en iyi 100 korku filmi | rotten tomatoes


Sıra
Tomatometer
Film Adı
1.
100%
2.
100%
3.
100%
4.
100%
5.
100%
6.
100%
7.
100%
8.
100%
9.
100%
10.
100%
11.
100%
12.
100%
13.
99%
14.
98%
15.
98%
16.
98%
17.
98%
18.
98%
19.
97%
20.
97%
21.
97%
22.
96%
23.
96%
24.
96%
25.
96%
26.
96%
27.
96%
28.
96%
29.
96%
30.
95%
31.
95%
32.
95%
33.
95%
34.
95%
35.
95%
36.
95%
37.
94%
38.
94%
39.
94%
40.
94%
41.
94%
42.
94%
43.
94%
44.
94%
45.
93%
46.
93%
47.
93%
48.
93%
49.
93%
50.
93%
51.
93%
52.
93%
53.
92%
54.
92%
55.
92%
56.
91%
57.
91%
58.
91%
59.
91%
60.
91%
61.
91%
62.
91%
63.
91%
64.
91%
65.
91%
66.
91%
67.
90%
68.
90%
69.
90%
70.
90%
71.
90%
72.
90%
73.
89%
74.
89%
75.
89%
76.
89%
77.
89%
78.
89%
79.
89%
80.
89%
81.
88%
82.
88%
83.
88%
84.
88%
85.
88%
86.
88%
87.
88%
88.
88%
89.
88%
90.
88%
91.
87%
92.
87%
93.
87%
94.
87%
95.
87%
96.
87%
97.
86%
98.
86%
99.
86%
100.
86%


paylaş:

pussy riot'a barış ödülü



Yoko Ono’nun John Lennon anısına iki yılda bir verdiği Lennon Ono Barış Ödülü, bu yıl punk grubu ‘ Pussy Riot ’a veriliyor. Şubat ayında Rusya ’daki bir katedralde Devlet Başkanı Putin karşıtı gösteri yapan ve iki yıl hapis cezasına çarptırılan grup bu olayla dünya çapında bir üne kavuşmuştu. Pussy Riot’ın yanı sıra Barış Ödülü ile onurlandırılacak isimler ise 2003’te Gazze Şeridi’nde Filistinlilerin evlerinin yıkılmasına engel olmaya çalışırken hayatını kaybeden Amerikalı aktivist Rachel Corrie, 2011’de hayatını kaybeden gazeteci - yazar Christopher Hitchens ve Amerikalı aktivist - yazar John Perkins olarak belirlendi. John Lennon’ın doğum günü olan 9 Ekim’de İzlanda’da düzenlenecek törende ayrıca ismi henüz açıklanmayan bir kişiye daha onur ödülü verilecek.
Lennon Ono Barış Ödülü, Uluslararası Af Örgütü’nün desteğiyle veriliyor. Örgüt’ün ilk açıklamasına göre, ‘Pussy Riot’ın ilk fırsatta serbest bırakılması umuduyla’ New York ’ta grup için özel bir tören düzenlenecek. Topluluk adına ödülü, grup üyesi Nadia Tolokonnikova’nın eşi alacak.

Madonna'dan Pussy Riot'a destek
Rusya ’da 4 Mart başkanlık seçimlerinin hemen öncesinde Moskova ’da kilise basan ve “Meryem Ana bizi Putin’den kurtar” diyerek protesto eylemi gerçekleştiren üç üyeli kadın punk müzik grubunun tutuklanması üzerine, dünyaca ünlü pop şarkıcısı Madonna ’dan tepki geldi.
ABD 'li şarkıcı Rusya’ya, beş ayı aşkın süredir gözaltında olan genç müzisyenlerin bir an önce serbest bırakması yönünde çağrı yaptı. Reuters 'a açıklamada bulunan Madonna, "Sansüre karşıyım, tüm müzik kariyerim boyunca ifade özgürlüğünü savundum. Açıkçası onların ( Pussy Riot ) başına gelen şey adil değil" dedi.

"TRAJEDİ OLUR"
Sanatın siyasi olması gerektiğini savunan ünlü şarkıcı, yedi yıl hapsi istenen Pussy Riot için, "Umarım yedi yıl hapis yatmak zorunda kalmazlar. Bu bir trajedi olur" diye konuştu.

Maria Alyokhina, Nadezhda Tolokonnikova ve Yekaterina Samutsevich isimli genç müzisyenler, 21 Şubat'ta Moskova'da bir katedrale girerek, "punk duası" diye adlandırdıkları bir eylem gerçekleştirmişlerdi.

Geçen hafta davaları görülmeye başlanan Pussy Riot üyeleri, kilise baskınından dolayı hiçbir pişmanlık duymadıklarını dile getirmiş, “Yaptığımız eylemden dolayı sadece inançlı Rusya halkından özür diliyoruz. Özrümüz kesinlikle Rusya Ortodoks Kilisesi hiyerarşisinde görev yapan din adamlarını kapsamıyor" açıklamasında bulunmuştu.

Moskova’da konser verecek ve kendi fitness kulübünün bir şubesini açacak olan Madonna’nın bu çıkışının nasıl bir sonuç getireceği merak ediliyor.

Benzer 'hoşgörü' çağrıları, daha önce Sting ve Red Hot Chili Peppers tarafından da yapılmıştı.

paylaş:

'Ateşin Düştüğü Yer' Türkiye'nin Oscar adayı



Türkiye ’yi bu yıl Oscar ödüllerinde İsmail Güneş’in yönettiği ‘Ateşin Düştüğü Yer’ filmi temsil edecek. Montreal Film Festivali’nde en iyi film ve FIPRESCI ödülleri kazanan yapım, geçen hafta Altın Koza ’dan eli boş dönmüştü.

Sanatsal Etkinlikler Komisyonu dün bir araya gelerek 85. Akademi Ödülleri’ne başvuran Labirent, Yeraltı, Entelköy Efeköy’e Karşı, Fetih 1453, Zenne Dancer, Lal Gece, Araf, Can, Ateşin Düştüğü Yer, Devir ve El Yazısı filmlerini değerlendirdi.

Ali Atlıhan, Yılmaz Atadeniz, Osman Sınav (oy kullanmadı), Ercan Kesal , Atalay Taşdiken, Sinan Güngör, Murat Tokat, Semih Kaplanoğlu, Sevil Demirci, Mehmet Altıoklar, Dolunay Soysert, Yusuf Sezgin, Taner Barlas (oy kullanmadı) ve Serdar Akbıyık’tan oluşan jüri, yönetmenliğini İsmail Güneş’in yaptığı ‘Ateşin Düştüğü Yer’in Türkiye’yi Oscar’da temsil etmesine oy-çokluğu ile karar verdi.

paylaş:

freddie mercury'nin son 5 yılı belgesel oluyor



Freddie Mercury'nin hayatının son beş yılını anlatan 'The Great Pretender' isimli yeni bir belgesel yayınlayacak.

Ölümünün üzerinden 21 yıl geçti ama ünlü rock grubu Queen ’in solisti Freddie Mercury ’nin hayran kitlesine, inanılmaz bir biçimde, çok genç yaştaki müzikseverler eklenmeye devam ediyor.

Kasım 1991’de hayata veda etmeden önce, “Müziğimle ne yaparsanız yapın ama beni sıkıcı hale getirmeyin” sözleriyle ölümsüzleştirilmeyi vasiyet eden Mercury bu amacına ulaşmış görünüyor. BBC önümüzdeki ay, ünlü sanatçının hayatının son beş yılını anlatan ‘The Great Pretender’ isimli yeni bir belgesel yayınlayacak.

Belgeselde, Mercury’nin hiç bilinmeyen anıları ve yönleri de ilk kez gün yüzüne çıkacak. Bunlardan biri, sanatçının eski menajeri John Reid’in anlattığı 39. doğum günü partisi: “(Mercury’nin) Zevk düşkünü kişiliği, Münih’teki 39’uncu yaş gününde zirve yapmıştı. Mercury tüm dikkatleri üzerinde topluyor ve çıplak bir erkek dansçı, onun etrafında dans ediyordu. Bu, görece zararsız görünebilir, ama gerçek zamparalık kameraya çekilmedi.” Eski menajer’e göre Mercury, bu Berlin ve Münih maceralarından sonra durulmuş.

paylaş:

filmekimi | 2012



İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından 11. kez düzenlenen Filmekimi, bu yıl Vodafone FreeZone sponsorluğunda 29 Eylül-7 Ekim tarihlerinde gerçekleştiriliyor. Filmekimi, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da sinema keyfini Ekim ayı boyunca İstanbul'un yanı sıra Türkiye'nin farklı kentlerine taşımaya devam edecek.

İKSV tarafından Vodafone FreeZone sponsorluğunda bu yıl on birincisi düzenlenecek ve sinemaseverlerin her yıl iple çektiği Filmekimi'nde bu yıl, yine sinema dünyasından parlak yapımlar, usta yönetmenlerin dünyanın belli başlı festivallerinde gösterilmiş, ödüller kazanmış son yapıtlarının da aralarında bulunduğu 39 film izleyicilerin karşısına çıkacak. Zengin programıyla Filmekimi, 29 Eylül-7 Ekim tarihlerinde, İstanbul'da 9 gün boyunca Atlas, Beyoğlu ve Nişantaşı Citylife City's olmak üzere 3 sinemada izleyicilerle buluşacak.

Filmekimi bu yıl da Türkiye'nin dört bir köşesini geziyor

11. Filmekimi bu yıl da İstanbul sınırlarını aşarak Türkiye'nin 8 farklı şehrine sinemanın en iyi ve en güncel örneklerini götürecek. Geçen yıl ilk kez İstanbul'a ek olarak beş şehirde daha sinemaseverlerle buluşan Filmekimi gösterimleri, bu yıl Bursa, İzmir, Ankara, Erzurum, Diyarbakır ve Gaziantep'te gerçekleştirilecek. Ayrıca Van ve Batman'da da Filmekimi kapsamında ücretsiz gösterimler yapılacak.

İstanbul dışındaki kentlerde, 11. Filmekimi programındaki filmlerinden yapılacak bir seçkinin yanı sıra nisan ayında yapılan 31. İstanbul Film Festivali'nde gösterilen filmlerin de yer aldığı özel bir seçki sunulacak. Filmekimi kapsamında bu yıl Avrupa Birliği MEDIA programının desteği ve Saraybosna, Sofya ve Transilvanya Film Festivalleri'nin işbirliğiyle İstanbul dışında yapılacak

Filmekimi gösterimlerinin tarihleri şöyle:

29 Eylül-1 Ekim   Bursa Korupark Sineması
5-7 Ekim             İzmir Karaca Sineması
12-14 Ekim         Ankara Büyülü Fener Kızılay Sineması ve Erzurum Cinetekno Sineması
19-21 Ekim         Gaziantep Sinepark Nakıp Ali Sineması ve Diyarbakır Avrupa Sineması

Ayrıntılar için tıklayın.

paylaş:

avatar: the last airbender - the promise | part 2



Avatar: The Last Airbender ile Avatar: Legend of Korra arasında köprü oluşturmak, The Last Airbender’ın bitişiyle kafaları kurcalayan soru işaretlerini biraz olsun ortadan kaldırabilmek amacıyla yapımcılar tarafından oluşturulması kararlaştırılan Avatar: The Last Airbender – The Promise’in ikinci bölümü 30 Mayıs 2012 tarihinde Dark Horse tarafından basılıp yayımlanmış.
Çizgi romanın ilk bölümünde daha çok geçmişi hatırlatmak, savaşın verdiği acıları düzeltmek adına uyum sürecinin başlatılması ve bu süreçte yapılacakların tartışılması, bunun üzerine doğan sorunlar ve sorunların başlatmış olduğu gerginlik ön plandayken ikinci bölümde ise Toph ve açtığı metal okulunun yanında, ilk bölümde doğan sorunlara çözüm arayışları üzerine kurulu sahneler yer alıyor. Bu yüzden ilk bölüme göre daha az içerik ve ilk bölüme nazaran daha fazla komiklik barındırıyor diyebiliriz.
Toph boş bulduğu bir okulda tesadüfi olarak bulduğu üç çocuğu eğitmeye başlar, tabii bir önceki bölümde gerçekleşen ateş ve toprak ulusu arasındaki gerginlikten kuvvet alan ateş ulusundan bir eğitmen okulun aslında onların okulu olduğunu söyleyerek Toph ve öğrencilerin derhal okuldan ayrılmalarını söyler. Tabii bildiğimiz üzere Toph böyle şeylere hiç gelemez ve ortamda gerginlik oluşur. Bunun yanında toprak bükmekten daha zor ve inanılmaz derecede hayali gibi gelen metal bükmenin öğretilmesi için uğraş verdiği bu okulun bu kadar çabuk kaybedilmesine de göz yumamaz. Tabii bu gergin ortamı garip çözümle halleden Sokko öğrenciler arasında bir rekabetin oluşmasını sağlayarak kazanan tarafın okula sahip olabileceği fikrini doğurur ve üç gün sonrasında karşılaşma ayarlar.
Her şey yerli yerindedir pekala da üç öğrenci de birbirinden beceriksizdir. Tabii Toph ve Sokko’nun bu öğrenciler üzerinde gerçekleştirmek istedikleri planlar da yok değildir.
Öte yandan ateş lordu Zuko hala yaptığının arkasında durmaktadır, babasıyla hapishanede konuşması ise onun içindeki ateş ulusu yüceliğini her geçen dakika arttırmakta ve kötü tarafa kaymasına da neden olmaktadır.
Diğer yandan Aang ve Katara, yeniden uyum sağlanması için gerçekleştirilen bu hareketin belki de gerçekten çatlak noktalarının olduğu fikrine inanmaya başlamışlardır. Neticede buradaki halk birlikte yaşamakta ve bir aileyi evlerinden uzaklaştırmak için çaba göstermeye çalışmaktadırlar. Bunun yanında iki ulusunda çok farklı olduklarının farkındadırlar ve birlikte yaşamamaları gerektiği düşüncesi de kafalarını kurcalamaktadır. Bunun için Zuko ve toprak kralı ile bir görüşme ayarlamak için toprak kralının karşısına çıkar ve aslında hiç de tahmin etmedikleri bir şekilde toprak kralının ateş lorduna karşı çıkacağını öğrenirler. Ve durum hiç olmadığı kadar karışık bir hal alır.
Her ne kadar birincisi kadar olmasa da olay örgüsü o kadar akıcı ilerliyor ve biraz da özlemden olsa gerek sonunda ne olacağı o kadar çok merak ediliyor ki bir an önce üçüncü bölüme geçme isteği doğuyor insanın içinde.

paylaş: