düşerdi rüzgar

Mutlulukları doldurmuşum koynuma, bir kadeh şarap içesim geliyor. İntihar etmek istesem beynime değil mideme ateş ederdim, şarap akardı. Ve bir gün gelip de sular uykusundan uyansaydı eğer, sırf yıkamak için bu hayatı, bardaktan boşalırcasına yağardı gökten, silip süpürürdü tüm insanlığı.
Şemsiyemle çıkmışım yola, yokuş aşağı koşuyorum, tek derdim bedenimi hissetmek ve havalanmak biraz da topraktan, uçmayı becerebilmek. Düşerdim oysa, atlayıversem balkonlardan iki saniye bile sürmezdi. Çabucak kırılırdı vücudum, bin parçaya bölünürdüm ve sesini duyardım tenimin, çatırtısını.
Yarınlarımı sokmuşum delik cebime, teker teker kaybediyorum. Bir adım daha yaklaşırken sonuma, koşmaya devam ediyorum. Bir elimde sigaram bir elimde şemsiye ve bir de isyan eden ciğerler, öksürüyorum. Kaçıp gitsem bu hayattan dönemesem geriye, tutunabilsem bir yerlere de salıp kendimi boşluğa düşsem.
Kaldırım taşları ayaklarımı acıtıyor, bana bakan bir köpek. Otursam yanına elimi yüzümü yalayacak. Bu yağmurda susuzluğum beni kurutan ve bir de yıldızların kayması gökten.
Ağlayacağım yerde gülüyorum kendime, kahkahalardan şehir yerle bir. Ben kendime düşmüşüm, kendim de düşmüş bana.
Büyümüştüm aslında, resim yaparken bulutları mavi değil de beyaz boyar olmuştum. Ciğerlerimi dumanla doldurmuş, yağmur yağarken şemsiyenin altından çıkıp bulutun altında durmuştum, içim üşümüştü.
Ne bileyim, içimden düşmek geliyordu da nerden? Şarabı da unutmamak gerekiyor tabii. Büyümüşlüğün verdiği kuvvetle belki, beyaz da boyar olmuştum ya bulutları, başımın üstünden eksik olmayan yağmurla dost oluvermiştim zamanla. Ve geceler boyu üşümüştüm yataklarda.
Kucağımda mutluluklar, delik cebimde yarınlarım, tırmanıyorum aşağıya doğru, şemsiyemi bırakasım gelmiyor. Aslında uçup gitse bir defa, tüm insanlığa inat temizleneceğim, ruhum bedenimden çıkacak.
Köpek arkamdan gelmiş ben ulaşmışım varacağım noktaya. Elimde şemsiyem sağ tarafta bir rüzgar. Estikçe esiyor, yalayıp geçerken bedenimi, jilet gibi sesi kulaklarımı kesiyor. Sol elimde bir şemsiye, sağımda rüzgar ve köpeğin soluğunu hissediyorum uzaklarda, saçlarım ıslanmaya başlıyor.
paylaş:

2 yorum:

  1. ben çok kez bayıldım ama
    bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım bayıldım...

    YanıtlaSil
  2. biz de sana bayılıyoruz burcu =)

    YanıtlaSil