gezi parkı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gezi parkı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

placebo gezi'ye selam çaktı


Placebo’yu neden sevelim ki sorusuna bir sebep daha çıktı. Kendileri için Türkiye’nin yerinin ayrı, bizde de Placebo’nun değeri başka. Rob the Bank için öektiği klip ile de bunu destekliyor. Tüm dünya artık anlamışken kendi ülkemiz vatandaşlarının “bağzı” şeyleri halen anlayamamış olması da adını koyamadığımız kahrolası şeyler.

paylaş:

yaşar kemal ve gezi parkı direnişi hakkında


''Kültürün imhası aynı anda, insanlığımızın da imhası olur. Ama bilinmesi gerekir ki bir toplumun sağlığı, gücü ve doğruluğu tolerans olduğunda belli olur. Eğer zulüm görürse o zaman acımasız olur zayıflar ve yaratıcılığını yitirir.'' Yaşar Kemal, Gezi Parkı direnişini yazdı...
Yaşar Kemal, La Repubblica gazetesine, Gezi Parkı’nda başlayan ve tüm Türkiye’ye yayılan direniş hakkında yazdı:
''Her zaman söylediğim ve desteklediğim gibi dünya bir kültür bahçesidir. Orada binlerce çiçek yetişir ve her çiçeğin kendi rengi ve kokusu vardır. Dünyamız bu bin çeşit çiçeklerle çok güzeldir. Kültürler bunlarla daha da güzelleşirler. Ama bir çiçek yok edilirse o zaman rengi ve kokusu da dünyada biter.
Kültürün imhası aynı anda, insanlığımızın da imhası olur. Ama bilinmesi gerekir ki bir toplumun sağlığı, gücü ve doğruluğu tolerans olduğunda belli olur. Eğer zulüm görürse o zaman acımasız olur zayıflar ve yaratıcılığını yitirir.
Irkçılık da en ağır hastalıktır. Varlıkların yok edilmesi, nefret tohumlarının insanların kalbinde beslenmesinde ırkçılık vardır.
Ve ifade özgürlüğü ve demokrasiye karşı yaratılan kin bizim neslimizde felaketler için büyük rol oynamıştır ve asla affedilemez. Bugün bize gereken demokratik bir rejimdir ve asla insanlık dışı bir baskı ile olmamalıdır.

Gerçek bir demokratik düzeni oturtmak gerekir. Çünkü demokrasi bir gerekliliktir, bir denge unsurudur. Bir rejim de herkesin kendi haysiyetinin olması ve başlıca temel haklarından esirgenmemelidir. Onurumuzu, ekmeğimizi ve zengin kültürümüzü kurtarmak bizim elimizdedir. Gelin hep birlikte uygun bir demokrasi için el ele vererek yüreğimizi, zihnimizi bir araya getirelim.''

paylaş:

yazarlardan gezi parkı direnişi için çağrı

“Biz aşağıda imzası olan yazarlar İstanbul’daki bir parkın yok edilmesine karşı protesto hakkını kullanmak isteyen halkın, polis güçlerinin durmaksızın süren şiddetli saldırıları ile baş başa bırakılması ve devletin üst düzey yöneticilerinin polis şiddetini durdurmak için tedbir almamaları sonucu tüm Türkiye’ye yayılan protesto gösterilerinin halkı dinlemek yerine giderek artan bir şiddetle bastırılmaya çalışılmasını kınıyoruz.
Ülkeyi halk adına yönetenlerin görevi bu durumda öncelikle vekaletini aldığı insanların isteklerini dinlemek ve polis ile halkı karşı karşıya bırakmaktan kaçınmak olmalıdır. Bu nedenle devlet ve hükümetin yönetici kadrosunu ivedi olarak polis güçlerinin şiddetli saldırısını durdurmak için çağrı yapmaya ve daha sonra halkın isteklerini dinlemek için bağımsız bir kurul oluşturmaya davet ediyoruz.”

