“I
love Sigur Rós but occasionally they do sound like two cats fucking beside a
very encouraging orchestra” yazan tweeti retweet yapan ve bu hareketiyle
aslında yaptığı işte kendilerine ne kadar güvendiğini gösteren İzlandalı
post-rock grubu Sigur Rós, uzun bir aradan sonra hayranlarına yeni bir albüm
sundu.
Her
albümüyle büyük ilgi toplayan grubun son albümü Valtari, kendi içlerinde birer
başyapıt olarak sıfatlandırabileceğimiz albümlerinde olduğu gibi farklı bir
türe kendi çizgilerinden hiç sapmadan yoğunlaşıldığının kanıtı.
Ambient
müziğe yeni bir ifade katan grup, diğer albümlerinde olduğu gibi klasik ve
minimal öğeleriyle atmosferin durağanlığında her tınının yedirilerek
benimsetildiği bir iş ortaya çıkarmış.
Sert
tonları beklemediğimiz gruptan bu kez olabildiğince ağır hareketlerle ilerleyen
bir albümün gelmesi değişik yorumların yapılmasına neden olabilir. Çünkü diğer
albümlerine göre ciddi anlamda “yavaş” bir albüm Valtari. Tabii bu durum
albümün kalitesini çok etkiler mi, pek öyle olacağını düşünmüyoruz.
Daha
önce Sigur Ros parçalarını çok dinlememiş kişiler bu albümden muhakkak uzak
duracaklardır lakin grubu benimsemiş ve üzerine de ambient müzikten hoşlananlar
albümü taçlandıracaklardır.
Albüm
Ég Anda ile başlıyor. Fjögur Píanó ile bitene kadar da
temposundan hiçbir şey kaybetmeden ilerliyor. Albümde yer alan parçaların kendi
başlarına bir şeyler ifade etmesinden çok sanki tüm albüm bir bütünmüş gibi
belirli bir olayı anlatıyormuşçasına ilerliyor.
Tabii
yine de en beğenilen yahut “buradayım” diyen parçalar sorulacak olursa da Varúð, Dauðalogn, Varðeldur
söylenebilir.
Albümde
yer alan parçalar şu şekilde:
1.
Ég Anda
2.
Ekki Múkk
3.
Varúð
4.
Rembihnútur
5.
Dauðalogn
6.
Varðeldur
7.
Valtari
8.
Fjögur Píanó
Nefes
almanın öneminin vurgulandığı bir klip de aşağıda: