansu Biçer) anlam yüklü bakışlarıyla anlatıyor. Sağdan soldan toplanılan ekipmanlar, sabit durmayan kamera vs. vb gibi.
Hepimizin inandığı bir senaryosu hiç yoksa bir fikri var ama arkasına sığındığımız şey olmayan para. Bahadır ve sevgilisi arasında ki fon bulma muhabbeti daha şimdiden alnı kırışıklıklarla dolu bütün genç adamların karın ağrısı. “ Ödüllü olman lazım yoksa kimse sallamıyor”
Genelde en yakınlarınla çıkarsın yola ve bu en yakınların sinemacı olmak zorunda değil. Haftasonları can sıkıntısı gidermek için gidilen karanlık bir odadır onlar için salon. Ama işi anlatıp (bildiğin gibi) yapmaya başladığında ilkokul mezunu Hamzullah dayının bile bir diyeceği vardır. İşte bu ve bu gibi durumlardan sıkılmış bir adam Bahadır. Profesyonellere geldiğinde ise artık o kadar çok işin içindeler ki farklı olanı sıradan olmadığı için izlenmeme korkusuyla kabul etmeyeceklerdir. “ 2 Erkek 1 Kadın - Aşk filmi istiyorlar Bahadır kardeşim”
Ne sıkıntı varsa onu olduğu gibi yansıtmış bence yeni arkadaşım ve oldukça da samimi. Çekim planları gayet iyi benim biraz takıldığım nokta ise ışıklar oldu. Işık kullanımı yer yer hoşuma gitmedi.
Diyaloglar ve sessizlikler metin olarak baktığında çok iyi. Böyle tür-süz filmleri seviyorum. Senaristi bile bir tür adı veremeyecektir bence bu film için.
Ve biz sinemacılar “Çalışıyorum abi” deriz hep. Çünkü hep çalışıyoruzdur.
Ve film bitti. Filmi anlayamamaktan korkmayın. Tek mesele Tarkovski olmak ya da olmamak.
Ellerine sağlık Murat Düzgünoğlu.