tim burton'ın elinden doctor who çizimleri


  50. yıl kutlamalarında hakkında birçok şey üretilen Doctor Who’nun gün geçtikçe daha da çok ürünü ortaya çıkıyor… Kabul ediyoruz, biz sizi gandırdık. Çizimleri yapan Micheal Kenny isimli bir sanatçı aslında. Fakat Tim Burton misali yaptığı bu çizimleri biz söylemeseydik bizce kimse bu durumu anlamazdı. Bu arada kalemsuare’nin o seviyeli konuşması nerede diye merak eden değerli okurlarımız, tunalizade’nin ev işlerine girdiği şu günlerde birkaç atraksiyona girelim dedik, merak etmeyin her şeyi ben üstleniyorum. Micheal Kenny'nin Tim Burton misali doctor who çizimleri, 















paylaş:

christopher nolan yeni filmi interstellar'dan ilk fragman


 7 Kasım 2014’te vizyona girecek olan Christopher Nolan’ın yeni filminden ilk fragman yayınlandı. Oyuncu kadrosuyla da oldukça dikkat çeken interstellar, konusu bakımıyla ve tabii ki Nolan ile birlikte seyircisini çoktan heyecanlandırmış vaziyette. Zamanda yolculuk, boyutlar arası geçiş, karadelikler bizi doyurucu bir filmin beklediğinin göstergesi. Bunun yanı sıra kardeşi Jonathan Nolan ve fizikçi Kip Thorne'nin ve aynı zamanda Christopher Nolan'ın senarist olduğu interstellar, hakkında uzun uzadıya konuşulacak bir film gibi duruyor. 

paylaş:

Bilinçaltımda Büyüyen Filize; Beynim Küçük Gelmeye Başladı

Anlamlar karmaşası yaşıyorum. İnandığım tüm gerçeklikler, bütünlüğünü yitirmeye başladı. Parçalanmaya başladı. Un ufak olmak üzere her biri. Doğrular veya yanlışlar birbirine girmiş durumda. Anlam vermek zorlaşır oldu. Bilinçaltım; talan edilmiş bir kütüphane gibi adeta. Kitapların her biri etrafa saçılmış. Bazlarının sayfaları kopmuş, bazıları yırtılmış bazıları ise yakılmış. Yok olmaya yüz tutmuş gibi görünüyor. Yitip gitmeye hazır bir teferruat sanki her bir bilgi. Tarihin tozlu sayfaları arasında kaybolmuş, en can alıcı ayrıntı anlatmak istediklerim. Ama anlatamıyorum. Kelimelere dökmekte zorlanıyorum. Sözcükler yeteri kadar anlam kazandırmıyor hissettiklerime. Belki de hissettiklerimi anlatabilecek sözcükler yer almıyor herhangi bir dilde. Kaybolup gidecek her biri savunmasız bedenimle. Peki, bedenimin içerisindeki “Ben’in” sahip oldukları… Onun anladığı noktalar… Onda var olan hazine. Onlara ne olacak? Bu “Ben”. Etten kemikten öte… Dünyanın varoluşundan önce bir zaman dilimine ait. Herhangi bir kitapta yazılanın, bilimin anlatmaya çalıştıklarının, gözlerin görüp, zihinlerin algıladığının çok ilerisinde. Çok büyük adamların dahi algılayamadığı o yapı. Onda ki gerçeklikler ne olacak? Nereye kaybolacak? Doğa; -kendisinin var ettiği bu bedeni- her ne kadar ona birçok zarar vermiş olsa da, her ne kadar anlatmaya çalıştıklarını reddetmiş olsa da, her ne kadar kendisini onun efendisi olarak görmüş olsa da tekrar içine alacak. Tekrar başka bedenleri dünyaya getirebilmenin zeminini hazırlayacak. Peki, içimdeki beni ne yapacak? Bir ağaç kesildiğinde, o ağacın içerisinde var olan “Ben’i” ne yapıyorsa onu yapacak sanırım. Küçük bir kuş öldüğünde o kuşun “Ben’i” nereye uçuyorsa, oraya uçacak sanırım. Ölen babaannenin “Ben’i” nerelerde hikâye anlatıyorsa oralara doğru koşacak anladığım kadarıyla.
paylaş:

71. altın küre adayları


  Bu sene 71. si düzenlenecek olan Altın Küre’nin adayları açıklandı. Golden Globe’nin adaylarının en dikkat çekenleri ise Steve McQueen imzalı 12 Years A Slave ve oyuncu kadrosuyla oldukça dikkat çeken American Hustle oldu. İki filmin toplamda 7 dalda adaylığı bulunmakta. 12 Ocak’ta düzenlenecek olan ödül töreninde ayrıca Woody Allen’ın özel Cecil B. DeMille ödülüyle onurlandıracak. Adaylar ise şu şekilde:

En İyi Film (Drama)

12 Years a Slave
Captain Phillips
Gravity
Philomena
Rush

En İyi Film (Komedi / Müzikal)

American Hustle
Her
Inside Llewyn Davis
Nebraska
The Wolf of Wall Street

En İyi Yönetmen

Alfonso Cuaron / Gravity
Paul Greengrass / Captain Phillips
Steve McQueen / 12 Years a Slave
Alexander Payne / Nebraska
David O. Russell / American Hustle

En İyi Erkek Oyuncu (Drama)

Chiwetel Ejiofor / 12 Years a Slave
Idris Elba / Mandela: Long Walk to Freedom
Tom Hanks / Captain Phillips
Matthew McConaughey / Dallas Buyers Club
Robert Redford / All Is Lost

En İyi Kadın Oyuncu (Drama)

Cate Blanchett / Blue Jasmine
Sandra Bullock / Gravity
Judi Dench / Philomena
Emma Thompson / Saving Mr. Banks
Kate Winslet / Labor Day

En İyi Erkek Oyuncu (Komedi / Müzikal)

Christian Bale / American Hustle
Bruce Dern / Nebraska
Leonardo DiCaprio / The Wolf of Wall Street
Oscar Isaac / Inside Llewyn Davis
Joaquin Phoenix / Her

En İyi Kadın Oyuncu (Komedi / Müzikal)

Amy Adams / American Hustle
Julie Delpy / Before Midnight
Greta Gerwig / Frances Ha
Julia Louis-Dreyfus / Enough Said
Meryl Streep / August: Osage County

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu

Barkhad Abdi / Captain Phillips
Daniel Brühl / Rush
Bradley Cooper / American Hustle
Michael Fassbender / 12 Years a Slave
Jared Leto / Dallas Buyers Club

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu

Sally Hawkins / Blue Jasmine
Jennifer Lawrence / American Hustle
Lupita Nyong’o / 12 Years a Slave
Julia Roberts / August: Osage County
June Squibb / Nebraska

En İyi Senaryo

12 Years a Slave / John Ridley
American Hustle / David O. Russell ve Eric Singer
Her / Spike Jonze
Philomena  / Steve Coogan ve John Pope
Nebraska / Bob Nelson

En İyi Müzik

12 Years a Slave / Hans Zimmer
All Is Lost / Alexander Ebert
The Book Thief / John Williams
Gravity / Steven Price
Mandela: Long Walk to Freedom / Alex Heffes

En İyi Özgün Şarkı

Atlas / The Hunger Games: Catching Fire
Let It Go / Frozen
Ordinary Love / Mandela: Long Walk to Freedom
Please, Mr. Kennedy / Inside Llewyn Davis
Sweeter Than Fiction / One Chance

Yabancı Dilde En İyi Film

Blue Is the Warmest Color (Fransa)
The Great Beauty (İtalya)
The Hunt (Danimarka)
The Past (İran)
The Wind Rises (Japonya)

En İyi Animasyon

The Croods
Despicable Me 2
Frozen

TV Ödülleri

En İyi Dizi (Drama)
Breaking Bad
Downton Abbey
The Good Wife
House of Cards
Masters of Sex

En İyi Dizi (Komedi)


The Big Bang Theory
Brooklyn Nine-Nine
Girls
Modern Family
Parks and Recreation

En İyi Mini Dizi / TV Filmi


American Horror Story: Coven
Behind the Candelabra
Dancing on the Edge
Top of the Lake
The White Queen

En İyi Erkek Oyuncu (Drama)

Bryan Cranston / Breaking Bad
Liev Schreiber / Ray Donovan
Michael Sheen / Masters of Sex
Kevin Spacey / House of Cards
James Spader / The Blacklist

En İyi Kadın Oyuncu (Drama)

Julianna Margulies / The Good Wife
Tatiana Maslany / Orphan Black
Taylor Schilling / Orange Is the New Black
Kerry Washington / Scandal
Robin Wright / House of Cards

En İyi Erkek Oyuncu (Komedi)

Jason Bateman / Arrested Development
Don Cheadle / House of Lies
Michael J. Fox / The Michael J. Fox Show
Jim Parsons / The Big Bang Theory
Andy Samberg / Brooklyn Nine-Nine

En İyi Kadın Oyuncu (Komedi)

Zooey Deschanel / New Girl
Lena Dunham / Girls
Edie Falco / Nurse Jackie
Julia Louis-Dreyfus / Veep
Amy Poehler / Parks and Recreation

En İyi Erkek Oyuncu (Mini Dizi / TV Filmi)

Matt Damon / Behind the Candelabra
Michael Douglas / Behind the Candelabra
Chiwetel Ejiofor / Dancing on the Edge
Idris Elba / Luther
Al Pacino / Phil Spector

En İyi Kadın Oyuncu (Mini Dizi / TV Filmi)

Helena Bonham Carter / Burton and Taylor
Rebecca Ferguson / The White Queen
Jessica Lange / American Horror Story: Coven
Helen Mirren / Phil Spector
Elisabeth Moss / Top of the Lake

En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu

Josh Charles / The Good Wife
Rob Lowe / Behind the Candelabra
Aaron Paul / Breaking Bad
Corey Stoll / House of Cards
Jon Voight / Ray Donovan

En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu

Jacqueline Bisset / Dancing on the Edge
Janet McTeer / The White Queen
Hayden Panettiere / Nashville
Monica Potter / Parenthood
Sofia Vergara / Modern Family


paylaş:

2013 yılının en abartılmış 10 albümü

Yılın sonu yaklaştıkça dergilerde, bloglarda yılın enleri yavaş yavaş paylaşılmaya başlandı. Flaworwire’da yayınlanan liste de tam paylaşmalık olmuş. yılın en çok abartılmış albümleri karşınızda, -itiraf edin abarttık-











paylaş:

Gözlerim Doluyor Bazen Soğuktan Olsa Gerek

   2 sene önceydi sanırım. Eskişehirde çarşıda tramvaydan indim arkadaşlarımı bekliyordum. Hava kaban giymeyi gerektirecek kadar soğuktu. Karşıda bir giyim mağzasının önünde bir çocuk gördüm. Üstünde yeşil eski yırtık bi hırka vardı. En fazla 10 yaşındaydı. Çoraplarını pijamasının içine soktuğu pantolonun altındaki kabarıklıktan belliydi. Önünde eski bir baskül vardı. İnsanlara " tartıyım mı abi? " diyordu. Soğuktan ya da utançtan olsa gerek sesi çıkmıyordu doğru düzgün. 
   Gidip sıcak bi çorba alayım çocuğa dedim. Bardakta çorba satan bi yer yoktu, restorana girip çorba paket ettirecek kadar da vaktim yoktu. Yetişecek işlerim vardı çünkü dünyayı kurtaracaktım(!)
   Dükkanın birine girdim neyi sevdiğini bilmiyordum ama her çocuk çikolata sever diyip bir tane ülker çikolatalı gofret aldım, çocuğun yanına gittim. Bir şey demeden uzattım gofreti. O da bir şey demeden aldı. Arkadaşlarımı beklediğim yere döndüm. Çocuk çikolatayı cebine sıkıştırıyordu. Yemedi.
Kardeşine mi götürecekti yoksa birileri izliyordur diye mi düşündü bilmiyorum. Sonra çikolatayla eve gittiğinde ne diyeceklerini düşündüm.
" Nerden aldın lan bunu? Parayı bunlara mı harcıyorsun lan sen? "
" Yok vallahi baba abinin biri aldı yemin ederim "
" Yalan söyleme lan abi niye çikolata alsın sana manyak mı bu adam? "
ağlıyordu çocuk.
   İyilik yapayım derken kötülük mü yapmıştım çocuğa? Katıksız bir mal mıydım yoksa? Gözlerim yaşardı, soğuktanmış gibi davrandım.
   Arkadaşlarım geldi sonra. Çocuğa bakmadım tekrar. Yine gözlerim yaşarır diye. O da bana bakmıyordu eminim. Yürüdük.

   Ne kadar zaman önceydi hatırlamıyorum. Yıldız durağının ordaki bi esnaf lokantasına gittik arkadaşımla. Yemeğimizi yerken bir tane yaşlı dede girdi. En az 65 yaşında vardı. Ellerinde tesbih vardı. Tesbih satıyordu herhalde. Neyse oturdu, az çorba, az pilav söyledi. Yemeğini yedi hızlıca, kasaya gitti, parayı ödeyecekti. Kasadaki adam almadı parasını. Gençler ödedi yemeğini bey amca dedi. Adam " allah razı olsun onlardan, sağol evladım hayırlı işler " diyerek dükkandan mutlu mesut ayrıldı. 
   Ama yemeğinin parasını ödeyen kimse yoktu. Dükkan sahibi, adam karşısında mahçup olmasın diye böyle bir şey uydurmuştu. Ağlayacaktım utanmasam, utandım. 
paylaş:

tropico | lana del rey


Geçtiğimiz günlerde Lana Del Rey’in, Tropico isimli kısa filmi yayınlandı. 27 dakika uzunluğundaki film Body Electric, Gods and Monsters ve Bel Air adlı parçalarının da harmanlandığı, Lana Del Rey’i gönlümüzde iyice büyüten bir yapım.

“Elvis is my daddy, Marilyn’s my mother, Jesus is my bestest friend.” Sözlerinden de anlaşılacağı gibi videoda bir adet Elvis, bir adet Marilyn, bir adet de İsa mevcut ve çok daha fazlası.

paylaş:

kate moss yahut playboy 60. yıl özel sayısı

Mert Alaş ve Marcus Piggott’in objektifinden gönül gözümüzü fal taşına döndüren bukle bukle Kate Moss fotoğrafları, Playboy’un 60. yıl özel sayısından internetin orasına burasına savrulmuş durumda. Paylaşmadan geçmeyelim dedik.

Bu kadın gerçek ve bu yüzden dünyanın var olduğuna bir kanıt!










paylaş:

upstream color (2013)

Yönetmen: Shane Carruth
Senaryo: Shane Carruth
Oyuncular: Shane Carruth, Amy Seimetz, Frank Mosley
Tür: Drama | Bilim-kurgu
Yıl: 2013
Süre: 96 dakika
Ülke: ABD
Dil: İngilizce
Upstream Color (2013) on IMDb

Upstream Color, bilim-kurgunun özelliklerini bünyesine katıp farklı türlerle harmanlayan ve Primer’da düşüncelerimize patikalar açan halimizi artık tümüyle kabullenmemizi sağlayan sessiz film ile modern çağın filmleri arasında adeta sıkışıp kalmış lakin kendi ayakları üzerinde sağlam bir şekilde duran, rahatsız edici, müthiş, belki de yılın en iyi filmi.
Dolaylı anlatımının foyasında basit bir konu işleniyor aslında, olayın akışı ve anlatılış biçimi filmi zorlaştıran yanı. Kurgu öyle bir tepside ikram ediliyor ki, içtiğimiz şeyin ne olduğunu anlamak için ağzımızda defalarca döndürmek zorunda kalıyoruz.
Bir solucan, hipnoz olayı ve bir hırsız… Olayın özünde yer alan üçgenin köşeleri, kişi yuttuğu solucanın etkisiyle gerçek dünyadan biraz uzaklaştığında artık çoktan manipüle edilmiş olur. Hırsızın kontrolünden çıktıklarında kişiler, solucanı korumak için kendilerinden bir domuza nakil işlemi gerçekleştirmek için örnekleyici denilen başka birine götürülür. Ardından kişiler, şaftı kaymış hayatlarına geri yollanır.
Olay örgüsünün bu şekilde gelişimi izleyicide kafa karışıklığına neden oluyor fakat bu anlatış biçimine konu olan olay, geride vuku bulan derin duygusal keşfin dikkat dağıtıcısı, susturucusu.


Carruth, noktaları yönetmek ve uygulamak konusunda mükemmelliğe ulaşamasa da film, bilim-kurgu, romantizm ve aile dramı arasında güzel bir sentez oluşturuyor. Primer gibi Upstream Color da yüzeyde neler döndüğünü farklı bakış açısıyla ortaya koyuyor fakat yapbozun birkaç parçasını eksik bırakıyor, bu durum çok da mesele değil aslında, zira özet geçmek ya da tam olarak anlaşılabilmek gibi bir kaygının güdüldüğünü de düşünmek yanlış olur. Neticede duygular daha ilk dakikan beri rahatlıkla benimsenebiliyor.
Filmin güzel yanlarından biri, solucan devrinden sonra kurbanlar arasında yaşanan duygusal bağın oluşumu.


Carruth, tek kişilik bir orkestra gibi… Yaz, yönet, prodüktörlük yap, editörlüğe soyun, bir de oyna… Kolay iş değil! Lakin temelde Seimetz’in bedensel ve yoğun performansı yatıyor.
Hayatının mevcut durumundan iyiden iyiye kafası karışmış bir kadını ikna edici bir şekilde canlandırmak son derece etkileyici olsa da, asıl haz verici nokta, Seimetz’in oyunculuğu ile Carruth’un yönetiminin bir çeşit grotesk sinematik birleşmeyle ortaya çıkmasıyla meydana geliyor. Solucan Kris’in bedeninde büyüyor, Kris yatağın etrafında sürünüyor, uzuvlarını kontrol edemez hale geliyor ve insanlığını, içindeki o şey nedeniyle yitirmeye başlıyor. Vücudunu işgal eden şeye karşı cesaretini topluyor ve ondan kurtulmanın tek yolunun bir bıçak olduğuna kanaat getiriyor. İşte bu imgeler, Kris’i tanımamıza vesile oluyor. Bu tarzda o kadar çok sahne mevcut ki Carruth’un bunları hasbelkader kontrol edebildiği hissine kapılıyoruz. Bu imgeler öyle bir şekilde birikiyor ki katlanılmaz derecede istenmedik bir sona doğru yol alıyor. Yine de film, ana hikâyeden sapmaları ve çıkmazlarıyla o denli kendine has ve eşsiz ki bunca rahatsız ediciliğe değer nitelikte.


Upstream Color, doğası gereği akıcı bir film, Carruth, sinematik ve duyusal olarak açıkçası sınırlarını zorluyor. Film yapımının, ses dizaynından sinematografiye her yönü bir şekilde ön plana çıkarken bitiş cümlesi hiçbir zaman ulaşılabilir olamıyor ve hikaye hiçbir zaman tam verime varma yolunda yeteri kadar mantıklı hale gelmiyor. Bunlar, çok karmaşık ya da birbirinden apayrı gibi gözükse de film kendisi adına, Carruth’un karakterlerinin hissetmesi beklenen o yönünü yitik zaman, aşk ve kontrol nosyonuyla beraber, seyircinin zihninin cevaplardan çok sorularla olduğu bir çeşit bütünlüğü meydana getiriyor. Haliyle çoğu mecrada film, yılın en iyisi ya da en iyileri arasında lanse ediliyor. Haklılar da. 

paylaş:

2013 yılının en yüksek oyunu alan 50 albüm

Yılın sonuna doğru yaklaşırken listeler de patır kütür gelmeye başladı. Her ne kadar yılın en iyiler listesi olmasa da ona yol gösterecek olan bir liste yayınlandı NME tarafından. Yılın en yüksek oylarını alan 50 albüm:
1. Arctic Monkeys - AM
2. Daft Punk - Random Access Memories
3. The Julie Ruin - Run Fast
4. Julia Holter - Loud City Song
5. Speedy Ortiz - Major Arcana
6. Kanye West - Yeezus
7. Jagwar Ma - Howlin
8. Queens of the Stone Age - ...Like Clockwork
9. Laura Marling - Once I Was an Eagle
10. The Child of Lov - The Child of Lov
11. Peace - In Love
12. Merchandise - Totale Nite
13. Iceage - You're Nothing
14. Nick Cave & The Bad Seeds - Push the Sky Away
15. Foals - Holy Fire
16. Night Beds - Country Sleep
17. Torres - Torres
18. Toy - Join the Dots
19. Various Artists - Purple Snow: Forecasting the Minneapolis Sound
20. Destroyer - Five Spanish Songs
21. Logos - Cold Mission
22. Josephine Foster - I'm A Dreamer
23. Cate Le Bon - Mug Museum
24. M.I.A. - Matangi
25. Swearin' - Surfing Strange
26. Empty Pools - Saturn Reruns
27. Young Knives - Sick Octave
28. Los Campesinos! - No Blues
29. Arcade Fire - Reflektor
30. Diane Coffee - My Friend Fish
31. White Denim - Corsicana Lemonade
32. Gesaffelstein - Aleph
33. Omar Souleyman - Wenu Wenu
34. DJ Rashad - Double Cup
35. Ryan Hemsworth - Guilt Trips
36. Future of the Left - How To Stop Your Brain In An Accident
37. Euros Childs - Situation Comedy
38. MØ - Bikini Daze
39. Cults - Static
40. Tim Hecker - Virgins
41. Courtney Barnett - The Double EP: The Sea of Split Peas
42. Fanfarlo - The Sea
43. Luke Temple - Good Mood Fool
44. Danny Brown - OLD
45. Pusha T - My Name Is My Name
46. Anna Calvi - One Breath
47. Daniel Avery - Drone Logic
48. Parquet Courts - Tally All the Things That You Broke
49. Various Artists - Red Hot + Fela

50. Glasser - Interiors
paylaş: