Bu kadar pisliğin arasında pak
kaldığımı düşünmem, kendimi kandırma yollarından biri benim için. Etrafımda
otuz bir çekip kendini tatmin eden insan kalabalığı ve ben bu karanlığın içinde
hızlanarak düşüyorum.
Kırmızı ojeli uzun tırnaklar
geziniyor vücudumda. Arayış içersindeler. Avuçlarını sürtüyorlar bedenime,
burnuma gelen gelen toz yığınıyla öksürüyorum. Geçecek bunların hepsi, tümü bir
gün bitecek.
Büyüyen gözbebeklerim
uzaklaştırıyor nesneleri, aradığımın çok uzakta olduğu sinyali gidiyor beynime,
sıcaktan ter boşanıyor avuçlanan bedenimde, adeta haz alıyor eller,
kayganlaşıyor.
Kendimi tatmin etme yollarından
biri bu, kandırmacalardan diğeri. Dışarısı karanlık ve tozlu. Düşüyorum.
Kanatlarım olsa bedenimi taşıyamazdı. Eşek ölüsü gibiyim. Benden medet
umanların yüzlerindeki kırbaçlamalar kanatıyor tenimi. Akıyorum. Acı bir tat
var dilimde ve düğümlendikçe konuşmam zorlaşıyor, dişlerime bağlanıyor adeta,
acı beni kanatıyor.
Işığın yokluğunda adımlarım
istemsiz, her ayak hareketim boşluğa denk geliyor. Dik bakışlar ve sırıtan
suratları kendime çekiyorum her saniye. İnsanlar neden bakıyorlar? Çözemiyorum.
Soluk alışlarım güçleşiyor. Hedefim şırıl şırıl temiz suların aktığı, burcu
burcu kokan, parlak bir dünya. Ve bedenimi el altına alan hâkimiyet düşkünü toz
yığını, beyaz.
Mülkiyet duyusu aslında beni bu
karanlığa hapseden. Pavyon havasında parçalı bulutlu bir rüzgar, yelleri
yalayarak geçiyor, zifiriye boyuyor.
Anlaşılmazlıkları anlatmak
değil yaşama amacım, doyumsuzluğumuzdan gelen sapkınlığımızın mükâfatı ve
çaresizliğimizin çürük dişleri.
Yoğun bir hava püskürmesi ve
azalan sesin yitmesi ve bitmişlik. Ellerim titriyor. Gözlerimde gözbebeğimin ve
göz kapaklarımın savaşı sürüyor. Galip gelenin hükümlülüğü beynimi yıpratan. Ve
göz yaşlarımın ortamı sulaması. Yapışkan bedenimde uzun kırmızı boyalı
tırnaklar geziniyor. Adeta sarmalıyor tüm avuçlar tenimi. Haz çığlıklarını
duyuyorum başımın arkasında. Gömleğimden sokulan eller pantolonumun içine
girdiğinde can havliyle bir nefes çekip gözlerimi açıyorum. Dilimde acılık,
beynim yıpranmış ve ben düşüyorum. Gözbebeklerim kocaman, savaşıyorlar göz
kapaklarımla, karanlık, her yer karanlık.
İnsanlar neden bana bakıyor?
Anlam veremiyorum. Ellerim titriyor ve bedenim ıslak. Her adımın boşluğa
basıyor, nefes alışlarım güçsüz. Tırnaklarını geçiriyor eller bacaklarıma.
Yürüyorum.
Yoğun bir hava püskürmesinin
sesi geliyor kulaklarıma, o tarafa yöneliyorum ve ses azalarak bitiyor. Kapı
açılıyor, birileri çıkıyor, bana dik dik bakıyorlar, bedenim ıslak ve gözlerim
kapanıyor.
Şırıl şırıl suyun sesini
duyuyorum ve kapıyı itiyorum. Apaydınlık. İnsanlar kabinlerden çıkıyor, sonra
ellerini yıkıyorlar, burcu burcu kokular yayılıyor her yere ve makinenin
altında ellerini kurutuyorlar. Yoğun hava püskürmesinin sesini duyuyorum.
Sistematik çalışan insanlar. Çişleri ya da kakaları geliyor, tuvaletin kapısını
itiyor, bu sırada başkaları kapıdan çıkıyor, içeri girenler boş kabine geçip
işiyor ya da sıçıyor, sonra sifonu çekiyor, şırıl şırıl suyun sesi, kabinden
çıkıyor, ellerini yıkıyor, burcu burcu koku, sonra ellerini makinenin altında
kurutuyorlar. Yoğun hava püskürmesinin sesi ve ortam aydınlık.
Işık hükümdarlığı ve sistematik
çalışanları. Bedenim ıslak, pantolonumun içinde kırmızı uzun tırnaklı eller
geziniyor. Sistematik çalışıyorum. Boş kabine giriyorum, işiyorum ve sifonu
çekiyorum. Rahatlama hissi tüm bedenime yayılıyor. Klozet kapağını kapıyorum,
dizlerimin üzerine çekiyorum, gözbebeklerim daha da büyüyor, ellerim titriyor.
Boyalı tırnakların gezindiği yerlerden malzemelerimi koyuyorum kapağın üzerine
ve sistematik çalışıyorum. Aydınlık, tüm bedenimi yalıyor. Işığın varlığında
dünyanın tadına varıyorum. Kendini tatmin edenler uzaklaşıyor etrafımdan,
sadece ben kalıyorum. Kabinden çıkıyorum, ellerimi yıkıyorum, şırıl şırıl su
sesi beynimi temizliyor, burcu burcu kokular geliyor ruhuma ve makinenin altına
elimi sokuyorum. Mavi ışık kaplıyor avucumu, sonra yoğun bir hava püskürmesi.
Sistematik çalışıyorum.
Sadece ben varım. Aynada
kendime bakıyorum. Aynadaki bana neden bakıyor? Anlam veremiyorum.
Görsel buradan.