BİLDİRİDE İMZASI BULUNAN YAZARLAR:


Zülfü Livaneli, Ahmet Ümit, Buket Uzuner, Ayşe Kulin, Ece Temelkuran, Hasan Ali Toptaş, Ali Çimen, Aslı Tohumcu, Canan Tan, Ayfer Tunç, Onur Caymaz, İclal Aydın, Mine Söğüt, Berrak Yurdakul, Deniz Gezgin, Kürşat Başar, Hamdi Koç, Hikmet Hükümenoğlu, Hatice Meryem, Demet Altınyeleklioğlu, Ünver Alibey, Hakan Bıçakçı, Ahmet Tulgar, Celil Oker, Irmak Zileli, Umay Umay, Yiğit Karaahmet, Başar Başarır, Yalçın Tosun, Altay Öktem, Zeynep Çavuşoğlu, Lale Müldür, Vildan Çetin, Sezer Ateş Ayvaz, İsmail Güzelsoy, Deniz Durukan, Karin Karakaşlı, Yasemin Yazıcı, Fatih Balkış, Dursun Göçmen, Merve Küçüksarp, Atalay Girgin, Leyla Ruhan Okyay, Selim Temo, Aslı Solakoğlu, Fırat Demir, Mehmet Said Aydın, Oray Eğin, Şükran Yücel.
paylaş:

türkiye yayıncılar birliği'nden gezi parkı direnişi için açıklama


İstanbul, Taksim’deki Gezi Parkı’nın AVM yapılması planına karşı parkta çadır kurularak başlatılan oturma eyleminin 4. gününde (31 Mayıs 2013) eylemcilere ve ardından Taksim’e toplanan on binlerce insana karşı polisin gaz ve su ile müdahalesi iki gündür sürmektedir. Taksim meydanında bugün öğlene kadar gaz müdahalesi sürmüş, öğleden sonra polisin meydandan çekildiği haberleri gelmiş olmasına karşın aşırı dozda gaz ve su ile yaralanmalara sebep olan müdahalelerin diğer illerdeki gösterilerde sürdüğü öğrenilmiştir. İki gün içinde Taksim’de gözaltına alındığı öğrenilen 100’den fazla  insanın gözaltındaki durumları da merak konusudur. 

Polisin protestolara müdahalesi sırasında gaz bombalarını sıklıkla havaya değil vatandaşların üzerine, hatta baş bölgelerine attığı olayda çekilen görüntülerden anlaşılmaktadır. Bu nedenle yaralananlar arasında gazeteci Ahmet Şık ve Osman Örsal ve milletvekili Sırrı Süreyya Önder de bulunduğu, Önder’in hastaneye kaldırıldığı öğrenilmiştir. Havadan helikopterlerle gaz bombaları atıldığı, biber gazı yerine portakal gazı denilen bir gazın ve plastik mermilerin de kullanıldığı, bu araçların ciddi yaralanmalara yol açtığı ulaşan bilgiler arasındadır.

Avrupa Birliği ve ABD Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili açıklamalarında polisin orantısız ve aşırı güç kullanmasını eleştirerek endişelerini belirtmişlerdir. Açıklamalarda ifade ve toplanma özgürlüğünün temel insan hak ve özgürlükleri arasında bulunduğunu, Türkiye’nin bağlı olduğu uluslararası sözleşmelerde bu hak ve özgürlüklerin sınırlarının tanımlandığını ölçüde bu hak ve özgürlüklerin güvence altında olması gerektiğini hatırlatılmıştır.

Toplanma özgürlüğü İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Avrupa İnsan Hakları Beyannamesi’nde belirtilen temel bir insan hakkıdır. Bu özgürlük bir araya gelme, topluca ortak ilgi ve çıkarları ifade etme, savunmayı kapsamaktadır. Anayasamızın 34. maddesinde “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir,” denilmektedir.

Taksim’deki ve diğer illerdeki eylemlerde polisin aşırı güç ve gaz kullanımıyla vatandaşların toplanma ve gösteri özgürlüğü ihlal edilmiş ve edilmektedir. Türkiye Yayıncılar Birliği olarak bu hak ve özgürlüğün devlet eliyle ihlalini kınıyor, yetkilileri bu ihlale bir an önce son vermeye çağırıyoruz. 

Türkiye Yayıncılar Birliği

paylaş: