seks esnasında çekilmiş soyut fotoğraflar

Constance ve Eric olarak bilinen sanatçı ikili, yaklaşık 140 kişiyi fotoğraflamış. Fotoğrafların özelliği bu kişilerin fotoğrafları çekildiği esnada sevişiyor olmaları. Erotik fotoğrafçılıktan uzak olan bu çalışma müstehcen değil aksine puslu görüntülerde duygusallık seziliyor. Sanatçılar ortaya özgün bir eser çıkarmışlar.

“Şeklinden, yaşından, renginden, boyutundan ya da cinsel yöneliminden bağımsız olarak sevgilin sırtına konulan bir el aynıdır. Bu, insan olarak bizi bir araya getiren birkaç düşünceden sadece biridir.” diyen sanatçıların birkaç çalışması şu şekilde. 













(via flavorwire)
paylaş:

sigara içmeyi çekici kılan 25 sinema karakteri

Sigara içmek her ne kadar sağlığa zararlı olsa da bazı kişilere sigara içmek çok yakışıyor. Complex Magazine tarafından derlenen aşağıdaki zamazingoları sizlerle paylaşmak istedik. .gif uzantılı olduklarından hareketlenmeleri ve sizde bir kıpırdanma etkisi yaratmaları bir süre gerektirebilir, sabırlı olmanızı dileriz.

River Phoenix - Mike Waters / My Own Private Idaho (1991)

Leonardo DiCaprio - Romeo / Romeo&Juliet (1996)

Clint Eastwood - Blondie / The Good, the Bad, and the Ugly (1966)

Jamie Foxx - Django Freeman / Django Unchained (2012)

Molly Ringwald - Claire Standish / The Breakfast Club (1985)

Angelina Jolie - Lisa Rowe / Girl, Interrupted (1999)

Brad Pitt - Tyler Durden / Fight Club (1999)

David Strathairn - Edward R. Murrow / Good Night, and Good Luck (2005)

Denzel Washington - Alonzo Harris / Training Day (2001)

Robert De Niro - Sam 'Ace' Rothstein / Casino (1995)

Humphrey Bogart - Rick Blaine / Casablanca (1942)

Penelope Cruz - Maria Elena / Vicky Cristina Barcelona (2008)

Marcello Mastroianni - Marcello Rubini / La Dolce Vita (1960)

Jack Nicholson - J.J. Gittes / Chinatown (1974)

Emma Stone - Grace Faraday / Gangster Squad (2013)

James Dean - Jim Stark / Rebel Without a Cause (1955)

Jean-Paul Belmondo - Michel Poiccard / Breathless (1960)

Audrey Hepburn - Holly Golightly / Breakfast at Tiffany's (1961)

Ray Liotta - Henry Hill / Goodfellas (1990)

Marlon Brando - Stanley Kowalski / A Streetcar Named Desire (1951)

Rita Hayworth - Gilda / Gilda (1946)

Johnny Depp - Raoul Duke / Fear and Loathing in Las Vegas (1998)

Matt Dillon - Dallas Winston / The Outsiders (1983)

Ryan Gosling - Luke / The Place Beyond the Pines (2013)

John Travolta - Danny Zuko / Grease (1978)

paylaş:

man of steel (2013)

Yönetmen: Zack Snyder
Senaryo: David S. Goyer, Christopher Nolan
Oyuncular: Henry Cavill, Amy Adams, Michael Shannon, Russell Crowe, Kevin Costner
Tür: Aksiyon | Macera | Fantezi | Bilim-Kurgu
Yıl: 2013
Süre: 143 dak.
Ülke: ABD, Kanada, BK
Dil: İngilizce
Man of Steel (2013) on IMDb

Kripton gezegeninde gerçekleşen sorunlardan sonra dünyaya gönderilen bir bebek, Kent ailesi tarafından bulunur ve Clark ismiyle yetiştirilir. Clark büyüdükçe kendisindeki olağanüstü gücün varlığını hisseder ve insanlardan neden farklı olduğunu sorgulamaya başlar. Nereden geldiğini ve neden gönderildiğini anlamak için uğraşır. Amacına ulaştığında ise dünyayı bekleyen zorlu günlerle karşılaşır. Umudun sembolü olabilmek için içindeki kahraman dışarı çıkmalıdır.
Christopher Nolan’ın yapımcılığını üstlenip The Dark Knight serisinin senaristi David S. Goyer’in de kaleme aldığı Man of Steel’in yönetmeni Zarc Snyder. Şimdiye kadarki Superman filmlerinin yeterince başarılı olamayışı ve ekibinde gördüğümüz isimlerden dolayı ister istemez izleyicide büyük bir beklenti doğuruyor. Peki, Man of Steel bu beklentiyi karşılayabiliyor mu?
Man of Steel iyi bir görselliğe sahip, neticede diğer Superman filmlerinde çok isteyip bulamadığımız bir detay. Önceki yapımların bu özellikten yoksun olmasını çekim yılına ve o zamanda kullanılan teknolojiye yoranlar var, tabii bir filmin heybetli bir görselliğe sahip olması için teknoloji gerekli olsa da istenilen görsellik de o dönemde yapılabilir düzeyde.

Tarihte pek de iyi sonuçlar alamayan Worner Bros ve DC Comics ortalığı, Man of Steel ile olabildiğince isteğine ulaşmış. Çok da başarılı çizgi roman uyarlamalarına sahip olmayan ortaklık, bu filmle şimdiye kadar çekilen en iyi uyarlamaya kavuşuyor diyebiliriz.
Christopher Reeve tam da Superman için doğmuş bir oyuncu olsa da Henry Cavill’in Reeve’den eksik kalır bir yanı yok. Üstelik filmde sadece Cavill değil diğer tüm oyunculuklar da yerli yerinde. Filmin aynı The Dark Knight’ın sahip olduğu karanlığı içermesi de filmi iyi kılan yönlerinden biri. Üstelik müziklerle de bu desteklenmiş. “Superman” kelimesinin neredeyse hiç kullanılmaması ise iyi olmuş.

Film 143 dakika uzunluğunda fakat filmin en çok eleştiriye açık yanı bu kadar süre içerisinde tüm olayı anlatmaya çalışması. Bu da konunun açıkçası biraz kopuk olmasına neden oluyor. Kriptonda yaşananlar, Clark’ın çocukluk dönemi, kahraman oluşu, araya sıkıştırılan aşk derken zincirin halkalarından birkaçı eksik kalıyor. Eleştiriye açık bir diğer mevzu ise filmdeki aksiyon. Özellikle ikinci yarıda tam da bitti denilen anda bir başka aksiyon sahnesinin meydana gelişi bize göre güzel, sıkıntı bu aksiyon sahnelerinin olması gerektiğinden biraz daha uzun tutulmuş olmasından kaynaklanabilir. En başlarda dediğimiz gibi bu film görsel açıdan doyurucu, bir o kadar da aksiyon barındırıyor. 3D mevzusu ise bu film için gerekli mi gereksiz mi pek yorum yapamıyoruz. Genel olarak 3D’yi çok da gerekli bulmadığımızı söyleyebiliriz fakat normalde yorulan gözlerimiz bu kadar dakika boyunca yorulmadıysa bu ya 3D’nin iyi yapıldığını ya da çok da gerekli olmadığını gösteriyor. Buna izleyip kendiniz karar verebilirsiniz.
Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz.
paylaş:

21. istanbul lgbt onur haftası


Bu sene 21.si düzenlenen Onur Haftası'nın teması "direniş". Hormonlu Domatesler 28 Haziran'da; Onur Yürüyüşü ise 30 Haziran'da.
21. LGBT İstanbul Onur Haftası bu yıl "Direniş" teması ile 24-30 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Direnişin teması, Gezi direnişi başlamadan haftalar önce belirlenmişti.
Haftanın tanıtım metninde direniş teması,"Bizzat devlet erkanı ve yetkililerinin hasta, sapkın, günahkar ve kabahatli saydıkları varoluşumuzla bu toplumda eşitlik talebini dillendirmemizdi" şeklinde tanımlanıyor.
24 Haziran Pazartesi günü 14:30'da Medya Forumu ile başlayacak olan etkinlikler hukuk, eğitim, sendikal haklar, feminizm, LGBT mülteciler gibi bir çok konuyu gündeme taşıyacak.
Direniş Forumu,Vegan Atölye, Çatışan Feminizmler ve Transfobi Paneli, LGBT, Çalışma Hayatı ve Sendikal Hareket Paneli, Öğrenci Buluşması, Oueer Pedagoji Paneli, Trans Gündem Oturumu, etkinliklerden sadece bazıları.
Hafta kapsamında Sumru Yavrucak'ın tek kişilik oyunu Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi,  Craft Tiyatro'nun Uğrak Yeri oyunu ve Can Candan'ın yönetmenliğini yaptığı Benim Çoçuğum Belgeseli'nin de gösterimleri yapılacak ve filmin yönetmeni ile de bir söyleşi gerçekleştirilecek.
Yürüyüş 30 Haziran
Geleneksel olarak verilen Hormonlu Domates Ödül Töreni ve Parti ise 28 Haziran cuma günü saat 21:00'da başlayacak.
İstanbul Onur Haftası Grubu, 30 Haziran pazar günü saat 17:00'da, tüm renklerimiz ve çoşkumuzla "Buradayız, Alışın, Gitmiyoruz!" demek için herkesi İstiklal Caddesi'ne LGBT Onur Yürüyüşü'ne davet ediyorlar.
23 Haziran'da ise Trans Onur Yürüyüşü düzenlenecek.
Ayrıntılı programa ve bilgilere ulaşmak için: http://onurhaftasi.tumblr.com/

Kaynak: Bianet.org

paylaş:

tübitak rahatladı: evrim bitti!


TÜBİTAK evrim meselesini kökünden halletti: TÜBİTAK Popüler Bilim Yayınları’nın kitap satış arşivinde bulunan ve insanın gelişimini “Evrim Teorisi” ile açıklayan kitapların basım ve satışı durduruldu.
Geçtiğimiz yıllarda TÜBİTAK Popüler Bilim Yayınları’nın kitap satış arşivinde bulunan ve insanın evrimini bilimsel yönden inceleyen kitaplar listeden tamamen çıkartıldı. Söz konusu kitaplar -listede bulunmasına karşın- satın alınmak istendiğinde “Tükendi” ibaresi ile karşılaşılıyordu zaten. Şimdiyse kurum tarafından satış ve basımı resmen durduruldu.
Veto yiyen eserler
Zooloji Profesörü Richard Dawkins’e ait Kör Saatçi ve Gen Bencildir kitapları, Alan Moorehead’dan Darwin ve Beagle Serüveni, Stephen Jay Gould’dan Darwin ve Sonrası, Mahlon B. Hoagland’dan Hayatın Kökleri, James Watson’dan İkili Sarmal, Richard Lewontin’den Üçlü Sarmal, Ernst Mayr’dan Biyoloji Budur ve Richard Leakey-Roger Lewin’in Göl İnsanları kitapları TÜBİTAK’ın listesinden çıkartıldı. Eski listeden geriye yalnızca Linda Gamlin’in Evrim kitabı kaldı.
Darwin takıntısı yeni değil
Darwin’in başına gelen ilk olay bu değil. Darwin’in doğumunun 200’üncü yıldönümü UNESCO tarafından tüm dünyada “Darwin Yılı” olarak ilan edilmiş ve bu vesileyle TÜBİTAK, Bilim ve Teknik Dergisi’nin 15 sayfasını ve kapağını Darwin’e ayırmıştı. Ancak TÜBİTAK Yönetim Kurulu, derginin bu hâlini beğenmeyip kapağı son anda değiştirerek, genel yayın yönetmeninin görevine son vermişti.


paylaş:

cahillikler kitabı | john lloyd & john mitchinson

Maddenin kaç hali var, telefonu kim icat etti, mavi balinanın yutabileceği en büyük cisim nedir, dünya mı ayın etrafında döner yoksa ay mı dünyanın etrafında döner, kafası koparılmış bir tavuk en fazla ne kadar yaşar, kırkayağın kaç ayağı vardır, aya çıkan ilk hayvan nedir, James Bond’un en sevdiği içki hangisidir… tüm bu sorular ve daha fazlası NTV Yayınları’ndan çıkan Cahillikler Kitabı’nda yer alıyor. Cevapları ise çoğumuzun tahmin ettiğinden farklı.
Şimdiye kadar bildiğimiz neredeyse tüm bilgiler ya eksik ya da tümüyle yanlış. Belki tüm bu bilgiler günlük hayatta pek de işimize yaramayacak, belki de çoğunu kitabı bitirdikten sonra unutup gideceğiz fakat konuşmalarda adı geçtiğinde hatırlanacağı kesin. İlginç olan her şey gibi bu kitapta geçen neredeyse tüm bilgiler kolay anlaşılabilir ve eğlenceli bir dille okuyucuya sunulmuş. Bu da çok gerekli gibi gözükmese de kitabın bir çırpıda meraklı bir şekilde bitmesine sebep oluyor.
Başlıkların bile ayrı bir ilginçliği, espri anlayışı var. Örneğin üstte belirtilen soruların yanında hitler vejetaryen miydi, Roma yanarken Neron ne yapıyordu, feministler sutyenleriyle ne yaptı vb. haliyle bu gibi başlıkları gördüğünüzde meraklı bir şekilde kitaba devam etmek istiyorsunuz, içerik de yalın ve esprili bir dille sunulduğu için sayfalar su gibi akıp gidiyor. Tabii tüm bu bilgiler çok mu gerekli, cevap açıkça hayır. Ama kitabın zaman kaybı olarak görülmemesi gerekli, mesela gece yatmadan önce, otobüste yolculuk ederken ya da herhangi bir kitabı okurken kafa dağıtmak için bile bu kitap okunabilir.
Hem ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler cümlesini kimin kurduğunu, vücut boyutlarına oranla en büyük penise sahip canlının ne olduğunu, Japon balıklarının hafıza sürelerini, insanoğlunun yaptığı en büyük yapının Çin Seddi olmadığını öğrenmek güzel bile olabilir.
Savaşmaktan üç kat daha tehlikeli olan şeyin çalışmak olduğunu söyleyen bir kitabı kim okumak istemez ki?

Kitabın yazarları John Lloyd ve John Mitchinson. Kitabın fiyat, arka kapak bilgisi için şuraya bakabilirsiniz.
paylaş:

stoker (2013)

Yönetmen: Chan-wook Park
Senaryo: Wentworth Miller, Erin Cressida Wilson
Oyuncular: Mia Wasikowska, Nicole Kidman, Matthew Goode
Tür: Dram | Gizem | Gerilim
Yıl: 2013
Süre: 99 dk.
Ülke: BK, ABD
Dil: İngilizce
Lanetli Kan (2013) on IMDb

Senenin en başarılı filmlerinden biri olan Stoker’ın yönetmen koltuğunda, intikam üçlemesi ve bu üçlemenin tartışılmaz en başarılı filmi kabul edilen Oldboy ile sinefillerin gönlünü fethetmiş başarılı yönetmen Park-Chan Wook oturuyor.

Yönetmenin film geçmişi incelendiğinde karşımıza psikolojik gerilim türünde bir filmin çıkacağını tahmin ediyoruz, tahminde zorlanılan olay ise Güney Kore sinemasını muhteşem bir şekilde temsil eden bir yönetmenin aslında basit bir konuya sahip bir film ile Hollywood’un kısıtlayıcı ve çok da yenilikçi olmayan yapısına girişinde göze aldığı riskin sonucu.

Film, Stoker ailesinin fertlerinin arasındaki ilişkilere yöneliyor. On sekizinci yaş gününde babasını trajik bir şekilde kaybeden India, ergenlik çağının son demlerini yaşayan biraz da gotik tipli bir birey, Evelyn ise baba ve kızın ilişkisini aile fertleri arasında pek de gerçekleştirememiş anne karakteridir. Cenaze gününde aileye katılan ve o güne kadar India’nın hiç tanımadığı bir amca karakteri olan Charles, o günden sonra geriye kalan aile fertlerinin gidişatının hiç de tahmin edilmeyen bir patikada yürüyeceğinin habercisi.


Her ne kadar Kore yapımı filmlerin başarısını gösteremese de buram buram gerçek yönetmenlik özellikleri gösteren film, kadrajın içine giren derin görüntüleriyle görsel bir harikalık olarak gösterilebilir. Zaman zaman gerilimin yüksek dozlarını vücudumuza ağır ağır enjekte etsek de kararlı ve istemli bir umursamazlık içerisinde gerçekleşen oyunculuklar rahatsız olmamıza neden oluyor.
Önemli olanın konu değil estetik bir yönetmen dokunuşu olduğunu bize kanıtlayan yapısıyla da yılın en iyileri arasında yerini sağlamlaştıran Stoker, izlenmeli dediğimiz bir film. Tabii biz biraz daha o alıştığımız şiddeti görmek isterdik, bunu da belirtelim.
Filmin fragmanını buradan izleyebilirsiniz.



paylaş: