Alexsandro Palombo’nun hayata geçirdiği enteresan bir
çalışma, Helmut Newton’un fotoğraflarından esinlenilerek Marge Simpson bu
fotoğrafları canlandırsa nasıl olur diye düşünülmüş ve ortaya bunlar çıkmış. Marge Simpson, üzerindeki gündelik kıyafetini çıkarıp femme fatal nasıl olunur, bizlere gösteriyor.
Dijital Tanrı ve Mesih
yazan: vakamijin
tarih: 12/30/2013 11:13:00 ÖS
etiket: aklımda deli sorular, Kader, mesih, Tanrı, vakamijin, yazılar
yorum:
Hiç yorum yok
Neresi olduğunu bilmediğim bir yerdeyim. Koşuyorum. Nereden, nasıl geldiğimi hatırlamıyorum. Tek bildiğim koşuyor olduğum. Soluklanmak için duruyorum. Çevreme bakıyorum, herhangi bir canlıdan eser yok. Binalar yıllardır terk edilmiş gibi. Şehrin tam ortasında kocaman, göklere uzanan bir bina var ve tek terk edilmemiş bina bu gibi. Binaya doğru yürüyorum. Kapısına geldiğimde dokunmatik bir ekran karşıma çıkıyor ve beni taramaya başlıyor. Tarama bittikten sonra "giriş reddedildi" yazısı çıkıyor. Kırılabilecek bir kapı ya da benzeri bir şey yok. Sağ alt tarafta eski moda bir kapı açılıyor. Kapıdan içeri girip önüme çıkan merdivenlerden yukarı çıkıyorum. Yorulana kadar çıkıyorum.Karşıma tekrar dokunmatik ekran çıkıyor. "İzinsiz giriş" yazısı çıkıyor ve alarm çalmaya başlıyor. Tam o anda birisi geliyor ve dokunmatik ekranı devre dışı bırakıp alarmı kapatıyor. " Hoşgeldin, biz de seni bekliyorduk " diyor. Beni takip et manasında el işareti yapıp yürümeye başlıyor. Adamı takip ediyorum, bir odaya giriyoruz.Monitörlerde binlerce, uyuyan insan görünüyor.Adam;
"Aklındaki tüm soruları cevaplayacağım, merak etme " diyor ve anlatmaya başlıyor.
"Dünya, gördüğün üzere yaşamının sonuna geldi. Nüfus 3200 yılında 250 milyara ulaştı ve Dünyadaki tüm kaynaklar tükenme seviyesine geldi. Savaşlar çıkardık, etkili olmadı. Kimyasal silahlar denedik, işe yaramadı.Bilinçli olarak nükleer santral patlattık, nükleer bombalar attık nüfus yine de istediğimiz seviyeye inmedi. Dünya tükenmeye devam etti.
Bu tüketimi durdurmak için tüm dünya liderleri bir karar aldık. Yeni geliştirdiğimiz teknoloji ile insanları uyutacak ve zihinlerinin canlı kalmasını sağlamak için hayat boyu sürecek, kendi yarattığımız ve kontrol edebildiğimiz rüyalar görmelerini sağlayacaktık. Uyuyan insan minimum ihtiyaçla yaşayacak ve Dünya'nın kendi kendini yenilemesini umacaktık.
İnsanlar, şehir içme suyu şebekesine katılan uyku ilacıyla uyutulup merkezlere getirildi. Merkezlerde bilim adamları onları bu makinelere bağlayıp yarattığımız rüya evreninde yaşamalarını sağladı. Rüyalarda rüyayı gören dışında her şeyi kontrol edebiliyoruz.
Bak mesela; bu, rüyasında Afrika'da bir çocuk. Sefillik çekiyor ve muhtemelen yakında ölecek"
"Rüyada ölen insana ne oluyor?" diye soruyorum hızlıca. Anlattıklarını aklım almıyor gerçekten. Bunun bir rüya olduğuna inanmaya başlıyorum
" Rüyada ölürse başka bir rüyaya sokuyoruz "
" Neden rüyada sefillik çekiyor? Bu bir rüyaysa neden uçan insanlar veya ütopik bir dünya yaratmadınız?
" Eğer, gerçeklerden çok uzak bir rüyada uzun süre kalırsan rüya olduğunun farkına varırsın ve bu, bizim istemediğimiz bir şey. Bu yüzden gerçek dünyaya benzer bir dünya yaratmaya çalıştık."
" Anlıyorum " diye cevap veriyorum. Bir kelimesini bile anlamıyorum.
" Bak bu da Tanrı Afrika'daki çocuklara neden yardım etmiyor " diye soran 16 yaşında bir genç " diyor ve gülüyor. " Edeyim mi? " diye devam ediyor gülerek.
" Tanrı olduğunu mu sanıyorsun? "
" Hayır, onlar tanrı olduğumu sanıyorlar. Bana dua ediyorlar. Bazılarının bana olan inancını tazelemek için dualarının gerçekleşmesini sağlıyorum "
" Peki onların neler yapacağını kontrol edebiliyor musun Tanrı ?! " diye alaycı bir şekilde soruyorum.
" Dediğim gibi, sadece değişkenleri kontrol edebiliyorum. Onların ne yapacağı sadece onların elinde. Ben onlara milyarlarca kombinasyondan oluşturduğumuz yolları sunuyorum, hangi yolu seçeceklerine onlar karar veriyorlar. Kader diyorlar buna da.
" Hiçbir şey anlamıyorum, bilmek de istemiyorum. Bilmek istediğim tek şey neden burda olduğum. "
" Bizden nesiller önceki bilim adamları zaman makinesini icat ettiler. Biz de onu senin zamanının geçmişine gönderip geçmişten geleceğe yolculuk edecek ilk insanı beklemeye başladık. Sen de o makineden geçip buraya gönderilen seçilmiş kişisin. Ama görünen o ki hafızanı kaybetmişsin yolculuk sırasında. "
" İyi de neden? "
" Geleceği görüp geçmiştekilere mesaj vermen için. Dünyayı daha dikkatli kullanıp bu geleceği önlemek için. Bir çeşit Mesih gibi. Ben Tanrıyım, sen de de benin Mesihimsin. "
" Bu geleceği yok ettiğimde zaman makinası da icad olmuş olmayacak "
" Öyle bir paradoks var evet. Ama olan olmuştur, geri alınamaz.Zaman makinesinin icad olmamasının yarattığı hiçlik, herhangi bir değişkene etki edemez. Anlayacağın şekilde söylersem, gelecekte olmayacak olan, geçmişte olmuş olan şeye etki edemez.
" Bana inanmazlar insanlar. Hem artık Din diye bir şey kalmadı. Nasıl ikna edeceğim, bana deli diyecekler. "
" Seni bugünün teknolojisiyle donatacağız. Şu an zamana bile etki edebilen buluşlar var ve bunlarla onları etkileyeceksin. Bir nevi Mucize. "
Hiçbir şey anlamıyorum, düşünemiyorum. Kendimi tanrının kollarına bırakıyorum.
" Şimdi seni bu makineye bağlayıp 2013 yılı geçmişine göndereceğiz. "
Gerçekten 2013 yılındayım. Demek ki söyledikleri doğruydu. Ben artık Mesihim.
...........
" Son zamanlarda bu tip kaçaklar artmaya başladı. Güvenlik önlemlerimizi arttırmamız lazım. Kendi ayaklarıyla bize gelmiş olmasa büyük sorun olacaktı."
" Yıllardır rüyada olmak beynini pelteye çevirmiş, düşünemiyordu bile. Baksana geçmişe gittiğini sanıyordu. "
" Yazık, gerçekten inandı Mesih olduğuna "
"Aklındaki tüm soruları cevaplayacağım, merak etme " diyor ve anlatmaya başlıyor.
"Dünya, gördüğün üzere yaşamının sonuna geldi. Nüfus 3200 yılında 250 milyara ulaştı ve Dünyadaki tüm kaynaklar tükenme seviyesine geldi. Savaşlar çıkardık, etkili olmadı. Kimyasal silahlar denedik, işe yaramadı.Bilinçli olarak nükleer santral patlattık, nükleer bombalar attık nüfus yine de istediğimiz seviyeye inmedi. Dünya tükenmeye devam etti.
Bu tüketimi durdurmak için tüm dünya liderleri bir karar aldık. Yeni geliştirdiğimiz teknoloji ile insanları uyutacak ve zihinlerinin canlı kalmasını sağlamak için hayat boyu sürecek, kendi yarattığımız ve kontrol edebildiğimiz rüyalar görmelerini sağlayacaktık. Uyuyan insan minimum ihtiyaçla yaşayacak ve Dünya'nın kendi kendini yenilemesini umacaktık.
İnsanlar, şehir içme suyu şebekesine katılan uyku ilacıyla uyutulup merkezlere getirildi. Merkezlerde bilim adamları onları bu makinelere bağlayıp yarattığımız rüya evreninde yaşamalarını sağladı. Rüyalarda rüyayı gören dışında her şeyi kontrol edebiliyoruz.
Bak mesela; bu, rüyasında Afrika'da bir çocuk. Sefillik çekiyor ve muhtemelen yakında ölecek"
"Rüyada ölen insana ne oluyor?" diye soruyorum hızlıca. Anlattıklarını aklım almıyor gerçekten. Bunun bir rüya olduğuna inanmaya başlıyorum
" Rüyada ölürse başka bir rüyaya sokuyoruz "
" Neden rüyada sefillik çekiyor? Bu bir rüyaysa neden uçan insanlar veya ütopik bir dünya yaratmadınız?
" Eğer, gerçeklerden çok uzak bir rüyada uzun süre kalırsan rüya olduğunun farkına varırsın ve bu, bizim istemediğimiz bir şey. Bu yüzden gerçek dünyaya benzer bir dünya yaratmaya çalıştık."
" Anlıyorum " diye cevap veriyorum. Bir kelimesini bile anlamıyorum.
" Bak bu da Tanrı Afrika'daki çocuklara neden yardım etmiyor " diye soran 16 yaşında bir genç " diyor ve gülüyor. " Edeyim mi? " diye devam ediyor gülerek.
" Tanrı olduğunu mu sanıyorsun? "
" Hayır, onlar tanrı olduğumu sanıyorlar. Bana dua ediyorlar. Bazılarının bana olan inancını tazelemek için dualarının gerçekleşmesini sağlıyorum "
" Peki onların neler yapacağını kontrol edebiliyor musun Tanrı ?! " diye alaycı bir şekilde soruyorum.
" Dediğim gibi, sadece değişkenleri kontrol edebiliyorum. Onların ne yapacağı sadece onların elinde. Ben onlara milyarlarca kombinasyondan oluşturduğumuz yolları sunuyorum, hangi yolu seçeceklerine onlar karar veriyorlar. Kader diyorlar buna da.
" Hiçbir şey anlamıyorum, bilmek de istemiyorum. Bilmek istediğim tek şey neden burda olduğum. "
" Bizden nesiller önceki bilim adamları zaman makinesini icat ettiler. Biz de onu senin zamanının geçmişine gönderip geçmişten geleceğe yolculuk edecek ilk insanı beklemeye başladık. Sen de o makineden geçip buraya gönderilen seçilmiş kişisin. Ama görünen o ki hafızanı kaybetmişsin yolculuk sırasında. "
" İyi de neden? "
" Geleceği görüp geçmiştekilere mesaj vermen için. Dünyayı daha dikkatli kullanıp bu geleceği önlemek için. Bir çeşit Mesih gibi. Ben Tanrıyım, sen de de benin Mesihimsin. "
" Bu geleceği yok ettiğimde zaman makinası da icad olmuş olmayacak "
" Öyle bir paradoks var evet. Ama olan olmuştur, geri alınamaz.Zaman makinesinin icad olmamasının yarattığı hiçlik, herhangi bir değişkene etki edemez. Anlayacağın şekilde söylersem, gelecekte olmayacak olan, geçmişte olmuş olan şeye etki edemez.
" Bana inanmazlar insanlar. Hem artık Din diye bir şey kalmadı. Nasıl ikna edeceğim, bana deli diyecekler. "
" Seni bugünün teknolojisiyle donatacağız. Şu an zamana bile etki edebilen buluşlar var ve bunlarla onları etkileyeceksin. Bir nevi Mucize. "
Hiçbir şey anlamıyorum, düşünemiyorum. Kendimi tanrının kollarına bırakıyorum.
" Şimdi seni bu makineye bağlayıp 2013 yılı geçmişine göndereceğiz. "
Gerçekten 2013 yılındayım. Demek ki söyledikleri doğruydu. Ben artık Mesihim.
...........
" Son zamanlarda bu tip kaçaklar artmaya başladı. Güvenlik önlemlerimizi arttırmamız lazım. Kendi ayaklarıyla bize gelmiş olmasa büyük sorun olacaktı."
" Yıllardır rüyada olmak beynini pelteye çevirmiş, düşünemiyordu bile. Baksana geçmişe gittiğini sanıyordu. "
" Yazık, gerçekten inandı Mesih olduğuna "
çekirdek aileden film sahneleri
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 12/25/2013 09:41:00 ÖS
etiket: cardboard box office, film sahneleri, sanat
yorum:
Hiç yorum yok
Cardboard Box Office muhakkak herkesin takip etmeye
bayılacağı bir site. Hafta sonlarını eğlenceli hale getirmek için evdeki
oyuncak, gündelik kıyafet ve eşyalar ile bebeklerini de kullanarak bilindik
filmleri yeniden canlandırıyor çekirdek ailemiz. Ortaya muhteşem işler çıkıyor.
