Yönetmen:
James Wan
Senaryo:
Leigh Whannell
Oyuncular:
Patrick Wilson, Rose Byrne, Ty Simpkins
Tür:
Korku | Gerilim
Yıl:
2010
Süre:
103 dak.
Ülke:
ABD, Kanada
Dil:
İngilizce
Ödül:
6 adaylık
IMDb
puanı: 6.8/10
Metascore:
52/100
Üç
çocuk sahibi Josh ve Renai çifti klasik aile yapısında kendi yağında kavrulan
bir birliktelik yaşarler. Josh çalışıp evine para getiren bir baba, Renai ise
evi çeki düzene sokan, çocuklara bakan bir annedir. Yeni taşındıkları
evlerinden günler su gibi akıp giderken garip olaylar bir anda patlak vermeye
başlar. Josh evinden uzak olduğu sürece kafasını dinlerken genellikle çileyi
çeken Renai olacaktır, son dem olarak çocuklarından biri uyanmamak üzere uykuya
dalınca iş çığırından çıkar. Tıpta herhangi bir komplikasyon oluşmamış olsa da
bir çare yoktur, beklemek de sinirleri tepeye çıkarır.
Renai
ise evde durduğu sürece garip nesneler görmeye başlamıştır, hayaletler evlerini
sık sık ziyaret etmektedir ve her defasında Josh’u bu fikre inandırmakla
uğraşır.
Bir
süre sonra çocuklarının hasta olmadığını aslında astral seyahat yaptığını
öğrenirler. Karanlıktan, kabustan, daha doğrusu korkulması gereken herhangi bir
şeyden korkmayan çocukları uykusunda başka boyutlarda gezinir ve bunların
gerçek olduğunu düşünmektedir, korkmadığı için ve hayal olduğunu
düşünmediğinden uykusundan uyanmaz. Josh’un annesi bu duruma el koyar ve medyum
tipli birini eve çağırır. İki çalışanıyla olayı çözmeye çalışan medyum, evi
ziyaret eden hayaletlerin uykusundan uyanmayan çocuğun bedenini kılıf gibi
gördüklerini ve ona sahip olmak için uğraştıklarını öğrenir. Tek çözümün çocuğu
uyandırmak olduğunu söyler, uyanması için ise çocuğun o anda gezmekte olduğu
evrene birinin gidip, olayları ona açıklaması ve onu geri döndürmesi
gerekmektedir. Bu iş için ise en uygun aday babadır, çünkü küçükken aynı sorunu
o da yaşamış fakat olay kapandıktan sonra tüm deliller ortadan kaldırılarak
olayı unutması sağlanmıştır.
Baba
da astral yolculuğa çıkar ve olaylar daha da büyür.
Korku
gerilim filmi dendiğinde eğer bir kriter varsa bu kategorideki filmi iyi yapan,
o da teknik konuların haricinde izleyeni germesi ve korkutmasıdır kanımca. Hal böyle
olunca korkutmayıp yer yer güldüren bir korku filmini izleyince insan ister
istemez filmi kötüleyebiliyor. Açıkçası çoğu sosyal platformda her ne kadar çok
beğenilip, izlenmiş olsa da, tavsiye edilip kokuttuğu söylense de aynı fikirde
olduğumu söyleyemeyeceğim. Korkutma meselesi ekrana dikilmiş gözlerin bir anda
ekranın orasından burasından fırlayan nesneden kaynaklanıyor yalnızca, klasikleşmiş
korku öğeleri de yok değil, kimin çaldığı belli olmayan kapı ya da
kendiliğinden açılıp kapanan kapılar, bazı eşyaların zaman içerisinden yer
değiştirmesi, garipten gelen sesler, çocukların korkunç resimler çizmesi vs.
Hal
böyle olunca diğer basit korku filmlerinden ne farkı kalıyor diye sormak
geçiyor içimden. Yine de keyifli dakikalar da geçirmedim değil izlerken, ortala
bir korku filmi diyerek de durumu kotaralım.