korkuluklar

Küçük aklımızla büyüklere taş atar, bilmişliğimizi konuşturmak için elimizi kolumuzu sallar, laf dalaşına girerdik. Üfleseydik balon olurdu zamanında düşlerimiz. Gözlerimizde çapaklar, uyanırdık sabahları öğleye bağlayan takvimlerde ve bir de pate gibi saydam düşlerimiz. Korkuluklara sığınırdık kargalardan, herkes yerden yüksek oynardı ve de ramazan gecelerinde davulcuyu kovalamalar.
Büyüseydik adam olacaktık, dünyayı biz taşıyacaktık da olmayınca olmuyor, zaman hiç de göründüğü kadar hızlı akmıyor.
Okul duvarlarında sigara tüttürürdük ciğerlerimizi doldura doldura, görseler kulaklarımızı bile çekerlerdi. Biz acılardan nasibimizi almışken, küçülmeyi ne de çok istermişiz, farkında değiliz. Yaşlar dolsa ellerimize bir kurşun kalem gibi, ve boyasak yeniden dişlerimizi kırmızı kalemlerle, uçaklar yapsak da süzülsek tüm dertleri unutup, sigara içtiğimiz duvarlara konsak.
Biz, küçücük aklımızla büyüklere büyüklük taslardık, sen sus bakalım cevabını alana kadar da çenemiz kapanmazdı hani. Ve biz susup konuşmayınca içimize atardık fikirleri, belki bir gün çizeriz de suçlanırız belki.
Ama dur, severdik de biz. Öpüşmelerimizden rahatsız ederdik insanları, yataklarımız sadece sigara kutusu olurdu da sesi kamufle ederdik kapağını kapatıp, bizi ele veren sadece dumanlar olurdu. Biz küçükken de öpüşürdük, kalorifer peteklerinde ısınırdık soğukta ve çatlamış dudaklar ıslanırdı yazları, terden sırılsıklam olurduk.
Yumuşatırken boğazımızı sımsıcak çayla, dem vurur kaderimize geçmiş ve biz düşler dilerdik gelecekten, konuk olmak isterdik.
Biz büyükken dosttuk herkesle, sigara bile içerdik doğrusu, terden sırılsıklam olmasak da koşardık önümüze doğru ve bize geçmişi sorduklarında arkamızı işaret ederdik, bizim için geçmiş çoktan bitmişti.
Biz korkuluklara sığınırdık kargalardan, kargalar korkuluklara sığınırdı yağmurda ve biz büyür olduk bir an, korkumuzdan korkuluklara sığındık.
paylaş:

0 YORUM:

Yorum Gönder