Alien
Apollo 13
Die Hard
The Good, The Bad, The Ugly
Home Alone
Jaws
The Life Aquatic With Steve Zissou
Star Wars
kötü noel babalar
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 12/25/2013 09:19:00 ÖS
etiket: haber, kötü noel babalar, noel, noel baba, video
yorum:
Hiç yorum yok
İstanbul Şirinevler’deki bir mahallenin muhtarı bizim
gelenek ve göreneklerimize karşı diyerek Noel babalara yasak getirmiş. Neresinden
baksak, haklı mı haksız mı? Tüm Noel babaların çok da iyi oldukları söylenemez.
İşte filmlerden kötü Noel babalar.
Bad Santa (Terry Zwigoff, 2003)
Christmas Evil (aka You Better Watch Out) (Lewis
Jackson, 1980)
Friday After Next (Marcus Raboy, 2002)
Jacob’s Ladder (Adrian Lyne, 1990)
Jingle All the Way (Brian Levant, 1996)
Miracle on 34th Street (George Seaton, 1947)
Rare Exports: A Christmas Tale (Jalmari Helander, 2010)
The Ref (Ted Demme, 1994)
Santa’s Slay (David Steiman, 2004)
Silent Night, Deadly Night (Charles E. Sellier, Jr.,
1984)
Silent Night, Deadly Night Part 2 (Lee Harry, 1987)
Sint (Dick Maas, 2010)
Trading Places (John Landis, 1983)
A Very Harold & Kumar 3D Christmas (Todd
Strauss-Schulson, 2011)
tim burton'ın elinden doctor who çizimleri
yazan: titiemre
tarih: 12/18/2013 04:46:00 ÖS
etiket: çizim, doctor who, doctor who 50. yıl, micheal kenny, sanat, tim burton
yorum:
2 yorum
50. yıl
kutlamalarında hakkında birçok şey üretilen Doctor Who’nun gün geçtikçe daha da
çok ürünü ortaya çıkıyor… Kabul ediyoruz, biz sizi gandırdık. Çizimleri yapan
Micheal Kenny isimli bir sanatçı aslında. Fakat Tim Burton misali yaptığı bu çizimleri
biz söylemeseydik bizce kimse bu durumu anlamazdı. Bu arada kalemsuare’nin o
seviyeli konuşması nerede diye merak eden değerli okurlarımız, tunalizade’nin ev
işlerine girdiği şu günlerde birkaç atraksiyona girelim dedik, merak etmeyin her
şeyi ben üstleniyorum. Micheal Kenny'nin Tim Burton misali doctor who çizimleri,
christopher nolan yeni filmi interstellar'dan ilk fragman
yazan: titiemre
tarih: 12/16/2013 03:39:00 ÖS
etiket: anne hataway, casey affleck, christopher nolan, fragman, haber, interstellar, jonathan nolan, kip thorne, micheal caine
yorum:
Hiç yorum yok
7 Kasım 2014’te vizyona girecek olan
Christopher Nolan’ın yeni filminden ilk fragman yayınlandı. Oyuncu kadrosuyla
da oldukça dikkat çeken interstellar, konusu bakımıyla ve tabii ki Nolan ile
birlikte seyircisini çoktan heyecanlandırmış vaziyette. Zamanda yolculuk, boyutlar arası geçiş, karadelikler bizi doyurucu bir filmin beklediğinin göstergesi. Bunun yanı sıra kardeşi Jonathan Nolan ve fizikçi Kip Thorne'nin ve aynı zamanda Christopher Nolan'ın senarist olduğu interstellar, hakkında uzun uzadıya konuşulacak bir film gibi duruyor.
Bilinçaltımda Büyüyen Filize; Beynim Küçük Gelmeye Başladı
Anlamlar karmaşası yaşıyorum. İnandığım tüm gerçeklikler, bütünlüğünü yitirmeye başladı. Parçalanmaya başladı. Un ufak olmak üzere her biri. Doğrular veya yanlışlar birbirine girmiş durumda. Anlam vermek zorlaşır oldu. Bilinçaltım; talan edilmiş bir kütüphane gibi adeta. Kitapların her biri etrafa saçılmış. Bazlarının sayfaları kopmuş, bazıları yırtılmış bazıları ise yakılmış. Yok olmaya yüz tutmuş gibi görünüyor. Yitip gitmeye hazır bir teferruat sanki her bir bilgi. Tarihin tozlu sayfaları arasında kaybolmuş, en can alıcı ayrıntı anlatmak istediklerim. Ama anlatamıyorum. Kelimelere dökmekte zorlanıyorum. Sözcükler yeteri kadar anlam kazandırmıyor hissettiklerime. Belki de hissettiklerimi anlatabilecek sözcükler yer almıyor herhangi bir dilde. Kaybolup gidecek her biri savunmasız bedenimle. Peki, bedenimin içerisindeki “Ben’in” sahip oldukları… Onun anladığı noktalar… Onda var olan hazine. Onlara ne olacak? Bu “Ben”. Etten kemikten öte… Dünyanın varoluşundan önce bir zaman dilimine ait. Herhangi bir kitapta yazılanın, bilimin anlatmaya çalıştıklarının, gözlerin görüp, zihinlerin algıladığının çok ilerisinde. Çok büyük adamların dahi algılayamadığı o yapı. Onda ki gerçeklikler ne olacak? Nereye kaybolacak? Doğa; -kendisinin var ettiği bu bedeni- her ne kadar ona birçok zarar vermiş olsa da, her ne kadar anlatmaya çalıştıklarını reddetmiş olsa da, her ne kadar kendisini onun efendisi olarak görmüş olsa da tekrar içine alacak. Tekrar başka bedenleri dünyaya getirebilmenin zeminini hazırlayacak. Peki, içimdeki beni ne yapacak? Bir ağaç kesildiğinde, o ağacın içerisinde var olan “Ben’i” ne yapıyorsa onu yapacak sanırım. Küçük bir kuş öldüğünde o kuşun “Ben’i” nereye uçuyorsa, oraya uçacak sanırım. Ölen babaannenin “Ben’i” nerelerde hikâye anlatıyorsa oralara doğru koşacak anladığım kadarıyla.
olivier valsecchi
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 12/14/2013 10:22:00 ÖS
etiket: çıplaklık, olivier valsecchi, sanat
yorum:
Hiç yorum yok
Çıplaklık Olivier Valsecchi’nin elinden farklı bir
boyut kazanıyor. Şayet deliyseniz mürekkep lekesi testine tabi tutulduğunuzu
düşünün, ne görüyorsunuz? Deli değilseniz, bakıp geçebilirsiniz.
71. altın küre adayları
yazan: titiemre
tarih: 12/13/2013 01:58:00 ÖÖ
etiket: 12 years a slave, adaylar, american hustle, golden globe, golden globe awards, haber
yorum:
Hiç yorum yok
Bu sene 71. si düzenlenecek olan Altın Küre’nin
adayları açıklandı. Golden Globe’nin adaylarının en dikkat çekenleri ise Steve
McQueen imzalı 12 Years A Slave ve oyuncu kadrosuyla oldukça dikkat çeken
American Hustle oldu. İki filmin toplamda 7 dalda adaylığı bulunmakta. 12 Ocak’ta
düzenlenecek olan ödül töreninde ayrıca Woody Allen’ın özel Cecil B. DeMille
ödülüyle onurlandıracak. Adaylar ise şu şekilde:
En İyi Film (Drama)
12
Years a Slave
Captain Phillips
Gravity
Philomena
Rush
Captain Phillips
Gravity
Philomena
Rush
En İyi Film (Komedi / Müzikal)
American
Hustle
Her
Inside Llewyn Davis
Nebraska
The Wolf of Wall Street
Her
Inside Llewyn Davis
Nebraska
The Wolf of Wall Street
En İyi Yönetmen
Alfonso
Cuaron / Gravity
Paul Greengrass / Captain Phillips
Steve McQueen / 12 Years a Slave
Alexander Payne / Nebraska
David O. Russell / American Hustle
Paul Greengrass / Captain Phillips
Steve McQueen / 12 Years a Slave
Alexander Payne / Nebraska
David O. Russell / American Hustle
En İyi Erkek Oyuncu (Drama)
Chiwetel
Ejiofor / 12 Years a Slave
Idris Elba / Mandela: Long Walk to Freedom
Tom Hanks / Captain Phillips
Matthew McConaughey / Dallas Buyers Club
Robert Redford / All Is Lost
Idris Elba / Mandela: Long Walk to Freedom
Tom Hanks / Captain Phillips
Matthew McConaughey / Dallas Buyers Club
Robert Redford / All Is Lost
En İyi Kadın Oyuncu (Drama)
Cate
Blanchett / Blue Jasmine
Sandra Bullock / Gravity
Judi Dench / Philomena
Emma Thompson / Saving Mr. Banks
Kate Winslet / Labor Day
Sandra Bullock / Gravity
Judi Dench / Philomena
Emma Thompson / Saving Mr. Banks
Kate Winslet / Labor Day
En İyi Erkek Oyuncu (Komedi / Müzikal)
Christian
Bale / American Hustle
Bruce Dern / Nebraska
Leonardo DiCaprio / The Wolf of Wall Street
Oscar Isaac / Inside Llewyn Davis
Joaquin Phoenix / Her
Bruce Dern / Nebraska
Leonardo DiCaprio / The Wolf of Wall Street
Oscar Isaac / Inside Llewyn Davis
Joaquin Phoenix / Her
En İyi Kadın Oyuncu (Komedi / Müzikal)
Amy
Adams / American Hustle
Julie Delpy / Before Midnight
Greta Gerwig / Frances Ha
Julia Louis-Dreyfus / Enough Said
Meryl Streep / August: Osage County
Julie Delpy / Before Midnight
Greta Gerwig / Frances Ha
Julia Louis-Dreyfus / Enough Said
Meryl Streep / August: Osage County
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
Barkhad
Abdi / Captain Phillips
Daniel Brühl / Rush
Bradley Cooper / American Hustle
Michael Fassbender / 12 Years a Slave
Jared Leto / Dallas Buyers Club
Daniel Brühl / Rush
Bradley Cooper / American Hustle
Michael Fassbender / 12 Years a Slave
Jared Leto / Dallas Buyers Club
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
Sally
Hawkins / Blue Jasmine
Jennifer Lawrence / American Hustle
Lupita Nyong’o / 12 Years a Slave
Julia Roberts / August: Osage County
June Squibb / Nebraska
Jennifer Lawrence / American Hustle
Lupita Nyong’o / 12 Years a Slave
Julia Roberts / August: Osage County
June Squibb / Nebraska
En İyi Senaryo
12
Years a Slave / John Ridley
American Hustle / David O. Russell ve Eric Singer
Her / Spike Jonze
Philomena / Steve Coogan ve John Pope
Nebraska / Bob Nelson
American Hustle / David O. Russell ve Eric Singer
Her / Spike Jonze
Philomena / Steve Coogan ve John Pope
Nebraska / Bob Nelson
En İyi Müzik
12
Years a Slave / Hans Zimmer
All Is Lost / Alexander Ebert
The Book Thief / John Williams
Gravity / Steven Price
Mandela: Long Walk to Freedom / Alex Heffes
All Is Lost / Alexander Ebert
The Book Thief / John Williams
Gravity / Steven Price
Mandela: Long Walk to Freedom / Alex Heffes
En İyi Özgün Şarkı
Atlas
/ The Hunger Games: Catching Fire
Let It Go / Frozen
Ordinary Love / Mandela: Long Walk to Freedom
Please, Mr. Kennedy / Inside Llewyn Davis
Sweeter Than Fiction / One Chance
Let It Go / Frozen
Ordinary Love / Mandela: Long Walk to Freedom
Please, Mr. Kennedy / Inside Llewyn Davis
Sweeter Than Fiction / One Chance
Yabancı Dilde En İyi Film
Blue
Is the Warmest Color (Fransa)
The Great Beauty (İtalya)
The Hunt (Danimarka)
The Past (İran)
The Wind Rises (Japonya)
The Great Beauty (İtalya)
The Hunt (Danimarka)
The Past (İran)
The Wind Rises (Japonya)
En İyi Animasyon
The
Croods
Despicable Me 2
Frozen
Despicable Me 2
Frozen
TV Ödülleri
En İyi Dizi (Drama)
Breaking Bad
Downton Abbey
The Good Wife
House of Cards
Masters of Sex
Breaking Bad
Downton Abbey
The Good Wife
House of Cards
Masters of Sex
En İyi Dizi (Komedi)
The Big Bang Theory
Brooklyn Nine-Nine
Girls
Modern Family
Parks and Recreation
En İyi Mini Dizi / TV Filmi
American
Horror Story: Coven
Behind the Candelabra
Dancing on the Edge
Top of the Lake
The White Queen
Behind the Candelabra
Dancing on the Edge
Top of the Lake
The White Queen
En İyi Erkek Oyuncu (Drama)
Bryan
Cranston / Breaking Bad
Liev Schreiber / Ray Donovan
Michael Sheen / Masters of Sex
Kevin Spacey / House of Cards
James Spader / The Blacklist
Liev Schreiber / Ray Donovan
Michael Sheen / Masters of Sex
Kevin Spacey / House of Cards
James Spader / The Blacklist
En İyi Kadın Oyuncu (Drama)
Julianna
Margulies / The Good Wife
Tatiana Maslany / Orphan Black
Taylor Schilling / Orange Is the New Black
Kerry Washington / Scandal
Robin Wright / House of Cards
Tatiana Maslany / Orphan Black
Taylor Schilling / Orange Is the New Black
Kerry Washington / Scandal
Robin Wright / House of Cards
En İyi Erkek Oyuncu (Komedi)
Jason
Bateman / Arrested Development
Don Cheadle / House of Lies
Michael J. Fox / The Michael J. Fox Show
Jim Parsons / The Big Bang Theory
Andy Samberg / Brooklyn Nine-Nine
Don Cheadle / House of Lies
Michael J. Fox / The Michael J. Fox Show
Jim Parsons / The Big Bang Theory
Andy Samberg / Brooklyn Nine-Nine
En İyi Kadın Oyuncu (Komedi)
Zooey
Deschanel / New Girl
Lena Dunham / Girls
Edie Falco / Nurse Jackie
Julia Louis-Dreyfus / Veep
Amy Poehler / Parks and Recreation
Lena Dunham / Girls
Edie Falco / Nurse Jackie
Julia Louis-Dreyfus / Veep
Amy Poehler / Parks and Recreation
En İyi Erkek Oyuncu (Mini Dizi / TV Filmi)
Matt
Damon / Behind the Candelabra
Michael Douglas / Behind the Candelabra
Chiwetel Ejiofor / Dancing on the Edge
Idris Elba / Luther
Al Pacino / Phil Spector
Michael Douglas / Behind the Candelabra
Chiwetel Ejiofor / Dancing on the Edge
Idris Elba / Luther
Al Pacino / Phil Spector
En İyi Kadın Oyuncu (Mini Dizi / TV Filmi)
Helena
Bonham Carter / Burton and Taylor
Rebecca Ferguson / The White Queen
Jessica Lange / American Horror Story: Coven
Helen Mirren / Phil Spector
Elisabeth Moss / Top of the Lake
Rebecca Ferguson / The White Queen
Jessica Lange / American Horror Story: Coven
Helen Mirren / Phil Spector
Elisabeth Moss / Top of the Lake
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
Josh
Charles / The Good Wife
Rob Lowe / Behind the Candelabra
Aaron Paul / Breaking Bad
Corey Stoll / House of Cards
Jon Voight / Ray Donovan
Rob Lowe / Behind the Candelabra
Aaron Paul / Breaking Bad
Corey Stoll / House of Cards
Jon Voight / Ray Donovan
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu
Jacqueline
Bisset / Dancing on the Edge
Janet McTeer / The White Queen
Hayden Panettiere / Nashville
Monica Potter / Parenthood
Sofia Vergara / Modern Family
Janet McTeer / The White Queen
Hayden Panettiere / Nashville
Monica Potter / Parenthood
Sofia Vergara / Modern Family
2013 yılının en abartılmış 10 albümü
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 12/11/2013 11:05:00 ÖS
etiket: 2013 yılının en abartılmış 10 albümü, albüm, liste
yorum:
2 yorum
Yılın sonu yaklaştıkça dergilerde, bloglarda yılın
enleri yavaş yavaş paylaşılmaya başlandı. Flaworwire’da yayınlanan liste de tam
paylaşmalık olmuş. yılın en çok abartılmış albümleri karşınızda, -itiraf edin
abarttık-
Gözlerim Doluyor Bazen Soğuktan Olsa Gerek
yazan: vakamijin
tarih: 12/09/2013 01:52:00 ÖÖ
etiket: soğuk, sokak çocukları, vakamijin, yazılar
yorum:
Hiç yorum yok
2 sene önceydi sanırım. Eskişehirde çarşıda tramvaydan indim arkadaşlarımı bekliyordum. Hava kaban giymeyi gerektirecek kadar soğuktu. Karşıda bir giyim mağzasının önünde bir çocuk gördüm. Üstünde yeşil eski yırtık bi hırka vardı. En fazla 10 yaşındaydı. Çoraplarını pijamasının içine soktuğu pantolonun altındaki kabarıklıktan belliydi. Önünde eski bir baskül vardı. İnsanlara " tartıyım mı abi? " diyordu. Soğuktan ya da utançtan olsa gerek sesi çıkmıyordu doğru düzgün.
Gidip sıcak bi çorba alayım çocuğa dedim. Bardakta çorba satan bi yer yoktu, restorana girip çorba paket ettirecek kadar da vaktim yoktu. Yetişecek işlerim vardı çünkü dünyayı kurtaracaktım(!)
Dükkanın birine girdim neyi sevdiğini bilmiyordum ama her çocuk çikolata sever diyip bir tane ülker çikolatalı gofret aldım, çocuğun yanına gittim. Bir şey demeden uzattım gofreti. O da bir şey demeden aldı. Arkadaşlarımı beklediğim yere döndüm. Çocuk çikolatayı cebine sıkıştırıyordu. Yemedi.
Kardeşine mi götürecekti yoksa birileri izliyordur diye mi düşündü bilmiyorum. Sonra çikolatayla eve gittiğinde ne diyeceklerini düşündüm.
" Nerden aldın lan bunu? Parayı bunlara mı harcıyorsun lan sen? "
" Yok vallahi baba abinin biri aldı yemin ederim "
" Yalan söyleme lan abi niye çikolata alsın sana manyak mı bu adam? "
ağlıyordu çocuk.
İyilik yapayım derken kötülük mü yapmıştım çocuğa? Katıksız bir mal mıydım yoksa? Gözlerim yaşardı, soğuktanmış gibi davrandım.
Arkadaşlarım geldi sonra. Çocuğa bakmadım tekrar. Yine gözlerim yaşarır diye. O da bana bakmıyordu eminim. Yürüdük.
Ne kadar zaman önceydi hatırlamıyorum. Yıldız durağının ordaki bi esnaf lokantasına gittik arkadaşımla. Yemeğimizi yerken bir tane yaşlı dede girdi. En az 65 yaşında vardı. Ellerinde tesbih vardı. Tesbih satıyordu herhalde. Neyse oturdu, az çorba, az pilav söyledi. Yemeğini yedi hızlıca, kasaya gitti, parayı ödeyecekti. Kasadaki adam almadı parasını. Gençler ödedi yemeğini bey amca dedi. Adam " allah razı olsun onlardan, sağol evladım hayırlı işler " diyerek dükkandan mutlu mesut ayrıldı.
Ama yemeğinin parasını ödeyen kimse yoktu. Dükkan sahibi, adam karşısında mahçup olmasın diye böyle bir şey uydurmuştu. Ağlayacaktım utanmasam, utandım.
Gidip sıcak bi çorba alayım çocuğa dedim. Bardakta çorba satan bi yer yoktu, restorana girip çorba paket ettirecek kadar da vaktim yoktu. Yetişecek işlerim vardı çünkü dünyayı kurtaracaktım(!)
Dükkanın birine girdim neyi sevdiğini bilmiyordum ama her çocuk çikolata sever diyip bir tane ülker çikolatalı gofret aldım, çocuğun yanına gittim. Bir şey demeden uzattım gofreti. O da bir şey demeden aldı. Arkadaşlarımı beklediğim yere döndüm. Çocuk çikolatayı cebine sıkıştırıyordu. Yemedi.
Kardeşine mi götürecekti yoksa birileri izliyordur diye mi düşündü bilmiyorum. Sonra çikolatayla eve gittiğinde ne diyeceklerini düşündüm.
" Nerden aldın lan bunu? Parayı bunlara mı harcıyorsun lan sen? "
" Yok vallahi baba abinin biri aldı yemin ederim "
" Yalan söyleme lan abi niye çikolata alsın sana manyak mı bu adam? "
ağlıyordu çocuk.
İyilik yapayım derken kötülük mü yapmıştım çocuğa? Katıksız bir mal mıydım yoksa? Gözlerim yaşardı, soğuktanmış gibi davrandım.
Arkadaşlarım geldi sonra. Çocuğa bakmadım tekrar. Yine gözlerim yaşarır diye. O da bana bakmıyordu eminim. Yürüdük.
Ne kadar zaman önceydi hatırlamıyorum. Yıldız durağının ordaki bi esnaf lokantasına gittik arkadaşımla. Yemeğimizi yerken bir tane yaşlı dede girdi. En az 65 yaşında vardı. Ellerinde tesbih vardı. Tesbih satıyordu herhalde. Neyse oturdu, az çorba, az pilav söyledi. Yemeğini yedi hızlıca, kasaya gitti, parayı ödeyecekti. Kasadaki adam almadı parasını. Gençler ödedi yemeğini bey amca dedi. Adam " allah razı olsun onlardan, sağol evladım hayırlı işler " diyerek dükkandan mutlu mesut ayrıldı.
Ama yemeğinin parasını ödeyen kimse yoktu. Dükkan sahibi, adam karşısında mahçup olmasın diye böyle bir şey uydurmuştu. Ağlayacaktım utanmasam, utandım.
tropico | lana del rey
yazan: tunalızade gürkan efendi
tarih: 12/08/2013 09:11:00 ÖS
etiket: kısa film, lana del rey, tropico
yorum:
Hiç yorum yok
Geçtiğimiz günlerde Lana Del Rey’in, Tropico isimli
kısa filmi yayınlandı. 27 dakika uzunluğundaki film Body Electric, Gods and
Monsters ve Bel Air adlı parçalarının da harmanlandığı, Lana Del Rey’i
gönlümüzde iyice büyüten bir yapım.
“Elvis is my daddy, Marilyn’s my mother, Jesus is my
bestest friend.” Sözlerinden de anlaşılacağı gibi videoda bir adet Elvis, bir
adet Marilyn, bir adet de İsa mevcut ve çok daha fazlası.