baykuşun yazısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
baykuşun yazısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Bekleyiş...


İçimde bir bekleyiş.
Kendinden emin,
Kararlı,
İnatçı bir bekleyiş.
Ama yorulmuş.
Yıpranmış,
Daha ziyade örselenmiş…
Zamandan,
İnsanlardan,
En çok da tuz buz olan hayal bulutlarından.
Oysa eskiden olsa ne çok severdi bulutların serinliğinde parmaklarını dolaştırıp, uzun parlak saçlarını savurmayı
Kendi ışıltısından gözleri kamaşacak kadar mutlu,
Toz pembe gözlükler değil içi gülen gözlerdi sahip olduğu
Serin bir nisan akşamı nefesiydi içine çektiği…
Değerini bildiğin şeyler de yitermiş elinden,
Pişmanlık değil de damağında kalmışlık acıtırmış o zaman ufacık yürekleri.
Her şeye rağmen hala bekliyor.
Bekleyecek.
Şimdiye dek nasıl beklediyse, içindeki umudu nasıl beslediyse
Aynı öyle devam edecek…
Belki gelene olan değil de kendine olan güveninden,
Bekleyişin ona karşı sunduğu soğuk şefkatinden,
Belki de sadece beklemeyi sevdiğinden…
paylaş:

Uzak



Uzağa, çok uzağa.
Neyden, kimden, neden uzaklaştığı bilmeyecek kadar uzağa.
Kim olduğunu nereden geldiğini nereye gittiğini bilmeyecek kadar uzağa..
Sorgulanmadan yargılanmadan,
Tüm iplerinden kurtulmuşçasına,
Tüm sıfatlarından arınmış,
Tüm zorunluklarından kopmuş,
Tabir-i caizse aklının iplerini salmış.
Belki fiziki değil, belki sadece gözlerini kapatma mesafesi kadar.
Sadece adı önemli,
Uzak...
Sadece uzak olması önemli.
Sanki yeni doğmuş bir umut olması önemli,
Serin ve bembeyaz kucaklaması önemli,
Seni olduğun gibi kabul etmesi,
Sorgusuz, sualsiz içine alması önemli,
Bir bütün olarak benimsemesi önemli.
Bir kadının bir erkekle bütünleşmesi kadar tam,
Bir annenin bebeğini öpmesi kadar saf,
Denize düşen bir yağmur tanesi kadar olağan...
paylaş:

Yol-culuk


Uzaklaşmak, aslında her zaman buruk bir sevince gebe bırakmıştır beni.
Alışkanlıklarımın yırtılmasından duyduğum acıyla bilinmezliği içime almanın verdiği heyecan hep birbiri ile yarışır.
Ne gitmeyi isterim ne de kalmayı.
Evet bağlanmayı sevmem.
Ama bu insanları da sevmediğim anlamına gelmez.
Belki bu yüzdendir hep arada kalmışlıklarım...
Çıkılan her yol, bana güçlü bir adım gibi gelir.
İnsanın sabahları yatağından kalkması bile o anı zor kılıyorsa,
Markete gitmeyi dünyayı kurtarmakla bir tutmak çok da garip olmasa gerek
Gerçi şu an bizim marketten bile uzağım ama,
Neyse...
Sahi uzak demişken,
Kendimden uzaklaşalı ne kadar zaman oldu??
1, 2, 6...
Parmaklarım bitince saymayı bırakmıştım zaten.

Çocukluktan alışkanlık işte...
paylaş: