gizli abise*


Kendi başına bir hayatı olacak, hayatımı gerçekten de tehlikeye, bilerek üstlendiğim bir tehlikeye atacak bir şey yaratmaya çalışıyorum. Lazarus’u 2 oynamak istiyorum bir nevi. Bu bir trajedi olacak.
Adını bile bilmediğim ülkelerin kara büyücülerinin kehanetimsi mırıldanışlarına, çıt diye kırılıveren boyunlara, orgazm iniltisine susamış hücrelerde bir şafak kadar sessiz eroine, kontrolden çıkmış tütün ihalesi gibi bangır bangır bağıran radyolara, metal renkli bir cankinin üzerini banknot hışırtısı umuduyla hassas parmaklarıyla yoklayan bir ayyaş söğüşleyici gibi okşayan ramazan düdüklerine ya da sadece çok şeritli şehirlerarası otoyolun ikinci şeridinde çırılçıplak ters istikamete doğru koşan esrarkeşe benzemeye çalışıyorum.
Vücudumun her deliğine girip çıkan damarların içini yıkayan kan gibi dolanmak istiyorum şehrin yaşlılık kokan sokaklarında ve bir de kulağa çalınan işporta tezgâhları.
Ve ben açıp romanımı, kırmızı ışık yeşile dönene kadar okumak istiyorum. Elimde sigaram, gazete parçasının üzerine oturup, sayfaların harf kokan şeffaflığında karalara bulanıp, kırmızı ışıktan fırsat kollayıp çiçek satmaya çalışan sokak çocuğunu alıp, görünmeyen sokak aralarında hayattan söz etmek istiyorum.
Ben bir Amok’um3.  Çok şeritli yolun ikinci şeridinde deli gibi koşuyorum, canım kan çekiyor ve benim adım Amok. Başka ne olabilirdi ki?
Avuçlarımı açıp tanrıya şükretmek için daha çok erken. İnancım, kör kuyularıma düşen bir damla yaş. Ve aydınlanmayı bekliyorum.
Günlerden perşembeydi oysa, dündü. Bugünün ne olduğunu bilemeyeceğim ama dün perşembeydi. Çünkü en güzel gün perşembedir. Adını bile hatırlayamadığım günlerin en yücesi. Belki de ben dün ölmüşümdür. Olsa olsa bu bir trajedi olmalı. Muhtemelen şehrin içindeki bilmem kaç özgürlük heykelinden birini patlatırken ölmüşümdür.4 Parçalarım çöllere düşmüş olsa, akbabalara yem bile olabilirdim. Ama ruhum, parçalanamaz. Ruhum bir bütündür.
Konyak içmiş olmalıyım, bedenimden alevler fışkırıyor ya da kıyamet çoktan çökmüş olmalı şehre ya da ya da birileri öyle ateşli sevişiyor ki şehvetten şehir yerle bir. Biz oturup simit yiyelim.
Ortalıkta hoplayan zıplayan insanlar, aylardan mart değil, etrafta kediler kaynıyor. Blue Balls5 durumu anlaşılan.
“Barnadine: Zina işledin…
Berabas: zina mı? O başka memleketteydi, hem üstelik yosma öldü gitti”6
Ölmeyi bile başaramıyoruz. Aslında bir jilet yeterli rüyaları gerçekleştirmek için ve bir de ılık su dolu küvet. Kan gölü oluşturmayı istiyorum bana cani diyecekler, trafik lambasının önünde kitap okumak istiyorum bana deli diyecekler, sokaklarda çırılçıplak koşmak istiyorum bana sapık diyecekler. Diyenler! Size sesleniyorum. Etrafınız sarıldı, yere yatın ve yanınıza gelmemi bekleyin.
Bir bar açsam adını ‘Honky-Tonky’7 koyardım. Suça meyilli biri gibi gözükmek istemem. Siz sadece önünüzü görebilen insanlarsınız. Ama gelirseniz eğer bir bira ısmarlarım.
Sanırım gerçekten deliriyorum, üstelik saçım beyazlıyor, yaşlanıyorum. Zaman akıp gidiyor, tuvalete boşaltılan sidik gibi. Canlanmalıyım ve bir de çilek yemeliyim. Hatta Ray-Ban gözlük alıp evin orta yerinde fotoğraf bile çektirmeliyim. Sırf şirinleri görebilmek için hem uslu hem de çocuk olmaya razıyım.
Ama sigara içmeliyim, kitap okumalıyım, müzik dinlemeliyim ve bir de dans etmeliyim. İyi bir birey olmalıyım bu dünya için. Hatta gereksiz ışıkları kapatmalı, kahve makinesini işi bitince yıkamalı, şarap bardaklarını sirkeli suyla temizlemeliyim.
Özür bile dilemeliyim bundan böyle. Hatta ‘seni seviyorum’ diyebilmeliyim. Çok uçtum anlaşılan aslında o kadar da içmemiştim.
Bunların hepsini yapmalıyım.
Bu, tam bir trajedi olmalı.





*abise: Teolojide, yaradılıştan evvel var olduğu düşünülen ilksel boşluk veya kaos. Aynı zamanda okyanus derinliğini ifade eder.
2Lazarus: İncil’e göre, İsa’nın öldükten sonra dirilttiği kişi.
3amok: (Malaya dilinde) bunalım sonucu öldürme arzusuna kapılan, gözü dönmüş, deli gibi koşan, kana susamış kimse.
4Paul Auster’ın Leviathan adlı romanına bir gönderme.
5blue balls: ‘mavi taşak’, yoğun cinsel çaresizlik hissi, Abazalık durumu.
6Christopher Marlowe’un The Jew of Malta adlı oyunundan.
7Honky-Tonky: müzik dinlenen, kumar oynanan ve fuhuş yapılan salaş bar.
Yazıda geçen ‘dün ve Perşembe’ muhabbetini daha iyi anlamak için ‘dün’ başlıklı yazıyı bağlantıyı tıklayarak okuyabilirsiniz.
 
paylaş:

0 YORUM:

Yorum Gönder