Merhaba
sayın okuyucu,
Bomboş
geçen bir haftadan sonra artık kendinize daha çok vakit ayırabileceğiniz bir
hafta sonuna yaklaştınız. Bu günü de atlatınca güzel bir hafta sonu sizi
bekliyor ya da sabahın köründe kalkıp işinize gidip Pazar olmasını
bekleyeceksiniz. Neyse, biz yine de mutlu geçireceğiniz bir tatil günü
dileyelim.
Sizin
için vakit ayırdık ve orada burada neler var, ne dinlesem, ne izlesem içerikli
bir paylaşım hazırladık.
Ne
izlesem?
Bu
hafta vizyona yine üç-beş film girdi. Karayel Poyraz, Şimdiki Zaman, Ginger
& Rosa, R.I.P.D bunlardan birkaçı. Hangisini önersek bilemedik, siz en
iyisi film izlemek istiyorsanız patlatın mısırınızı evinizde açın güzel bir
film. Örneğin internetin nimetlerini falan kullanın ve Upstream Color’ı
izleyin. Kafanızı yorun, hayata ve doğaya çok farklı yönden bakmaya çalışın. Ufkunuzu
genişletin.
Ne
dinlesem?
Eylül
sonunda geldi, o yapış yapış mevsimden sonra içimizin huzurla dolacağı günler
kapımızda. Müneccim değiliz tabii ama biz öyle hissediyoruz. Yağmurları kim
sevmez ki? Islanmayı sevmeyebilirsiniz ama izlemek huzur verir insana. Bu yüzden
yağmurlu bir günde buradaki albümleri dinleyebilirsiniz. Hala bulutlar ağlamaya
başlamamış ve siz biraz rahatlama arzuluyorsanız ise sizin için hazırladığımız
çekme kasetimizi dinleyebilirsiniz.
Ne
okusam?
Dumanı
üstünde bir sürü kitap mevcut, internet sitelerinin de indirimleri hala devam
ediyor. Aynı parayla daha çok kitap almak istiyorsanız internet üzerinden alın
deriz fakat kitabı elinizde tutarak içine şöyle bir bakarak almayı
sevenlerdenseniz gidip gezin, dışarı çıkmış olursunuz. Bizim önerimiz bir Thomas
Mann kitabı Venedik’te Ölüm. Uzun öykü kategorisinde olan bu kitaba alışveriş
sonrası oturduğunuz bir kafede filtre kahvenizi yudumlarken başlayabilirsiniz. Aşırı
klas oldu.
Nereye
gitsem?
Rock
N Cock’a gidebilirsiniz pekala ama biletiniz yoksa bilemeyiz. Alışveriş merkezlerine
gitmeyin de nereye giderseniz gidin. Bu hafta alışverişe ihtiyacınız yok kabul
edin, gidin tek başınıza bir parka oturun. Gölgelik olsun. Şöyle derin bir
nefes alın. Aslında yaşamak ne kadar da güzel değil mi? Hayat çok kısa, onun
değerini anlamak için bile. Bunu fark etmek için çok geç olmaması için azıcık
çaba gösterin. Parka oturduğunuzda şöyle etrafa bakınmayı da unutmayın. Çok da
dikizlemeyin milleti. İstanbul’daysanız Cevahir’e gidin, renkler güzel,
renklerden korkmayın.
Bi’
site var,
Bira
içmeyi seviyorsunuz, dünyada binlerce farklı bira var, dizayn olsun tat olsun
tümüyle birbirinden farklılar. Beer Labels in Motion adlı Tumblr sitesi tahmin
edeceğiniz gibi şişeler üzerindeki logoları/tasarımları hareketlendiriyorlar. Takip
etmek farz diyoruz ve büyük günah işliyoruz.
Başınıza
bir iş gelmezse haftaya yeniden bekleriz.
0 YORUM:
Yorum Gönder