Bilinçaltımda Büyüyen Filize; Beynim Küçük Gelmeye Başladı
Anlamlar karmaşası yaşıyorum. İnandığım tüm gerçeklikler, bütünlüğünü yitirmeye başladı. Parçalanmaya başladı. Un ufak olmak üzere her biri. Doğrular veya yanlışlar birbirine girmiş durumda. Anlam vermek zorlaşır oldu. Bilinçaltım; talan edilmiş bir kütüphane gibi adeta. Kitapların her biri etrafa saçılmış. Bazlarının sayfaları kopmuş, bazıları yırtılmış bazıları ise yakılmış. Yok olmaya yüz tutmuş gibi görünüyor. Yitip gitmeye hazır bir teferruat sanki her bir bilgi. Tarihin tozlu sayfaları arasında kaybolmuş, en can alıcı ayrıntı anlatmak istediklerim. Ama anlatamıyorum. Kelimelere dökmekte zorlanıyorum. Sözcükler yeteri kadar anlam kazandırmıyor hissettiklerime. Belki de hissettiklerimi anlatabilecek sözcükler yer almıyor herhangi bir dilde. Kaybolup gidecek her biri savunmasız bedenimle. Peki, bedenimin içerisindeki “Ben’in” sahip oldukları… Onun anladığı noktalar… Onda var olan hazine. Onlara ne olacak? Bu “Ben”. Etten kemikten öte… Dünyanın varoluşundan önce bir zaman dilimine ait. Herhangi bir kitapta yazılanın, bilimin anlatmaya çalıştıklarının, gözlerin görüp, zihinlerin algıladığının çok ilerisinde. Çok büyük adamların dahi algılayamadığı o yapı. Onda ki gerçeklikler ne olacak? Nereye kaybolacak? Doğa; -kendisinin var ettiği bu bedeni- her ne kadar ona birçok zarar vermiş olsa da, her ne kadar anlatmaya çalıştıklarını reddetmiş olsa da, her ne kadar kendisini onun efendisi olarak görmüş olsa da tekrar içine alacak. Tekrar başka bedenleri dünyaya getirebilmenin zeminini hazırlayacak. Peki, içimdeki beni ne yapacak? Bir ağaç kesildiğinde, o ağacın içerisinde var olan “Ben’i” ne yapıyorsa onu yapacak sanırım. Küçük bir kuş öldüğünde o kuşun “Ben’i” nereye uçuyorsa, oraya uçacak sanırım. Ölen babaannenin “Ben’i” nerelerde hikâye anlatıyorsa oralara doğru koşacak anladığım kadarıyla.
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=1291049117750&set=a.1291047557711.44922.1275917344&type=1&theater
YanıtlaSil