pixelate: çocuğunuza meyve yedirmesini iyi biliriz


Siz, çocuğunuza meyve/sebze yediremeyen ebeveynler, evet evet siz, sizler için bir ürün geliştirilmiş. Tümüyle alttan alta size yardımcı olmak için, üstelik bunu sadece çocuğunuz değil siz de kullanabiliyorsunuz.
Pixelate denilen bu oyun, sıraya dizdiğiniz meyveleri –ya da çocuğunuza zorla ne yedirmek istiyorsanız işte- yedirmenizi sağlıyor. Gıdaların elektriksel dirençlerinden faydalanılarak özel tasarlanmış çatal ile ekranda gösterilen gıdayı tabaktan çatal ve arduino ile alıp yediğinizde ve işlemi tamamladığınızda kazanmış oluyorsunuz.

“Uçak geliyor aç bakalım ağzını” evresi biter bitmez bunu bir deneyin deriz, nereden kaça alınır onu bilmiyoruz.



(Athenna aracılığı ile)
paylaş:

gitar ile e-posta nasıl gönderilir?


Günlük tekdüze e-posta gönderme alışkanlığından sıkılan David Neevel adındaki adam biraz elektrik-elektronik, biraz yazılım biraz da müzik yeteneğini kullanarak bu durumu zevkli hale getirmek için uğraşmış ve başarılı da olmuş.

“Biz ara eleman ülkesiyiz mucit çıkaramayız.” yapısında bir toplum olduğumuz için gitar ile e-posta gönderme meselesi bize çok karmaşık gelebilir zekamız buna elvermiyor ama yapılan işi sonuna kadar takdir ettik.



(Nerdcore aracılığı ile)
paylaş:

burn electronica festival 2013


Burn Electronica Festival, 1 Eylül'de Suma Beach'de...

FG 93.7 tarafından 2004 yılından bu yana düzenlenen, Türkiye'nin ilk ve tek elektronik müzik festivali Electronica Festival İstanbul onuncu yılında müzikseverleri Suma Beach'te buluşturuyor!

Ağaçlar içindeki "Green Stage" ve deniz kenarındaki "Blue Stage" olmak üzere 2 sahnede öğlen 12:00'den gece 02:00'ye kadar sürecek olan festival katılımcılara şehrin karmaşasından uzakta, doğayla iç içe, en iyi DJ'ler eşliğinde özgürce eğleneceği bir gün vaddediyor.

Burn Electronica Festival İstanbul 2013
1 Eylül Pazar
Suma Beach / Kilyos
12:00 - 02:00

Plump DJS, Sharam Jey, Mario Basanov, Moon Boots, BeeGee, Murat Uncuoğlu, Ahmet Şendil, Low Earth, Alican Yüksel, Ferhat Albayrak, İlker Aksungar, Mert Yücel, Omur & Altan, Orkun Bozdemir, Batur Can, Doğuş Cihan, Queto, Murat Tokuz, Sezer Uysal, Mert Eser, Doruk Güralp, Nisso, Barış Bas, Atacan Safak, Ali Efe Dinç

Benzersiz eğlencesini Suma Beach’in atmosferiyle birleştirecek olan Electronica Festival Istanbul, bu sene de birbirinden önemli isimleri ağırlıyor. Elektronik müziğin en köklü isimlerinden, break-beat ve electro'nun öncüleri Plump DJS; prodüktör, DJ, plak şirketi sahibi, hit makinesi, on parmağında on marifet saklayan modern zaman efsanesi Sharam Jey; Litvanya’nın deep house prensi ve Baltık Denizi'nin gururu, ülkemizde de büyük bir hayran kitlesi bulunan Mario Basanov; son yılların en sofistike plak şirketi French Express’in önemli temsilclerinden Moon Boots ve FG 93.7 resident'ları Burn Electronica Festival İstanbul 2013'te sahne alıyor.


Burn Electronica Festival İstanbul 2013,  1 Eylül Pazar günü öğlen 12:00'den gece 02:00’ye kadar Suma Beach’te müzikseverlere elektronik müzik şöleni yaşatacak. Türkiye'de ilklerin festivali olma özelliği taşıyan Electronica Festival, 2013 yılında da her zaman olduğu gibi, yenilikçi müzik seçimlerini ve FG 93.7 kalitesini tek bir çatı altında toplayarak katılımcılara unutamayacakları bir Pazar günü yaşatacak.

paylaş:

kısa kısa #10


-Sel Yayıncılık: 'Evet, kızlı erkekli çalışıyoruz ve ayakkaplarımızla giriyoruz yayınevine'
Guillaume Apollinaire’in "Genç Bir Don Juan’ın Maceraları" adlı kitabını yayımladığı ve çevirdiği için "müstehcenlik suçundan" hakkında dava açılan Sel Yayıncılık, konuya Twitter'dan tepki gösterdi.

-İnternetin öncü alışveriş şirketlerinden Amazon, aralarında Andy Warhol ve Salvador Dali gibi ünlü sanatçıların eserlerinin de bulunduğu pek çok sanat eserini, internet sitesi üzerinden satışa çıkarıyor.

-Roger Waters, 199'uncu The Wall konserinde İstanbul'a unutulmaz bir gece yaşattı. Gezi Direnişi'nde hayatını kaybedenlerin resimleri duvara yansıdığında gecenin de zirve anı yaşandı.

-İngiltere Ulusal Portre Galerisi, Amerikalı şarkıcı Bob Dylan'ın portrelerinden oluşan bir sergiyi ağırlayacak.

-BBC, bilim kurgu dizisi Doctor Who'da yeni dönemde başroldeki doktor karakterini İskoç oyuncu Peter Capaldi’nin canlandıracağını açıkladı.


-Amerikalı bir turist, İtalya’da girdiği bir müzede, paha biçilemez değerde olan, 600 yıllık bir Meryem Ana heykelinin parmaklarını kaza ile kopardı.
paylaş:

belle & sebastian küçükçiftlik park'ta


Belle and Sebastian Türkiye’de ilk kez KüçükÇiftlik Park’ta!

Indie müziğin öncüleri “Belle and Sebastian” sabırsızlıkla beklenen Türkiye’deki ilk konseriyle 24 Ağustos Cumartesi akşamı KüçükÇiftlik Park’ta!

Türkiye’de müzikseverlerin yıllardır bekledikleri “Belle and Sebastian” 24 Ağustos Cumartesi akşamı KüçükÇiftlik Park sahnesinde olacak!

“The Boy with the Arab Strap” ile “En İyi Yeni Grup” dalında Brit Ödülü kazanan grup, “Dear Catastrophe Waitress”, “Step Into My Office” ve “I’m a Cuckoo” hitleriyle dünya listelerini alt üst ederek milyonları  ‘indie’ müziğin peşinden sürüklüyor.

Okul projesinden doğan bir efsane!
Belle and Sebastian’ın başarılı öyküsü, Stuart Murdoch’ın müzik endüstrisi üzerine hazırladığı bir yılsonu projesi olarak başladı.

Belle and Sebastian’ın miladı olan ödevin ardından ilk albümleri ‘Tigermilk’ Stow College’ın plak şirketi Electric Honey tarafından 1996 yılında yayınlandı.

Belle and Sebastian, 1998 yılında yayınladıkları “The Boy with the Arab Strap” albümüyle tüm dünyanın da tanıdığı bir efsane oldu. Aynı yıl kendi özel festivalini gerçekleştiren topluluk; ilk üç albümü sonrasında efsane gruplar kategorisinde görülebilecek bir başarı kazanmıştı bile!

Yayınladıkları ilk albümde yer alan “Step Into My Office” ve “I’m a Cuckoo” hitleriyle dünya listelerinde fırtına gibi eserken, Mercury, Ivor Novello ve Brit ödüllerinin hepsine aday gösterilen başarılı grup The List dergisinin 2005 yılında yapılan ve aralarında Idlewild, Travis, Franz Ferdinand ve Simple Minds gibi isimlerin yer aldığı ankette İskoçya'nın en büyük müzik grubu seçildi.


Belle and Sebastian uzun zamandır beklenen Türkiye’deki ilk konserini Uru Group ve Vera Müzik organizasyonu ile 24 Ağustos Cumartesi akşamı KüçükÇiftlik Park’ta gerçekleştirecek.

paylaş:

ekşi fest 2013

Ortalama 40.000 yazarı bulunan Kutsal Bilgi Kaynağı EKŞİ SÖZLÜK’ün 2011 yılından itibaren sadece Ekşi Sözlük yazarları ve artı bir misafirleri için ücretsiz olarak gerçekleştirdiği EKŞİFEST, bu sene 14 Eylül’de, LIFEPARK’ta…

Ekşi Sözlük yazarları ve sınırlı sayıda satılacak biletleri ile sizi de doyasıya eğlenceye davet ediyor. Festivalde Athena - Hayko Cepkin & Kurtalan Ekspres – Boğaziçi Caz Korosu - Firewater - Melis Danişmend - Can Gox sahne alacak. Ayrıca gün boyu alternatif sahnede de performanslar devam edecek.

Çeşitli oyunlar, yarışmalar ve doğa aktiviteleri ile çok renkli ve eğlenceli bir gün geçirebilirsiniz…

Ana Sahne
22.30: Athena
20.30: Hayko Cepkin & Kurtalan Ekspres
19.30: Boğaziçi Caz Korosu
17.30: Firewater
16.00: Melis Danişmend

14.30: Can Gox

paylaş:

eksen on fair 2013

Radyo Eksen İftiharla Takdim Eder: ‘Eksen On Fair 2013’

Memleketin alternatif yaşamına 13 senedir iftiharla hizmet eden Radyo Eksen kasabasını bu sene Park Orman’da kuruyor...

Geçtiğimiz yıl; Bombay Bicycle Club, The Stranglers, Space, Neyse konserleri, Belle & Sebastian ve London Guns DJ Setleriyle alternatif kasaba yaşamını hayata geçiren Radyo Eksen, bu sene yine saygı duyduğu isimleri dinleyicisiyle buluşturmaya hazırlanıyor.

15 Eylül’de; giysici, plakçı, yemekçi, çizgi romancı, kitapçı ve tasarımcıların dükkan açacağı Eksen On Fair’ de bu sene Paul Weller, The Hives, The Undertones ve yakında eklenecek yeni isimler de kasabaya konser vermeye geliyor.

Paul Weller

The Jam grubu (1976 - 1982) ile kariyerine başlayan Paul Weller, Mick Talbot ile kurduğu ikinci grup The Style Council (1983-1989) ile new-wave akımına dahil olmuştu. 1991 yılında solo kariyerine başlayan Weller; saygın bir şarkıcı, söz yazarı ve gitarist olarak müzik tarihinin kilometretaşlarından biri olarak kabul edilir. 90’larda, Brit-Pop akımının yükselişe geçtiği dönemde, Oasis ve Blur tarafından ilham kaynağı kabul edilen sanatçı aynı zamanda “Mod Akımının Babası” olarak da biliniyordu. İngiltere Müzik Endüstrisi’nin en prestijli ödülü Brits’e defalarca aday gösterilen, birçoğunu kazanan, 2010’da NME Dergisi tarafından “Godlike Genius” (İlahi Deha) ilan edilen Weller yine aynı sene Ivor Novello Ödülü’nün de sahibi olmuştu. Bu sene, Guardian tarafından, “Son 50 yılın en şık giyinen 50 beyefendisi” arasında gösterilen Paul Weller’ın grubunda; Steve Cradock, Andy Lewis, Andy Crofts, Steve Pilgrim ve Ben Gordelier çalmaktadır.

The Hives

2000’li yılların başında bir garaj rock grubu olarak ünlenen İsveçli ekip, müzik eleştirmenleri tarafından en iyi canlı rock gruplarından biri olarak gösterilmiş, müzik festivallerinin aranan ismi olmuştu. The Hives’ın başarısı "Hate to Say I Told You So" şarkısının da yer aldığı Veni Vidi Vicious albümü ile gelmiş, popüler medyanın her fırsatta kullandığı “Walk Idiot Walk” şarkısı ile artmıştı. En son Lex Hives (2012) albümünü yayınlayan The Hives, halen dünya çapındaki festivallerde boy gösterip, izleyicisini eğlendirmeye devam ediyor.

The Undertones

1975’te Kuzey İrlanda’da kurulan, punk rock tarihinin en mühim gruplarından The Undertones, zamanın ağır esen politik havasına rağmen, şarkı sözlerinde yeniyetmelik, ergen neslin endişeleri ve kalp meselelerinden bahsetmeyi tercih etmişti. Teenage Kicks, Here Comes the Summer, You’ve Got My Number (Why Don’t You Use It?) gibi basitçe zihin açan şarkıları ile bir çok gruba ilham kaynağı olan The Undertones, BBC’nin efsane DJ’i John Peel tarafından da alanen kayrılmıştır. 2000 yılında Q Dergisi’nin İngiliz halkına yaptırdığı ankette “En İyi 100 İngiliz Albüm” listesinde “The Undertones” uzunçalarıyla kendine yer bulan The Undertones’u canlı izlemek, müzik tarihinin hayli önemli bir dönemine şahitlik etmek gibi olacaktır.

Systema Solar


2006 yılında Kolombiya’nın Karayip Sahilleri kıyısında doğan müzikal – görsel kolektif Systema Solar ilk kez ülkemize geliyor. Kolombiya folk müziğini alıp Karayip tınılarıyla zenginleştiren Systema Solar, özellikle Savages filminin soundtrack albümünde de yer alan “Quien Es El Patron” şarkısıyla dünya çapında ün kazandı. Systema Solar farklı bir kültürün eğlencesini şehrimize getirecek. Siz de alana erken gelin, görülmeye değer sahne şovlarıyla neşelenen eğlenceli partilerini kaçırmayın.

paylaş:

american horror story: coven için kısa bir tanıtım filmi yayınlandı


Günümüzün en iyi korku dizilerinden biri olan American Horror Story’nin üçüncü sezonu olan Coven için kısa bir tanıtım filmi yayınlandı. Bu sezonda cadılar üzerine yoğunlaşılacak olan dizinin ilk bölümü 9 Ekimde seyircisiyle buluşacak.










paylaş:

Bekleyiş...


İçimde bir bekleyiş.
Kendinden emin,
Kararlı,
İnatçı bir bekleyiş.
Ama yorulmuş.
Yıpranmış,
Daha ziyade örselenmiş…
Zamandan,
İnsanlardan,
En çok da tuz buz olan hayal bulutlarından.
Oysa eskiden olsa ne çok severdi bulutların serinliğinde parmaklarını dolaştırıp, uzun parlak saçlarını savurmayı
Kendi ışıltısından gözleri kamaşacak kadar mutlu,
Toz pembe gözlükler değil içi gülen gözlerdi sahip olduğu
Serin bir nisan akşamı nefesiydi içine çektiği…
Değerini bildiğin şeyler de yitermiş elinden,
Pişmanlık değil de damağında kalmışlık acıtırmış o zaman ufacık yürekleri.
Her şeye rağmen hala bekliyor.
Bekleyecek.
Şimdiye dek nasıl beklediyse, içindeki umudu nasıl beslediyse
Aynı öyle devam edecek…
Belki gelene olan değil de kendine olan güveninden,
Bekleyişin ona karşı sunduğu soğuk şefkatinden,
Belki de sadece beklemeyi sevdiğinden…
paylaş:

Uzak



Uzağa, çok uzağa.
Neyden, kimden, neden uzaklaştığı bilmeyecek kadar uzağa.
Kim olduğunu nereden geldiğini nereye gittiğini bilmeyecek kadar uzağa..
Sorgulanmadan yargılanmadan,
Tüm iplerinden kurtulmuşçasına,
Tüm sıfatlarından arınmış,
Tüm zorunluklarından kopmuş,
Tabir-i caizse aklının iplerini salmış.
Belki fiziki değil, belki sadece gözlerini kapatma mesafesi kadar.
Sadece adı önemli,
Uzak...
Sadece uzak olması önemli.
Sanki yeni doğmuş bir umut olması önemli,
Serin ve bembeyaz kucaklaması önemli,
Seni olduğun gibi kabul etmesi,
Sorgusuz, sualsiz içine alması önemli,
Bir bütün olarak benimsemesi önemli.
Bir kadının bir erkekle bütünleşmesi kadar tam,
Bir annenin bebeğini öpmesi kadar saf,
Denize düşen bir yağmur tanesi kadar olağan...
paylaş:

sinemada en iyi 10 tolkien canavarı


75 yılı aşkın süredir J. R. R. Tolkien kitapları 20. yy. edebiyatının önde gelen eserleri arasında gösterildi. İskandinav Mitolojisi, Hıristiyanlık ve modern çağın yorumlarından beslenerek destanlaşan The Hobbit ve The Lord of the Rings üçlemesi yoğun bilgi birikimini sürükleyici bir dil ile okuyucusuna sundu. Tolkien’in kıvrak zekası ve muhteşem hayal gücü olmasaydı Orta Dünya’nın ilginçliği okuyucu için olduğunun yarısı kadar bile olamazdı.
Hobbitler, büyücüler, elfler, cücelerden yola çıkarak kendi kahramanlarını, canavarlarını yaratmış. Kitaplarında ortaya çıkan sayısız yaratık, org, ejderha ve onlarca fantastik canlı günümüzde kitapların beyaz perdeye uyarlanmasıyla şekil buluyor.

Peter Jackson’ın The Hobbit ile sinemaya yeniden kazandırdığı Tolkien dünyası onun gözünden seyirciye aktarılıyor. Şimdiye kadar çekilmiş filmlerde en iyi Tolkien canavarları ise şu şekilde:

10. Wargs
Film: The Two Towers, The Hobbit: An Unexpected Journey

9. Stone Giants
Film: The Hobbit: An Unexpected Journey

8. Watcher in the Water
Film: The Fellowship of the Ring

7. Ent
Film: The Two Towers, Return of the King

6. The Great Goblin
Film: The Hobbit: An Unexpected Journey

5. Fell Beast
Film: The Two Towers, Return of the King

4. Orcs
Film: Fellowship of the Ring, The Two Towers, Return of the King, The Hobbit: An Unexpected Journey

3. Shelob
Film: Return of the King

2. Balrog
Film: The Fellowship of the Ring, The Two Towers

1. Trolls
Film: The Fellowship of the Ring, The Two Towers, Return of the King, The Hobbit: An Unexpected Journey
paylaş:

yerçekiminin insan vücuduna etkisi


Michael Haussman’ın proje çalışması yerçekiminin insan vücuduna etkisini incelemek için oluşturulmuş. Trambolin üzerinde zıplayan çıplak kişiler kameralar ile görüntülenmiş. Tabii bu görüntüler saniyede 2000 kare ile çekilip görüntüler insan gözünün algılayabileceği hıza getirildiğinde kas hareketleri, yerçekimine karşı gösterilen direnç ortaya çıkmış.

paylaş:

dildomaker


Avustralya’lı tasarımcı Francesco Morackini tarafından tasarlanan Dildomaker, kalemtıraştan yola çıkılarak meydana getirilmiş bir ürün.

Kullanılan bıçaklar sayesinde uygulanan ürüne penis şekli veriliyor. Bunun için havuç, kabak, hıyar, salam gibi gıda ürünleri ile birlikte mum, odun gibi diğer materyaller de kullanılabiliyor.



paylaş:

google glass ile porno


Google’ın hayatımızı tümden değiştirip kolaylaştırabileceği yeni ürünü Google Glass, sunduğu pek çok imkan ile tüketiciler için nimet. Özellikle internet üzerinde araştırma yapmayı seven, her bulunduğu yerde sosyal platformlara bağlanmak isteyen, her an fotoğraf çekebilmeyi arzulayan kişiler için Google Glass muhteşem bir icat.
Tabii bu işlevsel ürünler kimin eline geçerse kullanım amacı ona göre şekilleniyor.

ABD porno endüstrisinden MiKandi şirketinin yardımı ile bir porno film çekilmiş. Aslında çok da porno demek yanlış olur, en azından aşağıdaki video için. James Deen’in oynadığı videoda hem eğlenilmiş hem Google Glass’ın özellikleri ile dalga geçilmiş hem de ürünün tanıtımı yapılmış.

paylaş:

kısa kısa #9


-125 İngiliz ve Amerikalı yazarın katıldığı ankette tüm zamanların en iyi yazarı Tolstoy seçildi. Anna Karenina 19'uncu yüzyılın, Nabokov'un “Lolita”sı ise 20'nci yüzyılın en iyi romanı.

-Son günlerde 'Peygambere hakaret' tartışmalarının odağı haline gelen Ekşi Sözlük, Twitter hesabından yaptığı bir paylaşımda saldırı altında olduklarını açıkladı.

-Türkiye ’den bir grup yazar, gazeteci, sanatçı ve akademisyen, İngiliz The Times gazetesinde Sean Penn, Ben Kingsley, David Lynch'in de aralarında bulunduğu bazı ünlü isimlerin imzalarının yer aldığı ilana karşı bildiri yayımladı.

-Marilyn Monroe'nun fotoğraflarının negatifleri 1.8 milyon dolara satıldı.

-Johnny Depp katıldığı bir televizyon programında emekli olabileceğinin sinyallerini verdi.

-65. Emmy adayları açıklandı. Drama kategorisinde 'Homeland', 'House of Cards' ve 'Game of Thrones' dizileri dikkat çekerken, komedi kategorisinde bu yıl da '30 Rock' ve 'Modern Family' öne çıktı. Emmy Ödül Töreni 22 Eylül akşamı sahiplerini bulacak.

-Hollanda'nın Rotterdam kentinde 2012 yılında bir galeride çalınan Picasso, Monet ve Matisse'e ait 200 milyon Euro değerindeki tabloların fırında yakıldığı ortaya çıktı.

-Trabzon Milli Eğitim İl Müdürü Tamer Kırbaç, “Erkek öğrenciler ile kız öğrenciler aynı binada altlı üstlü kalıyor. Aynı merdivenleri kullanarak uyumaya gitmeleri inanın beni iki yıldır rahatsız ediyor ve diken üstünde oturmama sebep oluyor” dedi.

-Çeviri destek programı TEDA, bir süredir Türkiyeli yazarları dünya dilleriyle buluşturuyor. Programın en çok talep gören edebiyatçıları Orhan Pamuk, Orhan Kemal ve Ahmet Hamdi Tanpınar oldu.


paylaş:

neden geneleve gidiyorsunuz?


Neden geneleve gitme ihtiyacı duyuyorsunuz?” diye sorduk, gitmemiş olanların neden gitmediklerini, gitmek isteyip istemediklerini, gitmiş olanların neler hissettiklerini, amaçlarının ne olduğunu, öncesinde ve sonrasında nasıl hissettiklerini de ekledik. Cevaplar geldi. Soruya şakayla karışık cevaplar verenler de oldu, ciddi bir yanıt verenler de. Yanıtlayanların kimi baskı yapılarak geneleve götürülmüş, kimi düzenli olarak zaten gidermiş, kimi de hiçbir şekilde gitmek istemezmiş. Cinsiyetçilik yapanlar da, hor görenler de, kendilerinin başkaları tarafından beğenilmeyip orada kendi gibi davrandığı için geneleve gitmeyi seçenler de, sırf ihtiyaç olduğu için düşünenler de mevcut.
Kullanılan sili biraz yumuşatarak ve hafif düzeltmeler yaparak forma katılanların cevapları şu şekilde:

Daha önce geneleve gitmemiş kişilerin genelev konusunda görüşleri:
(Neden gitmediniz? Gitmek ister misiniz? Sizce bir insan neden geneleve gitme ihtiyacı duyar, kısaca bahseder misiniz?)

efe/23/öğrenci/bekar
Geneleve giden bir insan tipsizdir, konuşmayı bilmez, hal ve hareketlerinden ötürü kendiyle ilişkiye girecek kız bulamaz vs. Bende bunlar var tip on numara olmasa da sohbetim muhabbetim iyi güven veren biriyim. Beraber olmayı düşündüğüm kızları da 10 kişiyle yatmışsa kabul etmiyorum. Birçok erkekle seks yapmış bir kadınla seks yapmak benim hoşuma gitmez. Kaldı ki ben bunu istemediğim kadar çok zamanda bedava yapabiliyorum zaten ve kendi tercih ettiğim kadınlarla, kendi evimde ve partnerim de istediği için. O kadınların da isteyerek yaptığını düşünmüyorum bu da canımı sıkıyor.

ilovethisgame/24/mühendis/bekar
İstemedim, cinselliğin hala duygusal yaşanması gerektiğine inananlardanım. Mekanik ve para karşılığı biriyle beraber olmak mide bulandırıcı.
Bunun dışında hormonların yarattığı zirve noktalarında, bir partnerim yoksa mastürbasyon yapmayı tercih ediyorum. Elbette sevgiliyle/eşle sevişmek gibi değil ama parayla sevişmekten daha iyi geliyor.
Gitmek istemem, büyük ihtimal gitmem de.

Seço/30/reklamcı/bekar
Pis ve duygusuz.

Yeşil/25/serbest/bekar
Gitmek istemem. Niye gideyim? Ya da niye gitmek istemeliymişim gibi görülüyor? Birini sevmeden nasıl dokunabilirsin ki ona illa sevmen de gerekmez gerçi. Bazen başka şeyler de olur tanımlama gereği duymazsın. Sadece kendini onun kollarında bulursun. Ama hiç bir zaman marketten bir şey satın alıyormuş gibi ne karşındakine ne de kendine eziyet etmezsin. Bu istenecek bir şey değil o yüzden. Peki neden ihtiyaç duyarlardan öte nasıl insanlar gitmek ister o sorulmalı. İhtiyaç değil bu çünkü. Aile kavramı biraz çocuğun cinsel hayatına değinmeyi ayıp gördüğü için, ülkemizde yetişen insanların büyük bir kısmı kendi kendine bir şeyler bulmaya çalışıyor. Seks konusunda da cahiliz. Bir kadına bir erkeğe nasıl davranılması gerektiğini bilmiyoruz. Parayla bir bireyin bir saniyesinin bile satın alınamayacağını bilmiyoruz. Cahillik aptallıkla birleşince özellikle de kadınların katlanmaya çalıştığı böyle bir alan doğmuş oluyor ne yazık ki. Kökten bir değişiklik lazım her aileye, her bireye, her beyine. Sevişmenin sapıkça bir şey olmadığını sevmenin sevilmenin öpüşmenin ne kadar doğal olduğunu bilerek yetişmeli insanlar. Belli mi olur belki birbirimize tahammül etmeyi ve hatta sevmeyi öğrenebiliriz yeniden.

Darbeli süper matkap/21/öğrenci/bekar
Çok iğrenç duruyorlar, temiz değiller. AIDS geliyor insanın aklına. Strip kulüp olsa tamam, hatunların temiz olduğunu bilsek tamam.

Anyone/24/girişimci/bekar
Cinsel tatmin giderme amaçlı, toplumda kabul görmeyen bireylerin gittiğini düşünüyorum.

Azgınbakir/21/öğrenci/bekar
Gitmek istemem, aşk olmadan sevişilmez. Hayvani dürtü değil, çiftleşmek istemiyorum. İhtiyaç duyan içindeki hayvanı dizginleyememiş insanlardır bence ve de içinde mutlaka yalnızdır. Özgüven problemi vardır.

xxxFlxxx/28/sanatçı/bekar
Hayır. Gerek duymuyorum. Toplumsal ahlak yargılarının dışında kendi yargılarımın sağladığı bir şekilde yaşıyor ve benim gibi düşünen/hisseden insanlarla vakit geçiriyorum. Cinselliğin sadece haz kaynağı ya da üremek için düşünüldüğü bir toplumda algı sınırlarının ötesinde sosyallik anlamında da önemli bir etken olduğu kanısındayım.

Aytek/27/avukat/bekar
Seksin parayla satın alınmaması gerektiğini, bunu yapanların hem kendisini hem de karşıdakini aşağıladığını düşünüyorum. Özellikle de kendisini.

Zeynep/25/bağımsız denetimci/bekar
Bulunduğum ülkede kadınlara yönelik genelev yok. Varsa da ben bilmiyorum. Ama olsa da şu ana kadar ihtiyacım olmadı. İhtiyacım olsa da sadece nasıl bir yer olduğuna bakmaya giderim, hastalıktan çekinip çalışanlarla ilişkiye girmem.

Helo/23/öğrenci/bekar
Hastalık yuvası olma ihtimali var çünkü. Maalesef Türkiye’de kontrollü işletilen genelevlerin olduğuna inanamıyorum. Yine de düzgün bir genelevin varlığından haberdar olsam, giderdim. Gitmek isterdim.

Kimse/27/IT/evli
Seks yapmanın önemli bir kısmı boşalmak değil beğenildiğini hissetmek bana göre, para vererek vs yapmanın duygusal bir tatmini yok. Ayrıca, insanların zorla/istemeyerek/mecbur kalarak çok kötü koşullarda çalıştığı bir endüstriye katkıda bulunmak istemem.

Kamil/26/avukat/bekar
Benimle sevişmek isteyen bir kadın bulamazken; sadece para vererek sevişmek hoş olmayan bir durum.

Mouse/18/öğrenci/bekar
İki türlü insan vardır.
Birincisi, geneleve gitme amacı çevresindeki insanlara bu olayı çok mühim bir olaymış gibi anlatmak olan insan. İkincisi ise, geneleve artık bir türlü durduramadığı, yenik düştüğü hormonlarını biraz da olsa sakinleştirmek için giden insan.
Gitmedim. Evleneceği kadının bakire olmasını şart koyan bir erkeğin kalkıp da genelevlere gitmesi doğru değil. Saygı bekleyip saygısız davran bir hükümet yetkilisi gibi.
Sorular bitmez. Seks de en az ölüm kadar bilinmezdir.
3. insan vardır bir de. Seks, en büyük yasaklamalardan biridir. Ne dört kitap ne de kırk peygamber seksle baş edemedi. Bu üçüncü insan belki de sadece düzene karşı çıkmak için vardır.

Ç./25/bankacı/bekar
Geneleve gitmeden de cinsel ihtiyacımı karşılayabildim. Ama sevgilim varsa ve birlikte olamıyorsak geneleve gitmek mantıklı. Aldatmak gibi değil de ihtiyaç karşılamak gibi olur. Çünkü genelevdeki kadına kur yapıp tavlamıyorsun böylece sevgilini aldatmış sayılmazsın.

E34/21/öğrenci/bekar
Mastürbasyonun yetmediği anlarda, insan "tüketecek" başka şey arar ve bulduğunda da "erkek"liğini elaleme ve kendine bu şekilde kanıtlar. Bulaşıcı hastalık ve para riskinden dolayı gitmek istemem.

Azmi Cankuş/25/bekar
Kadın kalitesinin yüksekliği lazım, giden insanlarla konuştuğumda genelevlerdeki sermayelerin Kars kaşarı gibi koktuğunu bütün vücudunun jilet izi olduğunu ve gasp gibi olayların ziyadesiyle gerçekleştiğini duydum. Ayrıca fiyat - kalite oranının biraz daha üst seviyeye çekilmesi lazım. Ayrıca zengin çocuklarının yaptığı gibi villalarda çoko parti tarzı aktivitelerin genel evler gibi yasalarla güvence altına alınması gerek. Eskort sitelerinin yasaklanıp eskort sitelerindeki model, alımlı, elit gibi tabir edilen hanımların Türk sermayesine aktarılması gerekiyor. Standart bir Türk genci çok para harcamasına rağmen düşük steril koşullarda ve şartlarda cima icra etmek zorunda kalıyor. Türkiye’deki her kaymaklı durum gibi cima müessesesi de her cebe hitap etmeli. Elit model eskort ablaların 5 yıldızlı otel dışında görüşmem, bana yemek ısmarlayın taksi gönderin gibi durumları hem cebe hem de sinir sistemine zararlı ve her kesime hitap etmiyor. Yani hayat kadınlarının bile kezbanlık ettiği bir ülkede yaşıyoruz. Bu durum devlet eliyle düzeltilmeli. Ayrıca eskort sitelerindeki ablalar fake resimler kullanıyor bunun da önüne geçilmesi gerek.

Ondokuzotuzbeş/21/öğrenci/bekar
Sırf kısa süreliğine tatmin olmak için para vermek istemedim. Bana hep kirli (düz anlamıyla) ve biraz da aşağılatıcı bir şey gibi geldi. Bunun yerine benimle birlikte olmayı tercih eden, isteyen kadınlarla ilişkiye girmek benim için daha uygun. Kendim için doğru olan budur.
Şimdiye dek gitmedim, hala gitmek istemiyorum.

Hasan/20/öğrenci/bekar
İhtiyaç duymadım. Seks olmadan da yaşanabileceğine inanan birisiyim.

Hybris/22/öğrenci/bekar
Türkiye gibi muhafazakar toplumlarda seks işçileri onlarca zorluk ötekileştirme ve şiddete maruz kalmakta. Ortada bir sorun varsa bunu yasaklayarak değiştiremeyiz. Erkek egemen kültürün reformize edilmesi gerekli.
 Sorunun esas cevabına gelirsek en büyük sebepleri cinselliğin erkeklere bir görev olarak aşılanması ve ülkede cinsel özgürlüğün olmaması.

Alper/22/öğrenci/bekar
Benden önce yüzlerce kişi ile birlikte olmuş bir kadınla birlikte olmayı kendime yakıştıramadığım için. Seks özel bir andır özel kişilerle olmalıdır ya da daha kaliteli kişilerle.

Geneleve gitmiş (orada bulunmuş) kişilerin bu konu hakkındaki görüşleri:
(Neden geneleve gitme ihtiyacı hissediyorsunuz? Öncesinde ve sonrasında düşünceleriniz nasıl değişiyor? Rahatlamış hissediyor musunuz mesela?)

NT/32/bankacı/evli
Değişiklik / acil seks
Arada epey zaman farkıyla 2 -3 defa gitmiştim sanırım.
Sonrasında pişmanlık veriyor. Duygu olmadan, kafada yaşanmadan penisin vajinaya giriş çıkışının hiçbir şey ifade etmediğini hatırlatıyorsun.
Aslında bir rahatlama falan da vermiyor.

Mies/21/öğrenci/bekar
İlk kez karşı cinsi tanıma amaçlı.

Atsız kovboy/24/gümrük müşavir yardımcı/bekar
İnsan benliğinden arda kalan atıklardan oluşan kocaman bir tepe var orada. En çirkin ve en nezaketsiz-en doğal ve ilkel-en kapital ve en iğrenç... tuhaf bir yer çok fazla tanımlamak mümkün değil... Orospuluğun kutsal olduğuna inanıyorum yani hayat gibi yaşam gibi bir şey bence... en net onların algıladığını ve gördüğünü düşünüyorum... neden gittiğimi ise bende bilmiyorum...

Yusuf/28.5/işsiz/bekar
İçerideki ortamı merak etmiştim neymiş nasılmış diye. Ama kafamı bile kaldırıp karılara bakamadım birkaç kere bakmam haricinde. Midem bulanıyordu en son çıktığımda. Eminönü’ne kadar yürüyerek geçmiştim bulantım geçsin diye. Vizite 35 TL’ydi yanlış görmediysem o da. Bir de herkes yakışıklı aşkım diye çağırıyor. Kaput da paralı benim gördüğüm kadınlar fena değildi fiziki olarak.

Cevo/30/yönetici/bekar
Stres atıp rahatlamak için gidiyorum. İnanılmaz rahatlatıcı bir aktivite. Ancak çok yapma şansım olmuyor. Yılda 1-2 kez.

Toma/27/avukat/bekar
Tamamen ihtiyaç, evet rahatlamış hissediyorum.

Anonim/44/sanatçı/bekar
Talebelikte ne var ne yok orada diye gitmiştim. Toplam 5’i geçmez.
Ama hiç biriyle birlikte olmadım.
Hatta para karşılığı biriyle de hayatım boyunca hiç olmadım. 2 kez otel odasında denedim ikisinde de yapamadım o anda vazgeçtim.
Niye?
Çünkü para ile seks beni tahrik etmiyor. Sentetik seks sevmiyorum.
Bir kadeh şarap iki lakırtı böyle manevralarla taarruzlar kızı punduna getirme oyunları varken genelev nedir ya. öööğ...

Antisosyal/31/tasarımcı/evli
Ben ilk gittiğimde kadın vücudunu öğrenme amaçlı ve seksi keşfetmek için gitmiştim. Ancak pişman oldum oradaki kadınların tavırları kendimi robot gibi hissetmeme neden oldu. Onları da suçlamamak lazım tabii. Eminim onlar da robotlaşmışlardır zaten bu konuda. Stresten seks yapamadığımı ve çıkışta kendime "acaba ben gay miyim" sorusunu sorduğumu hatırlıyorum. Bir daha da böyle bir şeye ihtiyaç duymadım. Gördüğünüz üzere benim için berbat bir tecrübeydi.

Mal/27/yazılım/bekar
Gidiyorum sonra pişman oluyorum sonra yine gidiyorum sonra yine pişman oluyorum bu kısır döngüde ilerliyor sevdiceğim vermediği için gidiyorum gitmeyip de ne yapayım benim de sevişmem lazım yoksa aklım orada kalıyor.

Şoşilbiber/20/öğrenci/bekar
Aslında sürekli gitmiyorum. Yalnızca 1 kere gittim. Meraktan, hevesten belki de. Fakat hiç ama hiç hoşuma gitmedi. Bir daha da gitmedim zaten. Yaşasın aşkla gelen seks, yaşasın duygusal sevişmeler. Kahrolsun genelevler.

Noir/24/kimyager/bekar
Cinsel doyum. Cinsel ihtiyaçlarımı bir şeyler hissettiğim birisiyle olarak gidermeyi tercih ederim. Eğer yaşadığım dönemde böyle bir ilişkim yoksa cinsel ihtiyacımı geneleve giderek gideririm.

Anonim/30
Geneleve gitmedim. Götürüldüm.
İlkinde 15 yaşındaydım. Bir şekilde içeri girmemeyi başardım.
İkincisinde 17 yaşındaydım. Zorla götürdü. Abim.
Doğduğumdan beri isim bulamadığım şeye, eşcinselliğime yeni yeni isim vermeye başladığım zamanlardı. Bir şekilde ilişkiye girmememe rağmen tecavüze uğramış gibiydim. Abime her şeyin yolunda gittiğini söylemesi hususunda kadını tembihledim. Kadın baş parmağıyla işaret verdi abime vizite sonrasında, görünürde başarmıştım "milli" olmayı.
Sonra abime eşcinsel olduğumu bilmese de "neden bana bunu yaptın?" diye sorma cesaretini gösterdim.
"özür dilerim. babam böyle istedi." dedi.
Sağlıklı bir heteroseksüel olduğum sevgili babam için artık ispatlanmıştı.
Bu tecrübenin akabinde zaten olmayan karşı cinse ilgim sanırım tamamen tükendi. Hiçbir zaman bir kadınla yatmadım.
"milli" olmak diye bir kavram varsa ben bunu hemcinsimle isteyerek yaşadım.
Sağlıklı(?) bir eşcinselim şu an...
Ama daha sağlıklı olmak isterdim.

Mars/28/güvenlik görevlisi/bekar
Sorgu sual yok, sorumluluk yok, gidip neşeli bir hatunla sevişip çıkıyorsun, performans kaygısı yok, becerebilecek miyim, kıza rezil olmayalım, benimki küçük mü stresi de yok vs.

Emre/22/öğrenci/bekar
Merak. Taksim’de gezerken her nasılsa yolumuzun düşmesi sonucu uyanan merakın tatmini.

Berlin Berlin/33/fotoğrafçı/boşanmış
Aslında en iyi paralı seks, alnının karşılıklı severek veya tek gecelik etkilenmeyle birlikte olduğum kadınlarla yaptığım ortalama seks kadar iyi değildir. Türkiye'de bunu neredeyse hiç yapmadım. Yurt dışında ülkemize göre çok daha kaliteli hizmet veren genelevler var ve insan orada kendini kaçak bir iş yapıyormuş gibi hissetmiyor. Bunun bir psikolojik rahatlığı var. Özellikle Almanya bu konuda aşmış bir ülke.
Şimdiye dek pek çok genelevde hayat kadınlarıyla birlikte oldum. Şöyle söyleyeyim, en az yarısından aldığım zevk, mastürbasyon kadar iyi değildi. Yüzde 10-15'lik bir kesim "işte bunlar hep seks" dediğim türden eğlenceli şeylerdi. Kalan kısmı da vasat ve vasat altı.
Özetle, geneleve gitmenin aslında iyi bir seks macerası yaşamak olduğuna (en azından kendim için) inanmıyorum. Genelev ayrı bir kültür. Bir kadınla tanışıyorsun, ücrette anlaşıyorsun ve dakikalar sonra onla en mahrem halinlesin. Normal koşullarda iki insanın pek çok duygusal evreyi aştıktan sonra ulaştığı noktaya dakikalar içinde erişiyorsun. Genelevin kendine özgü ritüelleri, karakterleri, detayları var. Toplumun ahlaki değerlerinin yerle bir edildiği mabetler bir bakıma. Geneleve giden müşteriler, orada hizmet veren kadınlar, onları pazarlayanlar... Herkes mükemmel bir uyum içinde dünyanın en eski geleneğini sürdürürler. Tabii bu dünyanın hiç de böyle göründüğü gibi olmadığını, arka planında yaşanan trajedileri de bilirsiniz. Bir defasında, Macaristan'da küçük bir genelevde tanıştığım Polonyalı bir hayat kadını, kıt İngilizcesiyle bana "burası gerçekten çok kötü bir yer. Bize çok kötü davranıyorlar. Kurtulmam  için bana yardım eder misin" gibi şeyler söylemişti. Tanımadığım zor durumdaki birine yardım etmeyi elbette isterdim. Fakat kendimi de riske atamazdım. Bu sadece küçük bir yüz yüze gelmeydi. Eminim çok pis şeyler dönüyordur. Neyse, özetle dedikten sonra epey yazmışım. Genelev bir kültür. Buna bir şekilde bulaşanlar aldığı cinsel hazza aldırmadan, müze gezer gibi gidiyorlar farklı şehirlerin genelevlerine...

Mahmut/37/bilişim, yazar/evli
İlki meraktandı.
İkincisi başka bir insan vasıtasıyla oldu elinden tutup götürmek gibi.
Üçüncü ve sonuncusu yolum oradan geçiyordu.
Hepsinde de tek başına 15 dakika keyif ardından mutlu mesut çıktım.

Baybars/27/öğrenci/bekar
Duygusal bir polemiğe girmeden cinsel ihtiyacınızı karşılamış oluyorsunuz. Elbette rahatlıyorsunuz.

Hus/44/mühendis/evli
18 yaşımda meraktan gittim ve sarhoştum.
paylaş: