büyüyebilmek

ne güzel şeydir büyüyebilmek yarabbim. misketlere bakıp içindekilerin nasıl içeriye girdiğini artık keşfedebilmek. sandalyeye binmeden dolaplara ulaşabilmek. arkadaşlarınla vakit geçirdiğinde bir başka eğlenebilmek. yaşasın kardeşler! büyüdüm ben diyebilmek ne güzel ne içten bir şeydir. mutluluk...
paylaş:

ben de yaparım, ben de yazarım

Neden yapamayayım? Benim de iki elim iki burun deliğim yok mu? Ben de yaparım, ben de yazarım. İnsan olmak o kadar güç mü? Sahiden mi? Gerçekten mi? Ben yaparım. Olurum insan ama nasıl insan? Ne insanlar var. Onlar gerçekten insan mı? Utandım bak. Olmaz onlar insan. Yazık o zaman ben insan olmayayım, havyam olmak daha güzel.Neden yazamayayım? Benim de kırk parmağım yok mu? Ben de yaparım, ben de yazarım....
paylaş:

öcünün son istekleri

Yıldızlar yağsın semadan bana doğru, içime işlesin. Gözlerim sizi görmesin asla, yüzünüze iğne işlemeli toprak rengi bir bez bağlayın. Bırakın benim yüzüm açık kalsın, herkes görsün ışıyan gözlerimi onlara doğru. Bir de gökkuşağı çıksın, aksın yüzünüze geceleyin, altında bir küp altın. Küp kerpiçten...
paylaş:

yüksel caddesinde hayatı boşlamak

Metronun Yüksel Caddesi çıkışından kendini sokağın olağan akışına bırakanlar, burunlarına gelen limon, baharat, sarımsak ve mısırın buharıyla adeta sarhoş olarak insan kalabalığına doğru yürüdüklerinde, hayat hikâyeleri birbirinden farklı yüzlerce insana çarpmamaya dikkat ederek, usul usul aralarından...
paylaş:

havan ve susam taneleri

Susam gibi hayatlar, ezilmiş hatta yağı çıkarılmış. Teker teker, adımları dikkatli, biniveriyorlar banliyö trenine çekmeceden, sonraki duraklarda inmek üzere. Kimisinin elinde bir kese kâğıdı, içinde kuruyemiş, kimisinin elleri boş, kimisinin elinde diğerinin elleri, üşümüştür diye ağzına yaklaştırıp...
paylaş:

çalınan renkler

Her yerdeler. Arkamda, sağımda, solumda, bu ne? Ellerindeki de ne öyle sanki gitar ama daha büyük çello desem onun kadar da değil. Neden beni takip ediyor bunlar neden? Ben size ne yaptım? Yeter! Uzun tırnaklarının içleri pislik içinde. Sanki toprak kazımışlar gibi kimisi de kırık ama hepsi morumsu...
paylaş:

dün

Bugün günlerden ne? Hatırlayamıyorum. Ama dün perşembeydi... Perşembe günlerin en güzeli, perşembe günlerin en çirkini, perşembe adını hatırlayamadığım günlerin en asili. Her şey dün gerçekleşti hayatımda, her şey dün yaşandı ve bitti benim için. Ben dün doğdum, ben dün öldüm. Acıdım kendime dün, kızdım,...
paylaş:

tarlada çamur

Sessizliği bozan bir çığ gibi düştü yeryüzüne yağmur. İnsanları silmek için bu hayattan belki. Yavaş yavaş süzüldü yanaklardan ulaşmak için toprağa karışmak çamur olmak için. Kopkoyu karanlıklarda aydınlık bir yüz aradılar, yalamak için, buldular kimisini, bazısı hiç okşayamadı öyle bir ten. O tenlerki...
paylaş:

yıllar kadar

"Banliyö trenlerinin Sirkeci Garı'na yaklaştığı ayakaltlarındaki kıpırtıdan belli olduğu sırada yüreklerimiz rayların dışa bakan tarafları kadar paslanmıştı yağan yağmurdan.Bir kadın o anda elini kaldırıp güvercinlere yem atarken yine güneş ışığını mahrum bıraktı sağ gözünden.Ellri yıllar kadar çizik,tırnakları...
paylaş:

ucuz

Hayatın ağzımda karamel tadı bıraktığı bir günde ellerim ayrılıyor birbirinden ve akıyor düşlerim yere,toprağa karışıyor,çamur oluyor,karış karış yeryüzüne seriliyor.Çekiyor ruhumu bedenimden birlikte götürüyor kendinle.Kanımı emiyor,bir damla bile bırakmıyor. Zamanından sapma yapmış iğde çiçeklerinin...
paylaş:

eylem olarak müzik

Yaşam denilen serüvende bazen öyle anlar gelir ki hayattan, kurulu düzenden uzaklaşmak ister insan. Kendine saklanacak, onu koruyacak bir delik, bir sığınak bulmak ister. Arkasına saklanacağı bir duvar örer elleriyle kafasını boşaltıp, sonsuzlukta var olmak için. İşte müzik de bu duvarlardan biridir....
paylaş: